Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Koko
Koko Çeviri Türkçe
178 parallel translation
" En patrouille près de Koko Head... à 8 km des limites... nous fûmes attirés par le bruit d'une rixe.
"Bir numaralı arabayla, Koko Head yakınlarındaydık." Aklıma gelmişken, orası sınırın 8 km dışındadır. " Denizcilerin yarattığı bir kargaşa dikkatimizi çekti.
Tu vendrais pas ton balai, Coco?
Hey Koko, işi gerçekten satacak mısın?
On va enregistrer les paris.
Kasa sürdüğünüz her meblağı karşılayacaktır. Koko bir kâğıt getir.
File ton fric à Coco.
Ve paranı Koko'ya ver.
Accepté.
Bu bir bahis Koko.
Fais-toi plaisir. Lis ce que Coco a souligné.
Bir iyilik yap da Koko'nun altını çizdiği kısmı oku.
Coco! Qui m'envoie une revue?
Hey Koko, bana kim dergi gönderir?
Arrête, Coco.
Koko şunu keser misin?
Après on sortira Coco de là et le trio sera au complet.
Sonra Koko'yu oradan çıkarırız. Ve korkunç üçlü yeniden bir arada.
Vous le ferez sans moi.
Şey, sanırım sen ve Koko bensiz yapmak zorundasınız.
Salut, Coco.
Ne haber, Koko.
Tout le monde s'appelle Coco, dans le journalisme.
Bütün gazeteciler birbirine Koko derler.
Il y a eu un accident aux Etats-Unis.
ABD'de tren kazası meydana geldi, Koko.
Tu te mets sur le coup.
Hadi, iş başına, Koko.
Je t'écoute, Coco. - Bien.
Dinliyorum, Koko.
- Si tu avais le sens du titre, tu serais rédacteur en chef, Coco.
İyi bilseydin benim yerimde olurdun, Koko.
- Arrête de m'appeler Coco.
Bana Koko deme.
Puisque tu y seras, pourrais-tu me rapporter de la coke?
Baksana! California'ya gitmişken bana biraz koko alıp gelir misin?
Chaque fois c'est pareil.
Koko alınca hep böyle oluyor.
Chaque fois que je prends de la coke, tu dis ça : "Chaque fois."
Bana koko aldığımda "Koko aldığında hep böyle oluyor" diyorsun.
Un tas de types intelligents en prennent.
- Birçok zeki adam koko alıyor.
Sherlock Holmes, et il n'est pas si stupide.
- Sherlock Holmes koko alıyor. O hiç aptal değil.
Je prendrai plus jamais de coke.
Bir daha asla koko almayacağım!
Je vais prendre la soupe de hasch et d'orge.
Ben esrar kreması ile koko çorbası alayım.
La méthode a été éprouvée. Koko est avec nous dans le studio.
Deney başarılı oldu, Koko stüdyoda bizlerle.
Je la coke, je crois.
Emin değilim, ama koko galiba.
Oui, de la coke.
Evet, koko bu.
De feuilles de coca.
Koko Mağazasından.
T'es débile ou quoi? Donne.
Annem sana hamileyken koko mu çekti nedir?
Pas de thé, mais coca à volonté.
Çayımız yok ancak Koko var.
Je m'appelle Coco le briseur de grève!
Adım Grev Kırıcı Koko.
Pourquoi tu me refiles de la mitraille?
Koko, neden bir çocukmuşum gibi bana bozuk para veriyorsun?
Koko.
Koko.
Oui, Koko.
Evet, Koko.
Koko le singe.
Maymun Koko'sun.
Quoi?
- Koko.
Koko?
- Koko?
Si je pouvais emmener cette Coco chez Kruger, ils ne m'appelleraient plus Koko.
Biliyor musun, eğer Kruger'ın karşısına Coco'yu çıkarırsam bana bundan sonra Koko diyemez.
Kruger ne voudra pas deux Koko.
Çünkü Kruger iki tane Koko'ya izin vermez.
Dis adieu à Koko.
Elveda Koko'ya.
Très bien, ça me va.
Tamam benim için sorun yok, Koko.
Koko a maintenant un vocabulaire de plus de 500...
Koko 500 kelimeden fazlasını biliyor...
Tu recommenceras à vendre de l'herbe ou de la coke?
Ot ya da.. .. koko satmaya devam edecek misin?
Où est la came?
Koko nerede?
T'as intérêt à m'envoyer de la came.
Bana koko yollamalısın.
Ciro le Chouchou.
Ciro "Koko".
Chaque fois.
Koko aldığında hep böyle oluyorsun.
Koko, c'est ton surnom?
Senin takma adın Koko mu?
Adieu, Koko.
- Güle güle, Koko.
Koko, qui est-ce?
Hey, Koko, bu da kim?
On ne peut pas avoir deux Koko.
- İki tane Cocomuz olamaz.