English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mégère

Mégère Çeviri Türkçe

234 parallel translation
allez, mégère. II me faut de l'argent.
Haydi, seni yaşlı cadı, bu gece biraz paraya ihtiyacım var.
Il y a une vieille mégère, en dessous, ne faites pas attention.
Alt kattaki biraz çatlak, aldırmayın.
Je pêche pour rester loin de ma vieille mégère.
Balık sayesinde benim yaşlı hanımdan uzaklaşıyorum.
Quel gâchis! Dépenser autant pour cette vieille mégère!
İyi bir yemeği neden böyle yaşlı bir kadına harcayalım ki?
- Une vieille mégère, qui n'a rien fait pour personne.
- Nefret dolu, kötü bir ihtiyardı. Kimseye hiçbir iyilik yapmadı.
Quelle mégère.
Emir vermekten zevk aldığın belli.
J'allais épouser cette mégère, moi qui suis un homme de paix.
Ne şirret bir kadınla evlenecekmişim, Piskopos, benim gibi mülayim bir insan...
Terminer ses jours avec une mégère... Tu ne voudrais pas en finir?
Hep kaybeden numaraya denk gelebilirsin.
Vous êtes une mégère, à voir la façon dont vous avez envoyé Luke après moi.
Luke'u üzerime salmak için dişi şeytanlığını kullandığını biliyorum.
Oh la mégère!
Küçük inek!
Qui voudrait épouser cette vieille mégère?
Bu imkansız. Kim bu turşu suratlı Harrington ile evlenmek ister?
Tu es une vraie mégère!
Bir kadının, insanın arkasına geçip kötü şansını seyretmesinden nefret ediyorum.
Le sourire de la mégère quand elle a dit :
Babana, o kelimeyi söylerken ki gülümsemesi...
L'affreuse mégère.
Korkunç kadın.
deux ont été faites prisonnières. Selon la légende, La troisième, Mégère, aurait fui jusqu'à vos contrées.
Efsaneye göre, üçüncü kardeş olan Megaera'nın bu bölgeye kaçtığı söylenir.
a pétrifié Sascha et d'autres avant elle... " " la conspiration du silence, la peur. " Il parle aussi de Mégère.
Sascha'yı taşa çevirdi ve diğerleri susmaya ve korkmaya devam etti. "
- Au sujet de mégère? - Oui.
- Megaera hakkında konuştunuz.
Le docteur Namaroff vous a-t-il dit que l'esprit de Mégère hantait notre forêt? Et même cette maison? Il n'a rien dit.
Dr Namaroff size, Magaera'nın ruhunun bu ormanda dolaştığını ve hatta bu eve girip çıktığının herkes tarafından bilindiğini anlatmadı mı?
Mégère existe bien, M. Heitz. - Vous l'avez vue?
Megaera gerçekten var Bay Heitz.
Mégère est inexplicable et terrifiante.
Megaera anlatılması güç ve korkunç bir şey.
"Leurs noms étaient" Tisiphoné ", "Méduse" et "Mégère". "
İsimleri, Tisiphone Medusa ve Megaeraymış.
J'allais vous dire que Mégère a pris forme humaine.
Sana Magaera'nın insan formunu aldığını söylemek üzereydim.
Il espérait faire la lumière sur Mégère.
Magaera konusunda yeni bir fikir içeriyor olabilir diye.
C'était la nuit où Martha s'est échappée. Vous aviez dit que Mégère avait pris forme humaine.
Martha'nın kaçtığı geceydi ve sen bana Magaera'nın insan formunu aldığını söylemiştin.
Je ne dis pas que Mégère existe mais vous avez vu quelque chose.
Magaera gerçekten var demiyorum. Gerçekten bir şey gördün.
Admettons-nous moins Mégère que la réincarnation, théorie par laquelle l'esprit d'un mort habite un vivant?
Megaera, reenkarnasyon geçiren bir ruhun başka bir insan vücuduna girmesi teorisinden daha mı garip oluyor?
En ce qui concerne votre histoire, Imaginons d'abord que Mégère soit revenue sous une forme donnée.
Şimdi, senin hikayene göre Megaera'nın bu ya da şu formda tekrar dünyaya geri döndüğünü varsayalım.
À trouver Mégère.
Megaera'yı bulmak için.
Je ne la compare pas à Mégère, physiquement.
O ve Megaera arasında fiziksel bir karşılaştırma yapmıyorum.
Mégère est morte, il y a 2000 ans.
Megaera 2000 yıl önce öldü.
À la pleine lune, l'esprit de Mégère est trop fort.
Dolunay vardı. Megaera'nın ruhu ondan çok daha güçlüydü.
Dès que nous aurons trouvé Mégère.
Megaera'yı bulduğumuzda.
Quand nous aurons trouvé Mégère, j'irai la rejoindre.
Megaera'yı bulduğumuzda, Carla ile Leipzig'de buluşabilirim.
C'est là que Mégère frappe, d'ordinaire.
Megaera'nın genelde saldırdığı gece, unuttunuz mu?
Sale mégère, méchante, laide et gueularde!
Acımasız, çirkin, salyalı inek!
Mégère!
İnek!
Vous êtes mariée? Quand vous vous marierez, ne devenez pas une mégère comme elle.
- Oh, evlendiğin zaman benim eli kamçılı karım gibi olma!
Appelle un taxi. Je vais ramener ma mégère à la maison pour finir cette scène de ménage.
Eğer bir taksi çağırabilirsen, kendini kaybetmiş kadınımı eve götüreceğim.
Simplement répugnant! Et vous, une vraie mégère, oui!
Sen de bana iğrenç, son derece iğrenç gelmiştin.
Il m'a dit que c'est une mégère. Alors, j'envie ses nuits, mais pas ses jours.
Ne yazık ki, evlilikte gündüzler olmadan, geceler de olmuyor.
La mégère apprivoisée.
"Hırçın Kız" durumu.
Évidemment, c'était une mégère.
Anladım, şirret bir karın vardı. Hayır, karım tatlıydı.
Viens par là, petite mégère.
Buraya gel, seni gidi cadaloz.
Avant ça j'ai joué dans La mégère apprivoisée.
Ondan önce Evcilleştirilen Kadın'da, Petruchio'yu oynadım.
Les Français en font une vieille mégère, mais ils ont tort...
Fransızlar onu hep ihtiyar bir cadı olarak tasvir ederler,... ki bence bu doğru değil.
J'aimerais apprivoiser votre mégère.
Şirretliğini uysallaştırmak istiyorum.
Je me retrouve toujours à la caisse "moins de 2 000 articles"... derrière une affreuse mégère en blouse et bigoudis.
Hep, 2000 parça ya da azı reyonlarında, bigudili ve şalvarlı, çirkin bir kadının arkasında kalıp sinirleniveriyorum.
Tu parles comme une mégère.
Topladığın dedikoduları duymak bile istemiyorum.
Je la connais. c'est une mégère égoïste.
Bencil bufalonun teki.
- Mégère?
- 3 kızkardeşten biriydi.
Mégère.
Megaera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]