Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Kil
Kil Çeviri Türkçe
324 parallel translation
Tu veux ton kil de rouge?
Biberon ister misin?
Et voici 33 Mesa.
İşte burada kil evi var.
"bondit de l'argile durcie, " en une floraison rapide, et une mort précoce. "
O, sert kil kadar gururlu, çiçek vermekte hızlı davranan...
La terre sous les sabots de ton cheval vient de Coral Flats.
Atinin nalindaki kil sadece Coral Flats'te var.
La glaise retourne à la glaise.
Kil, kile geri dönüyor...
LE SEUL TÉMOIN
KIL PAYI
Ce sable correspond à l'argile rouge retrouvée dans les strates de cette époque particulière.
Bu kum bahsettiğimiz dönemin katmanında bulunan kızıl kil ile aynı.
- M'accusent-ils toujours? - Ils ont perdu des êtres chers. ... rassurés par des promesses de paix éternelle.
Dünyaya gelen tanriçam, öpücügünle beni ölümsüz kil sölen gibi bir hayat yasayalim.
Buffle au Galop, fais venir tes gens sur la terre argileuse.
Koşan Buffalo, kabileni kil kuyusuna getir.
J'ai dit au shérif qu'il pouvait les installer sur les terres argileuses.
Onları kil kuyusu çevresine yerleştirmesini Şerife ben söyledim.
On le versa ensuite dans un moule gigantesque.
Sonra, devasa bir kil kalıp içine dökülür.
Non. C'est pas la bonne argile.
Hayır, bu doğru kil değil.
- Tu es sûr qu'elle va pas?
- Bu kil iyi değil, değil mi?
On cherchera la bonne tout le temps qu'il faudra.
İyi kil bulana kadar aramaya devam edeceğiz.
C'est tout ce que tu sais dire. Août tire à sa fin, et on a toujours rien.
Al yine, ağustos neredeyse bitiyor ve hâlâ kil bulamadık.
C'est pas l'argile qu'il faut, je le sais.
Bunun doğru kil olmadığını biliyorum.
L'argile!
Bu kil!
J'aurais pu, on aurait pu faire 2000 $ comme un rien.
Biz o zaman... o zaman tereyagindan kil çeker gibi 2000 dolar kazanabilirdik.
C'est bien la mine de Gonzo, ici?
Çömlek yapmak için kil çıkarılan yer burası mı?
Il est allé chercher ton papa à la mine.
Babanı aramak için Iwama kil ocağına gitti.
Il faudrait le faire en terre battue. Et plus grand.
Daha dengeli bir zemin ve kırmızı kil yüzeyi olmalıydı.
La plupart sont extraits de mines creusées dans l'argile jusqu'à 1 000 mètres sous terre.
Çoğu, 900 metre derinlikteki elmas içeren kil kuyularından çıkartılır.
Les maisons sont creusées dans les cavernes elles-mêmes et couvertes d'argile ou d'adobe.
Kil eşyalar yeni yeni ortaya çıkıyordu. Mağaraların içine çukur evler kazılarak üzeri katkılı çamur ile örtülüyordu.
Vous voyez cela semble la chose la plus normale du monde de prendre de l ´ argile et de le mouler dans une boule, une petite figure d'argile, une tasse, une maison.
Görüyorsunuz,... biraz kil alarak, bir topak yapmak, küçük bir figüre dönüştürmek,... fincan ya da bir çukur ev yapmak dünyanın en doğal şeyi.
Ensuite il va chercher de la terre pour l'emmurer et elle se déshabille.
Sonra, duvar örmek için biraz kil bulmaya gidiyor, eşi ise üzerini çıkarmaya başlıyor.
Il revient le bec plein de terre et il bloque l'entrée... pour que sa famille soit en sécurité.
Bir gaga dolusu kil ile gelip girişi kapatıyor ki, karısı ve civcivler güvende olsun.
La bibliothèque de Ninive... abritait des milliers de tablettes.
Asurun Ashurbanipal kütüphanesi binlerce kil tablete sahip.
Un jeu d'enfant.
- Tereyagindan kil çeker gibi.
De l'argile?
Nedir? Kil mi?
De l'argile humide.
Islak kil.
Je ne puis faire de briques sans argile!
Kil olmadan tuğla yapamam.
En le mélangeant avec de l'argile, ça peut faire un antibiotique naturel.
Şuradaki kil ile biraz karıştırınca bir çeşit doğal antibiyotik elde edilebiliyor.
Ça a la couleur de l'argile, mais ce n'en est pas.
Kil renginde ama kil değil.
- Super! Marcie... c'est un sacré morceau de pâte à modeler que tu as là!
Marcie, görünüşe göre elinde şekillendirmen gereken kahrolası bir kil var
A Krestovski, ils ont l'argile, la tourbe.
Krizhanovskiy'de kil var, kömür var.
Camille, tu as été encore chercher de la terre, cette nuit.
Camille, yine kil çikarmaya mi gittin?
Quand il apprendra que tu découches pour aller voler de la terre... qu'on en passe des nuits blanches, ton frère risquant de tripler sa philo!
Kil çalmak için gizlice sivistigini, bütün gece bizi ayakta biraktigini erkek kardesinin okulda basarisiz olmasina neden oldugunu bir duysun!
Vous savez, ou la terre est plus vivante que le modèle. De la vraie chair.
Bilirsin... kil modelden daha canli durdugunda... gerçek et gibi...
Et moi. "Ouais!" Après, on était remontés.
"Tabii kil", derdim. Böylece hepimiz neşelenirdik.
On ne peut perdre ce qu'on n'a jamais eu.
Dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır kil
Il nous faut de l'argile pour commencer le modèle.
Kil satın alın. Bu modelden başlamalıyız.
Ils ne nous vendront pas leur argile.
Kil satmayacaklar. Onsuz model üretemeyiz.
On ne peut acheter ni argile, ni acier, ni rien du tout.
Kil alamıyoruz. Çelik alamıyoruz. Hiçbir şey alamıyoruz.
Ecoutez comme nos coursiers hennissent d'impatience. Montez-les et faites dans leur flanc des entailles si profondes... que leur sang chaud jaillira dans les yeux des Anglais. Contemplez seulement cette pauvre bande famélique.
Yapın ama şuradaki zavallı... ve aç ekibe dikkat edin... adil gösteriniz onların ruhunu emmeli... onlardan geriye kil ve insan kabuğu kalmalı.
- L'argile est molle et... - Excusez-moi.
Kil hala yumuşak.
Je veux que tout le monde prenne une pelle et le recouvre.
Şimdi herkes çukurun içine kil boşaltacak.
Pour un kil?
Kilosu mu?
Si vous acceptiez de vous en remettre entièrement à moi, je pourrais faire de vous une grande actrice, vous façonner, telle l'argile entre les mains du maître sculpteur.
Kendini tamamen, benim ellerime bırakırsan, sana öğretebilir seni bir başrol oyuncusu olarak yoğurabilirim. Usta bir, heykeltıraşın elindeki kil gibi.
Kil na dzam, comme vous dites.
Kil Na Dzam. Sizin deyişinizle.
La lumière blanche et les ombres ont été obtenue par un mélange... de graisse de la victime avec de l'argile et du guano.
Beyaz ışık ve gölgeler için başka bir karışım elde edilmiş. Kil, kurbanın yağı ve guano.
J'ai donné au pays un nouveau visage, fait de sueur et de sang.Mais la glaise est toujours molle.
Ama içindeki kil hala yumuşak.