Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Lynette
Lynette Çeviri Türkçe
1,077 parallel translation
Lynette, j'essaye.
Lynette... Deniyorum.
Lynette Scavo.
Ben Lynette Scavo.
Oh, bien sur. Lynette
Elbette Lynette.
Merci Lynette
Teşekkür ederim Lynette.
Merci, Lynette, pour ce discours passionné mais je crois que la décision a été prise
Bu coşkun konuşma için teşekkür ederim, Lynette. Ama bence gemi çoktan yola çıktı.
Non, Lynette, je suis désolée.
Hayır, Lynette, üzgünüm.
Cette nuit là, alors qu'une grande partie de Wisteria Lane dormait Lynette était en plein cauchemar déterminée à ce que ses garçons ne ratent pas leurs débuts dans leur conte de fée
O gece, Wisteria Lane'in çoğu geceyi rüyalarında geçirirken, Lynette kendi şahsi kâbusunun ortasındaydı.
Lynette était debout depuis 18h d'affilée à coudre mais elle commençait à craindre que son histoire n'aurait pas de happy end
Oğullarına ilk masal performanslarını kaçırtmamaya kararlı bir şekilde,... 18 saat aralıksız dikiş dikti. Ama hikâyesinin mutlu sonla bitmeyeceğinden korkmaya başlamıştı.
Heureusement pour Lynette, elle avait une potion magique
Neyse ki Lynette'in sihirli iksiri elinin altındaydı.
Il était midi quand Lynette fit finalement une pause et la réalité de ce qu'elle avait accompli commença à apparaître
Lynette'in nihayet bir mola vermesi, öğleni buldu. Yapmış olduğu şeyin gerçekliği, su yüzüne çıkmaya başladı.
Merci, Lynette
Teşekkür ederim, Lynette.
Bree avait tuyauté Lynette sur le Valley View Park
Bree, Lynette'e Valley View parkı önerdi.
C'était la première fois que Lynette venait là et elle était bien décidée à ne pas repartir seule.
Bu Lynette'in ilk kez gelişiydi ve eve yalnız dönmemeye gerçekten kararlıydı.
Bien sûr, les critères de Lynette étaient élevés. Etablir la communication n'était pas facile.
Tabiki de, Lynette'in yüksek standartları vardı, bu yüzden, iletişime geçmek..
... Lynette a su que c'est elle qu'il lui fallait.
Oturabilirsiniz. Lynette onu elde etmesi gerektiğini biliyordu.
- Je m'appelle Lynette.
Ben Lynette.
Lynette, ce n'est pas correct.
Lynette, bu doğru değil.
OK, après, c'est à toi, Bree puis à Lynette et Edie.
Tamam, Bree, önce sen, ardından Lynette. Uh, ve sonra Edie.
Et voici une autre exquise robe de bal par Halston portée par la terriblement sexy Lynette Scavo.
Ve şimdide Halston'nun bir başka enfes balo kıyafeti, harap edici bir şekilde sexy Lynette Scavo tarafından gösteriliyor.
Lynette n'arrivait pas à empêcher ses enfants de jouer.
Lynette çocuklarını oyun oynamaktan vazgeçiremedi.
Comme mon amie Lynette.
Arkadaşım Lynette gibi.
Lynette a abandonné sa carrière pour porter une autre étiquette, celle incroyablement satisfaisante de mère au foyer.
Ancak Lynette, yeni bir etiket için kariyerinden vazgeçti. Aşırı derecede tatmin edici full-time annelik rolü için.
Mais malheureusement pour Lynette, ce nouveau rôle tenait rarement ses promesses.
Ama ne yazık ki Lynette için bu yeni etiket, reklamlarında vaat edileni vermekten uzaktı.
Lynette se rendit compte que son étiquette allait peut-être bientôt changé encore une fois.
Lynette bir anda etiketinin yine değişmek üzere olduğunu fark etti. Haydi.
A cet instant, Lynette pris une décision.
O an, Lynette kararını verdi.
Bien sûr, étant donné son niveau constant de frustration, Lynette se dit qu'un peu d'automédication ne lui ferait pas de mal.
Tabii, hayal kırıklığının seviyesi düşünüldüğünde... kendisine bir tedavi yöntemi bulmasının da zararı yoktu.
Lynette a battu huit autres concurrentes pour être couronnée Déesse américaine.
Öyle değil mi tatlı şey? Orada restoranlarda sigara içmek serbest. Oh Tanrım, Paris, çok kıskandım.
Voici Lynette maintenant.
Roma ve Milan'a da gideceğiz.
La Déesse américaine, Lynette Shaw.
Kızını alkolik yapmak istemeyiz değil mi?
Lynette.
Artık çok geç. - Telafi ederim.
Lynette. Lynette.
Sabah tren istasyonuna gitmek için hazır ol.
C'était ma fête, mais c'était comme si je n'étais pas là. Lynette n'a jamais obtenu d'injonction contre qui que ce soit.
Dün akşam biraz fazla içti de.
- T'as quoi? C'est la cassette d'audition de Lynette. Regarde.
- Karınız alkolik mi Bay Pierce?
Mon assistant m'a dit que sa loge était sens dessus dessous. Lynette avait un problème avec l'émission?
Ne tür bir erkek bütün bunları yaşadıktan sonra bakıcı ile düzüşmeye başlar bilmiyorum ama ben değil.
Tragique pour Lynette, mais pas pour vous.
Saat 04 : 12'de kapatılmış.
C'est Lynette qui nous l'a appris.
Birilerinin ikisini de kaçırmış olabileceğini de göz önünde bulundurmak gerek.
Lynette a été dans un asile psychiatrique...
Gerçekten.
C'est encore moi. Il est presque 18 h. Tu vas pas encore me faire faux bond? Lynette, t'es là?
Çünkü gençsin ve umutla dolusun.
- Je suis allée à Crestview. Et Lynette avait raison.
Çok üzgün olduğu aşikârdı.
Vous ne vouliez pas que Lynette fasse l'émission?
Telefon kayıtları daha gelmedi mi? Bu kız nasıl para harcanacağını biliyormuş.
Pour l'amour du ciel, Lynette, ça n'a rien à voir.
- Terri, June'u işe aldığında ne hissetiniz? - Terri daha genç birisini istedi.
Lynette a plein de qualités.
- Elbiseler, para.
J'ai vérifié les comptes de Lynette.
- Nahoş bir tadı varmış.
- Lynette...
Lynette - -
Lynette, tu es une excellente mère.
Başarısızlık bu işte. Lynette, sen harika bir annesin.
M. Kaplan, depuis combien de temps êtes-vous le manager de Lynette?
- Kızınız nerede? - Ne? - Kızınız nerede?
Dites-lui de me retrouver chez Lynette dans une heure.
Hayır, henüz değil.
Lynette allait-elle faire pareil?
- Yerel polise araştırtıyorum.
- Lynette, tu lui as rendu service.
İyiydi.
Je viens de trouver ça dans le porte-magazines. Ce sont des photos de Lynette?
- Neler oluyor burada?
Lynette a déposé ça chez le teinturier ce matin.
Lawrence'de öyle.