English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Lis

Lis Çeviri Türkçe

7,312 parallel translation
Je lis même pas ces merdes habituellement, moi. Tu le sais, sauf que là, il s'est mis à m'attaquer personnellement.
Normalde öyle zırvalıkları okumam ama o kadar özelimi yazmaya başlayınca...
Je t'en prie, lis-moi sa réponse.
Cevabı oku.
Je les lis vraiment, tu sais, quand je suis d'humeur pour une érection de haine.
Öfkeli ereksiyon haline girdim mi onları okuyorum yani.
Je lis des choses à propos de toi. Tu l'air d'être un type cool, et je voulais en savoir un peu plus sur toi.
Senin hakkındakileri okuyunca, bayağı harika bir adam gibi göründün ve, sanırım seni biraz daha tanımak istedim o kadar.
Je lis "Ulysse" de James Joyce.
James Joyce'den Ulysse.
Tu lis dans mes pensées.
Aklımı okudun.
Ne lis pas le mot, s'il te plaît.
Notu okuma lütfen.
Lis. Tout haut.
Yüksek sesle oku.
Lis ça,
Gazete oku.
C'est le troisième livre de lui que je lis cette semaine. Travis te les lis?
- Ama cardak inşası için çimento dökülmeden önce olmalı.
En fait, je lis toujours la fin en premier. De quoi? D'un roman policier?
Yerini öğrenebilirsem Jessica DiLaurentis'den uzak duracağını söz verir misin?
Tu lis à ta mère ses droits à 7 ans sur le parking d'un quai de chargement.
Yedi yaşındayken arabayı yükleme bölgesine park ettiği için annene Miranda haklarını okumuştun.
Qu'est ce que tu lis?
- Ne okuyorsun?
Lequel lis-tu?
Hangisini okuyorsun?
Voilà, Kevin, lis attentivement.
Al Kevin, dikkatlice oku!
Mais je n'entends que ta voix quand je les lis.
Onları okurken sadece senin sesini duyuyorum.
Lis-le.
Bir bak.
Je ne lis pas beaucoup, donc je ne sais pas vraiment.
Pek kitap okumadığım için çok iyi bilmiyorum.
Puis je lis le livre 6, et maintenant je ne sais plus quoi penser.
- 6. kitabı okuduktan sonra ne düşüneceğimi...
Je lis des livres!
Ben kitap okurum!
Je lis l'histoire!
Tarih okurum!
Tu lis trop de magazines.
Dergilerden mi çıktı bu fikirler?
Tu lis ça?
Hesap çizelgesini mi okudun?
C'est comme ça que je lis.
Evet, ancak o şekilde okuyabiliyorum.
Que lis-tu?
Ne okuyordun?
- Je lis pas votre langue.
Ben okuyamam!
Lis ça!
Sen asıl bunu oku!
Vas-y lis.
Oku bakalım.
Papa. Tu ne lis plus les lettres?
Mektup okumayı neden bıraktın?
Tu ne peux pas imaginer... l'intensité de son regard sur mon visage quand je lui lis mes propres lettres.
Mektuplarımı ona okurken, gözlerini kırpmadan yüzüme nasıl bir bakışı var biliyor musun?
Je lis vos lettres.
Mektup okuyucuyum.
C'est le troisième livre de lui que je lis cette semaine.
Bu hafta okuduğum üçüncü kitabı bu.
Travis te les lis?
Travis mi okutuyor bunları?
En fait, je lis toujours la fin en premier.
Son bölümleri hep önce okurum.
Lis sur ses seins.
Memelerini okusana.
Qu'est-ce que tu lis?
- Ne okuyorsun?
Je le lis tous les été.
Her yaz okurum.
Je lis Cinquante Nuances.
Artık Fifty Shades'e daldım.
Lis le projet de loi et prépare un résumé.
Tasarıyı okuyup bana özet yazmanı istiyorum.
Tu lis quoi?
Ne okuyorsun?
Tu lis ce livre depuis deux jours.
İki gündür o kitabı okuyorsun.
En effet, Lis',
- Öyle aslında. - Lis,
Lis.
Oku.
Lis ça.
Oku bunu.
Lis-les. Si tu es bonne, tu vas les mémoriser.
Oku, hafızan iyiyse ezberlersin.
Tu lis dans les pensées.
Aklımdan geçeni biliyorsun.
Tu comprends que personne ne lis les commentaires.
- Anla artık, kimse onları okumuyor.
Lis-ça.
Oku.
Tu lis quoi?
- Neye bakıyorsun?
Tiens, lis ça.
Al, bunu oku.
Tu lis ça maintenant?
Şimdi mi okuyacaksın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]