Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Legs
Legs Çeviri Türkçe
215 parallel translation
Je vous ferai un legs! Certes je viendrai!
İdamına gelirim!
Il a pensé que la rente que son père m'offrait était une recommandation, et pas un legs.
Ama Darcy babasının kilisenin başına... geçmem koşuluyla bana bırakacağı yıllık geliri... vasiyet olarak görmek yerine tavsiye olarak görmeyi tercih etti.
Nos gangsters à nous : Legs Diamond, Babyface Nelson, Dillinger.
Gangsterlerimiz Legs Diamond, Bebek yüzlü Nelson, Dillinger...
En tant qu'ami et aussi en tant qu'avocat, je me suis permis de te suggérer de faire un legs.
- Hem arkadaşın hem de avukatın olarak makul bir vasiyet için düşündüğümü belirtmeye cüret ettim.
Nous verrons comment réduire les legs.
Vasiyete bakıp bunlara hangi suçları biçeceğimizi konuşalım.
- Le legs que Mme French vous a fait.
- Bayan French'in size bıraktığı 80 bin sterlin.
Naturellement, votre mari ne savait rien de ce legs.
Elbette, kocanızın bu vasiyetten önceden haberi yoktu.
On dit qu'il héritera un legs considérable à la mort d'Ackenthorpe.
İhtiyar Ackenthorpe ölünce ona yüklü miras kalacağı söyleniyor.
# Ristle-tee, rostle-tee, now, now, now # The cheese it took legs and ran away
Ristle-tee, rostle-tee, haydi, haydi, haydi peynir bile ayaklandı koşarak kaçtı gitti
"Un legs pour son éducation et son édification..."
" Eğitimi ve olgunlaşması için bir miras.
- With your legs.
- Bacaklarınla.
With your legs.
Bacağınla.
Cela aussi sera le legs de la guerre thermonucléaire.
Termonükleer savaşın bir başka mirası da bu olacak.
C'est un legs de Hutch.
Hutch verdi.
Je laisse la majeure partie à ma nièce, Antonia Quijana... sauf quelques legs personnels... que voici...
Bazı istisnai kişisel mallar haricindeki her şeyi sevgili yeğenim Antonia Quijana'ya bırakıyorum. İstisnalar şöyledir :
Refuse tout legs à Arlène Iverson.
Vasiyetinde, Arlene Iverson'ı özellikle mirasından mahrum bırakmış.
Nelson Eddy, puis Legs Diamond.
Nelson Eddy sonra da Legs Diamond.
Le legs des 40 000 générations... d'êtres pensants qui nous ont précédés. D'eux, nous ne savons presque rien... alors qu'ils sont à l'origine de notre société.
40.000 kadar zeka sahibi kadın ve erkeğin, şu anki bilgilerimize nazaran, daha çok bilgili olmalarının sanki bir göstergesi burası.
C'est ce qui me permet de m'écrier aujourd'hui : Cet ensemble sera pour les générations futures le legs des pères à leur fils!
Ve bu nedenle, söylemek isterim ki, bu inşaat sayesinde, gelecek nesiller, atalarının gelecek için, neler yaptığını görebileceklerdir.
c'est un vieux celui là, à l'ancienne.
Crazy Legs : Bu eskilerden biri, eski- -
- " Crazy Legs :
- Crazy Legs :
Crazy Legs est dans la place
Crazy Legs burada
Vous comprendrez mon étonnement quand j'ai découvert que, à part quelques legs mineurs, il faisait de moi son légataire universel!
Şaşkınlığımı anlayabilirsiniz, Bay Holmes... Belgeyi gördüğümde, bir takım gayrireşit şartlarla birlikte olmak üzere bütün mirasını bana bırakmıştı.
Suite au legs de notre défunt Ezekiah Hopkins de Lebanon, Pennsylvanie, aux États-Unis, un poste est à pourvoir, offrant à un membre de la ligue un salaire de 4 £ par semaine pour des petits services.
Kızıl Saçlar Kulübü'ne... Lübnan'lı Iscar Hopkins'in vefatı nedeniyle,'Kulüp Üyesi'titriyle sadece yazı işleri ile uğraşacak ve haftada 4 Pound kazanacak bir çalışma arkadaşı aranmaktadır.
Si vous voulez choisir un legs... euh, une chaise...
şey sandalyeye. - Sandalye mi?
Le legs de sa mère.
Annesinin bağışı.
Le dernier legs d'Eckhart.
Eckhardt'ın son isteği.
Cette centrale... sera mon legs.
O enerji santralı benim mirasım.
C'est comme un legs ou un truc comme ça?
Burs gibi bir şey mi bu?
Mon legs est au cimetière?
Benim mirasım mezarlıkta, öyle mi?
Votre mère était libre de faire ce legs à qui elle voulait.
Ev annenizindi ve dilediği kişiye bırakabilir.
John has two legs.
"John'un iki bacağı var."
Mike Hill, testaments, legs.
Mike Hill, Miras ve Emlak.
D'après mes recherches, cette bâtisse faisait partie du legs d'un Dr Madden disparu il y a de ça 80 ans.
Doktor Richard Madden adlı birinin burada yaklaşık 80 yıl önce yaşadığını öğrendim Bayan Osterman.
Les Sons of Thunder avec un morceau de l'album Scrambled Eggs and Wobbly Legs.
Sırada Sons of Thunder'ın albümünden Scrambled Eggs and Wobbly Legs isimli parça var.
L'État autorise un legs entre époux jusqu'à 60 000 $.
IRS eşinize bir kerelik olmak üzere 60 bin dolara kadar hediye vermenize izin veriyor.
Legs, tu fais le quartier est.
Legs, sen doğu yakasını araştır.
Viens, on va chercher Preach et Crazy Legs et on va au pique-nique.
Parmağımdaki kemik erimesi dışında.
Crazy Legs avait à © tà © Le meilleur danseur du ghetto.
Mmm. - Uh - Sadece bunları giyeceğim.
Je bois à tous mes potes morts.
Deli Legs eskiden en iyi dançcıydı mahallemizde.
Je suis touchà ©.
- Hey, Legs!
Entre Crazy Legs qui avait à © tà © touchà ©, Les fusillades chez Les Corà © ens.
Deli-Legs'in, vurulması
Faisons une trêve.
Endişelenme, Legs, dostum.
Crazy Legs a rà © alisà © son rêve.
Deli Legs'in danscı olma hayalleri gerçek oldu.
Legs, Louie, coincez-les.
Bacaklar Louie
Voilà le genre de legs dont je rêvais.
İşte benim hayalini kurduğum, böyle bir miras.
Le legs est valide, tel qu'écrit.
İtici bir güç göremiyorum. Vasiyette yazılanlar geçerlidir.
LEGS Docteur Jackson?
MİRAS
X.
- Legs?
Ca remonte au temps où
Crazy Legs :
Pour clore le débat, je demande à mon honorable confrère du Massachusetts, le député John Quincy Adams, de réviser sa tentative indigne et sans précédent de convertir ce legs tout à fait excentrique de bibelots sans valeur d'un certain James Smithson,
Son olarak... Massachusetts'den saygın meslektaşımıza sesleniyorum, Avukat John Quincy Adams'a,