English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Jamba

Jamba Çeviri Türkçe

61 parallel translation
- Du jamba quoi?
- Jumba ne?
Je pêchais tranquillement des insectes dans le jamba-machin-truc quand tout d'un coup...!
Dakika da bir böcekler ısırıyor... Biliyorum sonraki şey de, vızıldamak!
Quand la banque te saisira, je racheterai ton commerce, et j'en ferai une affaire plus rentable comme une salle de gym.
Banka ipoteğe el koyunca, dükkanını satın alacağım ve onu, Bally's, ya da Jamba Juice gibi altın yumurtlayan bir kaza dönüştüreceğim.
- Pourquoi on n'irait pas au Jamba Juice?
- Jamba Juice'e gidelim mi?
Je représente la société Jamba Juice.
Ben Jamba Meşrubat Şirketini temsil ediyorum.
Jamba Juice... veut ouvrir une boutique dans ce quartier?
Jamba Meşrubat burada bir işyeri mi düşünüyor?
Jamba Juice est prêt à payer 1.900 $ le mètre carré.
Jamba Meşrubat, metrekaresine 175 dolar vermeyi düşünüyor.
Jamba Juice monte son offre. 2.475 $ le mètre carré.
Jamba Meşrubat tekliflerini metrekaresine 225 dolara yükseltti.
Je sais que vous ne voulez pas vendre, mais je voulais vous dire que Jamba Juice a monté son offre à 3.000 $ le mètre carré.
Biliyorum satmak istemiyorsun ama bilmen gerekir Jamba Meşrubat, teklifini metrekaresine 275 dolara yükseltti.
Jamba Juice.
Jamba Meşrubat!
Sa clientèle a déserté son cabinet pour un centre de massage qui vient d'ouvrir entre son cabinet et Jamba Juice.
Zavallı masaja gelen bütün müşterilerini, onunla Jemba Juice arasına, yeni dükkan açan lisansız bir masaj salonuna kaptırdı.
Et enfin, l'acte de transfert de propriété à Jamba Juice.
Ve son olarak, Jamba Juice'a senedin transferi.
J'ai bu un milk-shake un peu trop riche.
Çok sütlü Jamba Juice içmiştim.
"Le Jamba-foireux"
"Pir-iğrenç!"
Il y a un Jamba Juice.
Jamba Juice de dahil olmuş olabilir?
Je suis passée au Jamba de State Street.
Eyalet Sokağında, bir Jamba'nın önünden geçmiştim.
- Á Jamba Juice.
- Jamba Juice.
- Jamba Juice est le maître?
- Jamba Juice mu kabadayı?
C'est comme Jamba Juice.
Jamba Juice gibi bir yer.
Non, ce n'est pas du tout comme Jamba Juice.
Hayır, hayır, hiç Jamba Juice gibi değil.
Je ne crois pas que vous devriez vous opposer à Jamba Juice.
Ayrıca, Jamba Juice ile de savaşmamalısın bence.
Comme Jamba Juice?
Jamba Juice gibi mi yani?
Oui, M. le Juge, exactement comme Jamba Juice.
Evet Sayın Yargıç, kesinlikle Jamba Juice gibi.
J'adore Jamba Juice.
Jamba Juice'a bayılırım da.
Après le Jamba Juice, Chad t'a dit où il allait?
Pekala, Chad sana nereye gideceğine dair bir ipucu verdi mi?
Une cigarette ne me ferait pas de mal. Ou un Jamba Juice.
Şimdi bir sigara içebilirim ya da biraz meyve suyu.
Les jus de fruits, vous avez essayé?
Jamba Juice falan?
Cinq rencards par semaine, une dispute par mois. Pour une histoire de placement de produit avec Zumo, la dispute aura lieu chez Zumo.
Haftada beş randevu, ayda bir kavga ve Jamba Meyve Suyu * ile bir ürün reklam anlaşması yüzünden kavgalar Jamba Meyve Suyu'nda olacak.
J'adore Zumo!
Jamba Meyve Suyu'na bayılırım.
Toute cette attention, ces photos, avoir la diarrhée à force de boire tout ce Zumo...
Tüm bu ilgi, fotoğrafımın çekilmesi, çok fazla Jamba Meyve Suyu içmek yüzünden olan buz gibi ishal...
Oh, et il y a un point de vente de jus Jamba
Şu yoldan üç kilometre ilerde Jamba Juice de var!
Ça marche quand je le fais à un frère, au comptoir d'un Majestic-Innovation, pas à des détenus.
Shawn, bu ancak Jamba Juice'ta tezgahın arkasında çalışan siyah bir ahbap ise işe yarar, eli silahlı bir suçluya karşı değil.
{ \ pos ( 192,220 ) } Alors, quand... { \ pos ( 192,210 ) } Ignacio m'emmenait faire les courses, au pressing, chez Costco... { \ pos ( 192,210 ) } Un milk-shake chez Jamba Juice.
Ne zaman- - Ignacio bana ayak işlerini yaptırırdı. Kuru temizleme, alış-veriş lokantadan haraç almak.
Tu devrais entreprendre la fille qu'on a connue au Jamba Juice.
Jamba Juice'de tanıştığımız kıza dava açmalısın.
Un concours pour gagner des billets. Et un bon d'achat à Jamba Juice.
Clippers bileti ve J.J hediye çeki için yarışma yapıyorlar.
À Jamba Juice.
- Peki ya sen? Jamba Juice'de tanıştık.
Fais en sorte qu'ils arrêtent.
Jamba Juice. Lütfen Jamba Juice demelerini engelle artık.
Vous n'en avez jamais entendu parler?
Jamba Juice'u hiç duymamış olmanıza inanamıyorum.
Je te donnerai un Jamba Juice sur le chemin de retour.
Eve giderken sana Jamba Juice alırım.
Les Jamba Juice sont pour les héros.
Jamba Juice kahramanlar içindir.
Rien à faire ici, à part le bar à jus et les vaches.
Jamba Juice'de çalışmak ve inek devirmek dışında Clover'da yapacak hiçbir şey yoktu.
Écoute, dans le futur il y a un endroit qui s'appelle Jamba Juice et ils te font croire que c'est bon, mais ça va juste te faire grossir.
Bak, gelecekte Jamba Juice diye bir yer var sana sağlıklı olacağını söylüyorlar ama sana kilo aldırıyorlar.
C'était il y a 2 jours, au Mamba juice.
İki gün önce Jamba Juice'da olmuştu bu.
Juste devant le Jamba juice.
Jamba Juice'in kapısının önünde.
Elle l'a brisée puis l'a mise dans un dépotoir derrière Jamba Juice.
Kırmış işte. Sonra da dondurmacının arkasındaki çöpe atmış.
Il y a un magasin qui vend des smoothies, pas loin d'ici.
Anlatabiliyor muyum? Ayrıca, iki sokak ötede bir Jamba Juice var.
- Frappe moi! - Tu penses honnêtement que tu auras une relation sérieuse avec une hasardeuse femme de 25 ans que tu as rencontré à Jamba Juice?
Gerçekten Jamba Juice'da tanıştığın 25 yaşında bir kızla düzgün bir ilişki yürütebileceğine gerçekten inanıyor musun?
La plupart des gens ne surmontent jamais des choses comme ça, et moi je disais "Allons boire un jus de fruit."
Çoğu insan, böyle şeyleri hiç atlatamaz ama ben hemen "Haydi Jamba Juice'a gidelim" diyecek duruma gelmiştim.
Nous avons dû tourner à Jamba Juice à la place.
Buranın yerine Jamba Juice'de çekmek zorunda kaldık.
Donc, je suis juste allé pour Jamba Juice et me suis un d'eux.
Jamba Juice'a gittim ve kendime bunlardan bir tane aldım.
Au Jamba Juice, rue K.
En son bir dükkânda gördüm, sonra da yok oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]