Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Kz
Kz Çeviri Türkçe
58 parallel translation
Puis Jatifa emmène son frère Ayan dans sa cachette et dit :
Sonra Jatila ağabeyini sessizce Ayan'a, kzın saklandığı yere götürür ve der ki :
- Retrouvez la fille.
- Sadece o kz bulun, Bay Gittes.
Trouvez la fille!
Sadece o kz bulun.
- Où est la petite?
- Kz nerede?
- Où est la petite? - Je l'ai.
- Kz nerede?
Où est la petite?
Simdi, kz nerede?
Mes cheveux sont devenus roux.
Saçlarım kzıllaştı.
Vous êtes vraiment convaincants Quand il vient aux filles
Biri senden kzı nasıl kazanması gerektiğini öğrenmeli!
Shukla, cela devient difficile à Mains mises sur cette fille!
Unuttum. Bu bir kzın pençelerime gelmediği ilktir.
Archibald avait un KZ et on a fait des voyages fabuleux.
Archibald'ın bir KZ'si vardı ve birlikte bir sürü yere uçmuştuk.
Serait-on agressive parce que je suis un homme?
Şimdi, bana karşı biraz kzıgınlıktan... daha fazlasını seziyorum... çünkü erkek olduğum için mi?
Et certains jours, ça me rendait tellement furieuse... contre moi et contre nous qu'il fallait bien que je l'extériorise.
Bilemiyorum bazı günler bu beni çok kzıgın yapıyordu kendime karşı bize karşı ve... Bu öfkemi bir yere kusmam gerekiyordu.
Tu as vu comme elles me regardent?
Oh, aman tanrım. Şu bana bakan kzılara bak.
ils l'ont emmenée?
Yani kzıı aldılar mı?
- Dans la chambre de ma fille.
Kzımın yatak odasında.
Les deux parents auraient couché Amber Lynn et n'auraient jamais été à plus de 6 mètres de sa chambre.
Yine ifadesine göre Amber'ı birlikte yatırmışlar ve kzın kaybolmasına... kadar geçen süre içinde odasından altı metreden fazla uzaklaşmamışlar.
Il embête ma fille sans arrêt.
Her zaman kzımı taciz ediyor!
Donc le fou l'a tuée avec ses pics à glace?
- Yani çılgın adam kzı o çubuklarla öldürdü mü?
Sauvez la fille!
Kzı kurtarın!
C'est comme cette fille.
Veya o kz.
Tu n'oses même pas l'appeler.
O kz arayamyorsun bile.
Je pensais que vous alliez me dire que vous alliez inculper quelqu'un pour le meurtre de ma fille.
Hm. bense kzımın ölümüyle ilgili birini yakaladığınızı söyleyeceğinizi sanmıştım.
Il y a quatre empreintes, deux sont celles des filles.
Dört farklı ayak izi var. İki tanesi kzılara ait.
Il a trahi notre fille.
Kzımıza ihanet ettiler.
J'espère que vous ne m'en voulez pas de poursuivre M. Kelly.
Umarım, Bay Kelly'e dava açtığım için bana kzıgın değilsinizdir.
Il apparaît qu'en fait, elle avait d'autres talents.
Yani aslında kzızın başka yetenekleri de vardı.
Il y avait une rousse.
Evet, kzıl saçlı biri vardı.
Je pense qu'elle a été attaquée près de chez elle... et s'est mise à courir pour s'enfuir.
Bence kzı evinin yakınlarında saldırıya uğradı... ve daha sonra kaçmak zorunda kaldı.
Comment peux-tu dire à quelqu'un qui a été violé une deuxième fois par le même gars qu'il va encore s'en sortir?
Birine aynı kişi tarafından ikinci kz tecavüze uğradığı halde o kişinin serbest kalcağını nasıl söylersin?
La seule chose qui m'importe à présent est ma fille.
Şu anda benim için önemli olan tek şey kzım.
Si c'est ma soeur, je voudrais lui parler.
Eğer kzı kardeşimse, konuşmak istiyorum.
Je sais que tu es contrariée, et je le respecte.
Kzıgın olduğunu biliyorum, ve buna saygı duyuyorum.
Je t'en ai un peu voulu, d'ailleurs, mais j'imagine que c'est aussi en partie ma faute.
Bunun için sana biraz kzıgınım ama sanırım kısmen ben de suçluyum.
À cet instant, Emerson Cod avait la certitude à 100 % qu'il ne verrait plus jamais sa file.
O dakikada, Emerson Cod kzını bir daha göremeyeceğinden % 100 emin olmanın üzüntüsü içindeydi.
Je lui apprenais ce qui était bien, mais c'était pas ma fille.
Ona neyin doğru olduğunu öğretmeyi denedim. Ama benim kzım değildi.
C'est pas ma fille.
O, benim kzım değil.
Je préfère le bourbon.
Ben daha çok burbon kzıyım.
♪ And l'll take you there, girl ♪
? ve ben seni oraya götüreceğim kzım?
- Es tu en colère?
- Bana kzıgın mısın?
J'espérais que nous pourrions parler de votre fille, Hannah.
- Ben-ben umarım kzınız Hannah hakkında konuşabiliriz.
Je commence à croire qu'elle craque sur toi.
- Sanırım kzı sana abayı yakmış. - Gerçekten mi?
Rien d'important, sauf qu'elle en veut à ce petit salopard d'avoir invité deux couples d'hommes d'affaires et leurs femmes, des Texans qu'elle ne connaît pas et dont elle va devoir s'occuper quand même.
- Pek bir şey yok, sadece o şeytan hiç tanışmadıkları iş adamı Texan çiftini davet etmiş diye çok kzıgındı. Tabi ki kızgındır. Eşleriyle ilgilenmek zorunda kalacak.
On a trouvé la copine d'Hecky Nash chez lui.
Hecky Nash'in kzı arkadaşını kır evinde bulduk.
Une avocate?
Kz avukat mı?
Chérie, est-ce qu'on est amoureux?
Kzım. Biz aşık mı olduk.
J'ai l'impression que que t'es en colère.
Tahminde bulunmak istemiyorum ama sanki kzıgınmışsın gibi bir his var içimde.
Vous avez peur pour la fille ou de ce qu'Evelyn peut faire?
Kz için mi endiseleniyorsunuz yoksa Evelyn'nin yapabileceklerinden mi?
Non.
Kzılderililer değil.
Tu étais tellement en colère.
Çok kzıgındın.
Doucement, fillette, comme ça.
Yavaş, kzıım. İşte böyle.
- Tu m'en veux?
- Bana kzıgın mısın?