English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Ley

Ley Çeviri Türkçe

116 parallel translation
Hitler et le Dr. Robert Ley, Reichsleiter Chef du Front du Travail Allemand ( D.A.F.
Hitler ve Dr. Robert Ley, Reichsleiter ve Alman İşçi Cephesinin Lideri
Dr. Robert Ley, Reichsleiter et Chef du Front du Travail Allemand ( D.A.F.
Dr. Robert Ley, Reichs lideri ve Alman İşçi cephesi Lideri
Dr. Robert Ley, Reichsleiter et chef du Front du Travail Allemand
Dr. Robert Ley, Reich lideri Alman İşçi Cephesi Başkanı
"Camber". Et ensuite "ley", parce que les villes du coin finissent en "ley". Leurs noms finissent tous avec "ley".
"Camber." Ve sonra "ley," çünkü... civar kasabaların çoğunun sonu "ley" ile bitiyordu.
Donc ils l'ont appelée Cam-ber-ley. Camberley.
Böylece Cam-ber-ley, yani Camberley demeye başlamışlar.
LEY, ROSENBERG, TODT...
Leh, Rosenberg, Towt...
Fra-gi-lé.
Fra - gi - ley.
"Camber". Et ensuite "ley", parce que souvent les villes là-bas finissent par "ley". Leurs noms finissent tous avec "ley".
"Camber." Ve sonra "ley," çünkü... civar kasabaların çoğunun sonu "ley" ile bitiyordu.
Je suis désolée, je suis en retard.
- Sorun değil ama ley...
Je n'ai rien fait!
Ben bir ley yapmadım, G'Kar.
Leïla...
Ley...
Lao Tzu. C'est ça.
- Ley -, her neyse önemli değil.
Au niveau des zéros... ça m'étonnerait, monsieur!
- Bakın... Hayır, efendim. 3.200.000 ley.
La compagnie Domident offrre 3 000 000 lei au couple gagnant.
Kazanan çifte "Domident" 3 milyon ley ödül verecek.
Et si quelqu'un veut en acheter, je le vends 30 000.
Almak isteyen olursa fiyatı 30.000 ley'dir.
C'est gênant, mais pouvez-vous me prèter 50 000?
Afedersiniz. Utanıyorum, ama bana 50.000 ley borç verebilir misiniz?
Deux, trois millions.
- 2-3 milyon ley kadar.
Deux petits cafés et le dessert, ça fait pile deux petits millions sept cent mille.
İki kahve ve tatlı. Tam olarak 2.754.000 ley yapıyor.
A nous deux, 3 millions de lei.
İkimizin toplam geliri 3 milyon ley.
ça fait, au cours d'aujourd'hui, 90 540 000 de lei.
Bugünkü kurla 90.540.000 ley yapar.
ça fait 50 000.
50.000 ley tuttu.
Vous voyez? "Stanley Yelnats."
Gördün mü? "Stan-ley Yel-nats."
Vous n'imaginez pas l'importance de l'activitée de LEY par ici.
Buradaki LEY yoğunluğuna inanmayacaksınız.
Vous ai-je déja parlé de la fois ou j'ai presque détruit l'église, en re-routant les voies de LEY?
LEY ararken neredeyse bir kiliseyi yıktığımı anlatmış mıydım?
- je crois LEY...
- Bence LEY...
Elle est située sur une voie majeure de LEY.
Muazzam bir LEY çizgisine sahip.
Ils alimentent leurs propres voies de LEY.
LEY çizgileri böyle oluşur.
Lèves les mains en l'air et montre que t'en a rien à faire et si tu crois que Kelly est d'enfer je veux entendre, "Oh, yeah!"
Şimdi ellerinizi hava kaldırıp umurunuzda değilmiş gibi sallayın ve Kelly'nin en iyisi olduğunu düşünüyorsanız sesinizi duyayım, "o ley"
Oh, yeah!
O-ley!
- Oh, yeah?
Bastır Kelly öteki takım sidikli - O-ley?
- Oh, yeah!
- O-ley!
Est-ce que...
Ley...
- Oui. Elle a besoin de 500 lei.
Tamam. 500 ley daha istediğini söyledi.
192 et 48 multiplié par 2... 6, et pour hier... 326 lei.
192 artı 48 çarpı 2 dün geceyi de eklersek 326 ley. Bakayım.
Fais voir. Hier, tu as claqué plus de cent balles.
- Dün geceden 100 ley var.
Tu me dois 340 lei.
Bana 340 ley borcun var, tamam mı?
Les 200 lei?
- Evet, 200 ley, değil mi? - Aslında 270.
- 40 lei.
- 40 ley.
40 lei. Parfait.
40 ley, tamam.
- 2 lei.
- 2 ley.
- Moi aussi, 130.
- Teşekkür ederim. - Bana 130 ley borcun var.
600.
- 600 ley.
600, s'il te plaît.
600 ley. Lütfen Chen.
Il a promis qu'il nous donnerait 100 lei.
Bize 100 ley vereceğine söz verdi.
J'ai dit à Maria qu'avec les 100 lei de Ceausescu, nous passerions des vacances à la mer, à Mangalia, mais elle a dit qu'elle n'avait pas confiance en moi, ni en Ceaucescu.
Ben de Maria'ya, Çavuşesku'nun vereceği 100 ley ile Mangalia'ya deniz tatiline gideceğimizi söyledim. Fakat ne bana ne de Çavuşesku'ya güvenemeyeceğini söyledi.
Alors Maria a éclaté de joie, mais... j'ai regretté les 100 lei que Ceaucescu avait promis.
Onu hayal etmiştik çünkü, tatile gidecektik. Ama 100 Ley kaybolmuştu.
Ils étaientjournaliers, J'aurais leur donné cent 100 pour pouvoir finir mon travail
Günlük ücret alıyorduk. Topladıklarımın karşılığında 100 ley alıyordum.
ley.
ley.
- Un leu.
- Bir ley.
Tu veux dire que je me montre dans un endroit où le billet coûte un leu'?
Kendimi bilet fiyatı bir ley olan yerde mi afişe ediyorum?
L'avocat Lee Gayley.
F. Lee "Gay" ley.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]