English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Ismaël

Ismaël Çeviri Türkçe

67 parallel translation
Nous sommes descendants d'Ismaël, son premier-né.
Bizler ilk doğan İsmail'in çocuklarıyız.
Il ne serait pas seulement le dieu d'Israël ou d'Ismaël, mais le dieu de tous les hommes.
Sadece İsrail ve İsmail'in Tanrı'sı değil, tüm insanlarınki olurdu.
Ismaël lui-même ignorait que Dieu l'avait conduit dans le désert pour être père d'une nation.
İsmail bile Tanrı'nın onu bir ulusun babası olsun diye çöle sürüklediğini bilmiyordu.
Dieu a conduit Ismaël et sa mère Hagar jusqu'à une terre hospitalière.
Tanrı İsmail ve annesi Hagar'ı iyi bir ülkeye getirdi.
Voici le célèbre trône du shah Ismaël.
Bu da Şah İsmail'in meşhur tahtı.
Qui sauve Ismaël à la fin?
Vem räddade Ismael på slutet? Va?
Appellez-moi Ismaël
"Bana Ishmael deyin."
Ismaël?
Anşadın mı?
Voyons un peu vos œuvres d'art en nouilles. Ismaël?
Pekâlâ Döller, bakalım makarnadan ne resimler yapmışsınız.
Où est Ismaël?
— Zigmo nerede?
Tu n'avais pas à venir ici pour me le dire, Ismaël.
Bunu söylemek için buraya kadar Gelmek zorunda değildin, Ismael.
"Appelez-moi Ismaël, gros nul."
- Moby Dick? "Bana Ishmael de, aptal."
- Ismaël.
- İsmail.
Isaac n'était pas son fils unique, il y avait Ismaël.
İsmail de onun oğlu idi.
Ismaël, Rolando, Silvio.
lsmael... Rolando, Silvio...
Ismaël, apporte un morceau plus chaud pour grand-père.
lsmael, bak bakalım büyükbabaya daha sıcak bir parça bulabiliyor musun?
A demain, Ismaël!
Hoşça kal, lsmael.
Bientôt tu verras, Ismaël, de ton sang j'arroserai ma terre.
Çok yakında göreceksin lshmael. Ülkemi kanınızla sulayacağım.
"Je m'appelle Ismaël." D'accord?
"Benim adım İsmail", tamam mı?
Abraham a eu un fils, Ismaël, avec Agar, une esclave.
İbrahim'in bir köle olan Hacer'den İsmail diye bir oğlu vardır.
Sara persuada Abraham de chasser Ismaël, parce que ce n'était pas son fils.
Sara, kendi oğlu olmayan İsmail'i kovsun diye İbrahim'i ikna eder.
Donc Ismaël et sa mère partirent dans le désert et d'Ismaël descendent les Arabes, ou Ismaëlites.
İsmail ve annesi çöle doğru giderler. Araplar ya da İsmaililer İsmail'in soyundan geliyor.
Kak Ismaël, à droite, à droite.
İsmail, sağa, sağa!
Kak Ismaël, je suis fatigué.
İsmail, yoruldum.
Kak Ismaël, je t'ai amené ma propre antenne.
İsmail, sana kendi antenimi getirdim.
Puis Kak Ismaël est arrivé et a demandé où était Satellite.
Sonra İsmail geldi ve nerede olduğunu sordu.
Kak Ismaël m'a rappelé et il m'a donné deux gifles, comme ça.
İsmail çağırdı ve iki kez tokatladı beni, işte böyle.
Kak Ismaël, plus doucement.
İsmail, yavaş ol!
Il est parti avec Kak Ismaël.
- İsmail'le gitti.
Kak Satellite, tu vas mieux? Kak Ismaël a envoyé ça pour toi.
Uydu, İsmail bunu sana gönderdi.
Cours dire à Kak Ismaël d'annoncer aux gens - que demain, la guerre sera finie.
Git ve İsmail'e de ki insanlara savaşın yarın biteceğini söylesin!
Dis à Kak Ismaël de prévenir les gens avec le haut-parleur de la mosquée que la guerre sera finie demain.
Git ve İsmail'e de ki cami mikrofonundan halka savaşın yarın biteceğini söylesin.
Quand les Américains sont arrivés, ils sont allés chez Kak Ismaël.
Amerikalılar gelince, hepsi İsmail'e gitmiş.
"Appelez-moi Ismaël."
Evet, "Bana İsmail de".
Ismaël, te me reçois?
Ismael, beni duyuyor musun?
Ismaël!
Evlat!
Attrape!
İsmael, yakala!
Ismael?
Ismael?
Je m'appelle Ismael López...
Adım Ismael...
Ismael, demandons d'abord une rançon.
Ismael... Neden önce fidye istemiyorsun?
- Appelez-moi Ismaël.
- Bana İshmael deyin.
À Celia, Tito, Ismael, Santitos, Ray,
Celia, Tito, Ismael, Santitos, Ray, Mongo, Louie, Pete El Conde, Jerry ve...
Mais Ismael était plus entêté que lui.
Ama İsmael ondan daha inatçıydı.
Et à la nuit tombée, Ismael arriva.
İkinci gece çökerken İsmael gelmiş.
Certains pensent que Dieu se pencha sur Ismael et le transforma en sa bête.
Bazıları, İsmael'e bakanın Tanrı olduğuna ve onu kendi canavarı yaptığına inanır.
Supposons, juste comme une hypothèse, que cet homme dont la famille fut massacrée, cet Ismael, subit toutes ces horreurs et fut, selon la légende, transformé en une espèce de loup-garou.
Akademik bir hipotezdeymiş gibi varsayalım ki ailesi paramparça olan bu adam, İsmael bütün bu dehşeti yaşadı, efsaneye göre bir canavara, bir tür kurt adama dönüştü.
Ismael?
İsmael?
Viens-tu pour moi, Ismael?
Benimle geliyor musun, İsmael?
Comme toi, Ismael.
Senin gibi, İsmael.
C'est quoi, votre truc à tous les deux?
Ne oluyor, Ismael? Ne var, dostum?
Ismael, tu ne me connais pas.
Ismael, beni tanımıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]