Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Lég
Lég Çeviri Türkçe
56 parallel translation
Je vais commencer par exercer une lég ere pression, okay?
İlk olarak hafifçe baskı uygulayacağım tamam mı?
Jambe touchée.
- Four leg bars, sanırım.
Tu ressembles à Betty Jambe de Lynx.
Betty'nin tıpatıp aynısısın... Betty Lynx Leg.
Tu n'es pas une Jambe de Lynx?
Lynx Leg ile kan bağın yok demi?
Je pense que j'étais faite pour ça.
- Leg Show Editörü ] Bence benim kaderim zaten hep buydu, pornografiyi her zaman çok sevmişimdir.
En ce moment, je publie Nibard, Jeux de Jambes, et Défoncée.
Şu anda "Jugs", "Leg Show" ve "Bust Out" dergilerinin editörüyüm.
Nous allons faire des photos avec Robert. Elles seront publiées dans Jeux de Jambes.
Bugün Robert'la Leg Show dergisinde yayınlanmak üzere fotoğraf çekimi ayarladık.
- Bras Fort, ici Jambe Lima 6.
- Strong Arm, burası Leg Lima 6!
Jambe Lima 6, ici Bras Fort.
Leg Lima Altı, burası Strong Arm.
Comment?
Sadece dostum deli leg'si dolaştırıyorum.
- Je n'ai que douze mains.
- Shake a leg there! Biraz siz de yardım edin. Benim sadece 12 elim var.
Ou décorer un beau sapin Ou laisser de l'eau pour les rennes Cette religion n'est pas la mienne
µ And touch your silky skin, put my love deep inside you, µ µ where no man has ever been, rub you leg, caress your. µ µ thig
Snack Time possède la marque de thon captain qui se soucie peu d'attraper des dauphins dans ses filets.
Snack Time dost olmayan balinaya yani... Kaptan Peg-Leg Tuna'ya sahip olur.
Très bon lancer en profondeur sur la droite. Square leg avec double rebond.
Yeni vurumcu göbeği, yarı sahayı, kenarları ve iki kanadı aldı.
Caffrey est la chouchou de l'administration,... des bruits courent que "Threshold" peut être une manière... pour le Président de laisser un leg humanitaire,... une arme militaire qui ne nuit pas aux enfants "
Dr. Caffrey'nin bu hükümette çok sevildiği göz önünde bulundurulursa kulislerde, Başkan'ın iyi bir siyası miras bırakmak için çocuklara zarar vermeyen bir askeri silah yaratılması için Threshold'a onay verdiği konuşuluyor.
Tu as déjà vu la cervelle d'un môme exploser dans un attentat?
Ever had an 8-year-old's leg fall on your face after a bombing?
Une fois, j'ai replacé un os sur une patte de vache.
I once set the bone on the hind leg of a cow. * * *
Je joint le leg...
"Mirası iliştiriyorum..."
Je l'ai reçu en leg d'une tante!
- Teyzemden miras kaldı!
Mais l'ére glacière a laisser un leg qui affecta des millions de gens.
Ama aynı zamanda milyonlarca insanı etkileyen bir miras bıraktı.
Leurs forces brutes a sculptés les cotes. Et ils laissent un leg extraordinaire.
Muazzam güçleriyle kıyıları biçimlendirir ve arkalarında sıra dışı kalıntılar bırakırlar.
Mais le sel n'était pas le seul leg suite a la disparition de la méditerranée
Ancak Akdeniz'in yok olmasıyla geriye kalan tek şey tuz değildi.
C'est le leg dont nous avons hérité grâce à tout ça, l'importante inclinaison de l'axe de la Terre, le rythme des saisons.
Bu bize bırakılmış harika bir miras. Mevsimlerin ahengini görmemizi sağlayan dünyanın eksenindeki eğime teşekkür etmemiz gerek.
J'ai parlé à l'exécuteur testamentaire, et j'ai une approximation de votre leg.
Vasiyet görevlisiyle konuştum, Ve alacağın payla ilgili kabataslak bir bilgim var.
"Break a leg".
Bol şanslar.
# I blood clot, chop ya leg Do not want to with the kid
Kan pıhtısıyım, bacağını keserim. Küçük çocukla olmayı isteme.
Il y a bien un bar à Culver City, le Leg Room.
culver city de bir bar var- - the leg room.
Lieutenant Tao, pouvez-vous aller au Leg Room avec le sergent Gabriel afin de retrouver la trace de M. Greeson?
Oh, teğmen Tao, sen ve çavuş gabriel şu leg room'u ziyaret edin, yapabilirseniz bay Greeson'ın kaybolduğu geceki yaptıkların tekrar yapın?
J'ai un avion lag.
Uçak-leg oldum.
Des Leg Warmers?
Tozluklar?
Son leg, les germes de l'hépatite sur le siège des WC.
Tek bıraktığı klozet içindeki pislik yığını.
Tu te demandes quelle est la position pour baiser une fille plâtrée jusqu'à l'aine?
Tamam, Hangi pozisyonu kullanman gerektiğini merak ettiğini biliyorum. someone taking whose leg cast is up to the cross.
Et s'il m'attrape en single leg?
Ya tek dalıp beni yere alırsa?
J'ai gagné un prix à la fac, pour dog-leg à droite.
Evet, üniversitedeki ödüllü kısa filmimi hatırlıyor musun? "Zor deliğe ulaşmak."
Hey, Miss Suisse, tu veux avoir une conversation à propos des climats froids avec Oleg des neiges ici présent?
İsviçre güzeli, şuradaki Kar'leg ile soğuk iklimler hakkında konuşmak ister misin?
- J'ai accepté son leg.
Mirasını kabul ettim.
Merde. ( break a leg = se casser une jambe )
Şeytanın bacağını kır.
comment ça s'est passé avec ton "broke-leg mountain" ( jambe cassée )
"Kırık-Bacak Olayı" nasıl gitti?
Je suis très excité, et je sais pas pourquoi! Savais-tu que le mot Lego vient du danois leg godt, "bien jouer"?
Tuhaf bir şekilde, bu tuhafların arasına bir kız yerleştirmek bir şekilde onları pudinglerin ve legoların asla başaramadığı bir şekilde biraraya getirmişti.
Même si c'était une erreur, ça ne dérangeait personne.
Hayley, lego kelimesinin Danimarkacadaki "iyi oyun" anlamına gelen "leg godt" dan geldiğini biliyor muydun?
Frankie Yale, Waxey Gordon, Jambe-de-bois Lonergan et Bill Lovett à Brooklyn,
Frankie Yale, Waxey Gordon Peg Leg Lonergan ve Brooklyn'deki Bill Lovett.
Arnold Rothstein, Waxey Gordon, Frankie Yale, Jambe-de-bois Lonergan et Wild Bill Lovett, ils viennent tous.
Arnold Rothstein, Waxey Gordon Frankie Yale, Peg Leg Lonergan ve vahşi Bill Lovett.
Bill Lovett, Peg-Leg Lonergan.
Bill Lovett, Tahta Bacak Lonergan.
Un par un, les gens de la queue du train ont commencé à se couper un bras ou une jambe pour survivre.
One by one, the people of EOT have started to cut arm or a leg to survive
Ma jambe!
- My leg!
Le, euh, Hollow Leg Swap-Em-Out?
Katakulliye getirmek gibisinden mi?
Lego-Lass-cinq.
" Leg-o-Lass-five.
Il y a plusieurs messages de Lego-Lass-cinq, demandant où il se trouve.
Nerelerde olduğunu öğrenmek için Leg-o-Lass-five'dan bir kaç mesaj gelmiş.
Pendant que tu te permettais de roupiller, j'ai parlé avec Lego-Lass-cinq.
Sen uykunun keyfini çıkarırken ben Leg-o-Lass-five ile konuştum.
Il s'est avéré que Lego-Lass n'est pas son complice, mais son amant.
Leg-o-Lass, Norman'ın suç ortağı değil sevgilisi çıktı.
Il s'est également avéré que Lego-Lass n'est pas, comme on pourrait le supposer, une femme.
Ayrıca bu Leg-o-Lass isminden tahmin ettiğimiz üzere bir kadın falan değilmiş.