Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Léger
Léger Çeviri Türkçe
2,936 parallel translation
Je suis potable. Registre léger, à la Sandra Bullock.
Sandra Bullock gibi hafif komedilerde iyiyim.
Poids léger.
Hafifledin mi?
Lorno, "porno léger".
Horno, "Hafif porno".
C'est du lorno, du porno léger.
Selam baba!
Il voyage léger, vraisemblablement à pied.
Hafif çantayla seyahatte. Muhtemelen yayan. - Kimsin sen?
Elle a gardé un léger accent.
Bu vesileyle hafif bir aksan kaptı. Madonna gibi diyelim.
Le seul léger choc fut la mention, à la fin de votre article, du nom du Christ.
Beni nispeten şaşırtan tek şey giriş bölümünün sonunda İsa adının geçmesiydi.
C'est un peu léger pour un soi-disant professionnel.
Profesyonel bir katil için fazla özensiz davranıyorsun.
C'est si léger.
Çok hafiftir.
Et puis, vous savez, j'ai le sommeil très léger.
Dediğiniz doğru. Uykum çok hafiftir.
Il y a eu un léger contretemps.
Planda bazı değişiklikler oldu.
Léger traumatisme crânien, blessures au front et au torse.
Hafif bir kafa travması geçiriyor. Alnında ve yanağında ezikler mevcut.
On va vous donner un truc léger.
İlaçları dikkatli kullanman lazım. Vicodin olabilir.
Excuse-moi, mais je pense que tu as un léger conflit d'intérêts.
Affedersin. Sanırım bir çıkar çatışması içindesin.
C'est léger comme mobile pour tuer.
Öldürmek için yeterince iyi gözükmüyor.
Prêtes pour la soirée pyjama? Je voyage léger.
Naber gece misafiri?
C'était, heu, léger au début.
Başlarda ağır değildi.
Tout ce que tu as à faire, c'est un léger compromis moral.
Tek yapman gereken küçücük bir ahlaki taviz vermen.
De la verveine, c'est léger.
Mine, az koydum...
Un léger mouvement... et tu es mort.
En ufak hareketimde ölürsün.
On doit voyager léger.
Eşyalarımız hafif olmalı. Haklısın.
Il suffit d'un léger choc pour empêcher votre cible de partir. Tout est dans le timing.
Hedefin oradan uzaklaşmasına mani olacak ölçüde teması sağlamak da zamanlamadan geçer.
- C'est léger.
Ama zayıf bir teşhisti.
Je suis pas doué en maths, mais ça semble léger pour 20 000 $.
Matematikle aram pek yoktur ama bu bana 20.000 doların bayağı altında gibi geldi.
Mon sac d'école est trop lourd mais non, c'est léger
Okul çantam çok ağır. Şimdi hafifledi.
Mais si c'est comme ça que tu dragues, c'est un peu léger.
Eğer kızlara yaklaşman bu şekilde oluyorsa, oldukça zayıfmış.
Je te prescris un sédatif léger.
Çok hafif bir sakinleştirici yazdım.
C'est vrai qu'un léger recadrage...
Biraz öğüte ihtiyacı olabilir.
Non, ça me semble... léger.
Bana biraz küçük bir ihtimal gibi geldi bana.
Ça amène un ton léger, tout en annonçant quelque chose d'énorme.
Hem insanları sakin tutuyor hem de onlara büyük bir şey ummalarını haber veriyor.
On a un léger problème.
Birazcık sorunumuz var.
C'est un fruit léger.
Işıldayan meyve.
Je sais pas voyager léger.
Yanımda az şey götürmek karakterime aykırı.
Du brut léger doux, le meilleur au monde.
ıslenmemis, basit ve tatlı kokuyor. Bu, dünyanın en iyi petrolü.
Je sais que j'ai un léger syndrome d'Asperger, mais je pensais pas être autiste.
Bende de hafif Asperger sendromu var ama kendimi otistik gibi hissetmedim.
Le pinot noir est... léger, si vous aimez les vins légers.
Hafif şaraptan hoşlanıyorsanız Pinot Noir, hafiftir.
Ou pour un truc léger. Un yaourt, par exemple. Ou un parfait.
Belki bişey vardır yoğurt falan
Même un léger choc peut déclencher le travail.
Çok küçük kazalar bile doğumu hızlandırabilir... Seninki başlamış bile.
Plus on est léger, plus on bouge vite.
Ne kadar hafif, o kadar hızlı.
- C'est léger.
- Yetersiz.
C'est trop léger.
Yetersiz.
Ils ont un gode plus léger, ce qui pourrait être mieux, mais non.
Şimdi daha hafif bir dildo takıyorlar daha iyi olacakmış gibi duruyor ama değil.
- Il est trop léger. Il fait à peine 73 kilos.
- Çok zayıf, 70 kilo falan...
- Il est trop léger.
- Çok hafif.
Quand je ne mange pas de humus et que je ne me branle pas, je fais du porno léger.
Alo. Ben Atlanta Parklar Müdürlüğünden Bölge Yöneticisi Carla Nelson.
Ce doit être un léger choc cérébral.
Muhtemelen Anna hafif bir beyin sarsıntısı geçiriyor.
Votre alibi est léger.
İkiside.
Bon et léger.
Hem enfes, hem hafif.
Léger?
Biraz mı?
Sonnerie, cris des enfants Léger brouhaha Chanson mélancolique en anglais Elle renifle.
Altı ay sonra.
Un métro léger transporte les ouvriers entre les plateformes et New Town.
Yüksek güvenlikli platformlar arasında taşımacılık yapılıyor