English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Jell

Jell Çeviri Türkçe

141 parallel translation
Jell-o shots ( alcool gélatineux )!
Şekerli shotlar!
Oh, mon Dieu. Ces Jell-O coups sont à venir.
Ah, şekerli shotlar geri geliyor.
Il perd les pédales.
Jell-O ( jöle )'ya dönüşmek üzere..
Les pédales?
- Jell-O mu?
Je n'ai pu vous offrir un festin de roi.
Kendimi şu Jell-O pastalarından yapmaktan alıkoyamadım.
Je te rapporte un bol de gelée.
Senin için bir kova Jell-O getir.
Georgie, tu veux un peu de Jell-O?
Georgie, biraz jöle ister misin?
Mais Georgie, et ta Jell-O?
Ama, Georgie, jöle ne olacak?
- Je sais faire du Jell-O.
- Ve nasıl Jell-O yapılacağını da biliyorum.
Rôti, haricots verts et un dessert appelé "Jell-O".
Rosto, yeşil fasülye ve de ismi şöyle birşey... [br] Jell... O.
- Vous savez faire la gelée?
Nasıl Jell-O yapıldığını biliyor musun?
Où sont les verres de Jell-O?
Jell-O kadehler nerde?
C'est comme ça que maman faisait la Jell-O.
Evet, Jell-O. Annemin eskiden yaptığı gibi.
II suffit de duper une personne, celle qui m'a demandé un jour si le Jell-O était un fruit.
Sadece bir kişiyi kandırmak zorundasın. Ve eğer yanlış hatırlamıyorsam, bu kişi zamanında bana jölenin meyve olup olmadığını sormuştu.
C'est â qui, le Jell-O?
Hey, bu jöle de nereden çıktı?
- Ils voulaient le Jell-O mais c'est pas pour eux.
Jöle istediler, ve ben de onlara, bunun onlar için olmadığını söyledim.
"Ca fait combien 4 + 4?" "Jell-O."
"İki artı iki kaç yapar?" "Jell-O."
C'est le dernier Jell-o.
Merhaba. O son jöle.
Rends-moi mon Jell-o.
Jölemi geri istiyorum sadece.
- Rends-lui son Jell-o.
Jöleyi geri ver.
Rends-lui son Jell-o gentiment et je ne tirerai pas.
Yavaşça jöleyi ona ver ben de seni vurmam.
- Tu as essayé le shoot au JELL-O?
- Hiç "Jell-O shooter" denedin mi?
Refaire le monde en préparant des shots de Jell-O.
Harika, içkileri kafaya dikerken dünyanın sorunlarını çözmek.
Super, de la Jell-O verte.
- Pekala. Yeşil Jello.
J'ai une idée. Puisque de toute évidence, on va pas se préparer des Jell-O shots ni jouer à "épinglez la queue de l'âne"...
Bakın ne diyeceğim, burada eşeğe kuyruk takmaca filan oynamayacağımıza göre...
J'avais bu plusieurs verres de Jello.
Bende bir kaç Jell-O ( tatlı ) var.
Qui veut du Jell-O?
Kim Jello ister?
Le Jell-O se fait bouillir.
- Hayır hayır! Jello'nun haşlamasını!
Je mange de la Jell-O.
Ben jöle yiyorum.
Toi, dans l'Aéronavale, ton rôle c'est manger de la Jell-O.
Sen, sen bir donanma pilotusun ve rolün jöle yemek.
Et je mange de la Jell-O.
Oysa jöle yiyorum.
- Jell-O vert et crème battue.
- Yeşil jöle ve Krema.
Le Jell-O commence à fondre et je...
Jöle garip bir şekilde eriyordu ben de...
La plupart des gens ne prennent pas de photos des choses insignifiantes... un pansement usagé... le type de la station-service... la guêpe sur un Jell-O... Ce sont les choses... qui sont le véritable reflet de nos vies.
Çoğu kimse ufak şeylerin resmini çekmez... kullanılmış bir yara bandı... benzincideki bir adam... jölenin üzerindeki bir arı... fakat bütün bunlar yaşamlarımızın gerçek resimlerini meydana getiren şeylerdir.
Maman te fait du Jell-O aux fruits dans la cuisine.
Annen mutfakta meyvalı jöle yapıyor.
Vivement samedi, pour les jeux olympiques Jell-O!
Ama asıl gelecek haftaki Jelibon Olimpiyatları'nı gör.
Les jeux olympiques Jell-O?
Jelibon Olimpiyatları mı?
Très bien, je veux une Yaegermeister et un verre de Jell-O.
- Tamam bir Jager Meister, bir de Jell-O shot.
- En fait, j'ai déja fait une pub pour Jell-O.
Aslında bir keresinde Jell - O reklamında oynamıştım.
La fille bleue du Jell-O.
Mavi Jell-O kızı.
- Elle a vendu des tonnes de Jell-O avec ça.
- Çok Jell - O sattırdı.
Si je pouvais avoir du Jell-O, ce serait bien.
- bir şey hatırlarsam size söylerim.
Trouve-lui du Jell-O, tu veux?
- pekala.
Des cheveux dans le Jell-O.
Jöleme kıI koymak ha?
Je me suis bagarré avec un type au réfectoire.
Lokantada adamın tekiyle kavga ettim Son Jell-O paketini almıştı.
Voyons... il y a du Jell-O et des mini-saucisses apéro
- Bakayım. Jöle ve kokteyl sosisler var.
"Université Cal State" Donner toutes ces serviettes... m'a transformé les bras en Jell-O ramolli.
Tuttuğum bütün havlular ellerimi vıcık vıcık yapıyor.
Et de temps en temps tu lances une passe pas mal... alors tu vas manger tes esquimaux au pudding Jell-O.
Arada bir çok iyi bir pas da atıyorsun... onun için Jell-O dondurması yiyeceksin.
Du Jell-O?
Jöle?
" Pour les pique-niques ou les fêtes, Jell-O est une aubaine.
İster piknik, ister partide, Jöle-O bir nimet.
Jell-O agrémente tous les repas ".
Jöle-O her yemeği çevirir şölene.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]