Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mango
Mango Çeviri Türkçe
292 parallel translation
Et quand elle ôta les feuilles de manguier de ses yeux... Elle le vit enfin.
Gözlerini kapatan mango yapraklarını kaldırdığı zaman... damadın yüzünü gördü.
- Ce n'est rien.
- Birkaç mango.
Avec tout ce qu'il y a à manger sur cette île... arbres à pain, mangues, papayes, plus le poisson... nous survivrons sans problèmes des années.
Bu adada yiyecek o kadar çok şey varken ; ... ekmek ağacı, mango, papaya balığı söylememe gerek yok hayatta kalmak çok kolay. Burada yıllarca yaşayabiliriz uzun yıllar demek istiyorum.
Je suis sûr que l'endroit te plaira. des vergers de manguiers...
Orayı seveceksin. Eski bir köy, üzerinde kayıklar olan güzel bir nehir, yeşil çayırlar ve çeltik tarlaları. Bamboo koruları, mango bahçeleri
Oui, et les mangues en sirop.
- Ve şerbetli mango.
- Et mangues au sirop.
- Ve mango suyu.
Le quatrième Mango.
Dördüncü Mengü.
Le plus grand bocal, ici, est utilisé pour conserver le riz et les mangues.
Bu en büyük boy, pirinç ve yerel bir ürün olan mango için kullanılıyor.
Tu ne m'as même pas apporté de la mangue?
Bana köyden mango getirmedin mi yoksa?
La saison a été mauvaise.
Mango dönemi bu yıl kesat geçti.
Je voulais des mangues! Que faire d'une pareille tête de linotte?
Sana git turşu için biraz ham mango getir, demedim mi?
C'est censé être mangue, trésor.
Mango deniliyor,
Hé, Mungo!
Mango! Cord!
Y a bien un manguier par ici.
Buralarda bir yerlerde mango ağacı olması lazım.
Ici. J'ai une surprise pour toi. C'est quoi?
Altın satışını ayarladım ve paranın kalanını Mango tarlasına yatırdım.En iyi dileklerimle..
- Ni le club de voitures. - Ni même Joel. Il n'est sûrement pas très loin.
Hazır gelmişken, Mango tarlalarına da bir baksam fena olmayacak.
Kate, cette voiture va à 290 km / h. Il pourrait être arrivé au Mexique.
Mango tarlasını boşver! Senin için söylemesi kolay tabii.
Il m'avait donné une mangue!
Bana bir mango verdi.
- Une mangue.
- Bir mango.
Sans vous, cette vieille Pygmée armée d'une mangue m'aurait...
Eğer sen olmasaydın, o pigme kadın bilenmiş mango ile, çok ciddi şeyler...
Cette tranche de mangue était très acérée, non?
Korkunç keskin bir mango dilimiydi, değil mi efendim?
Une mangue.
Mango.
Une mangue.
Bir de mango.
D'une mangue bien mûre.
Olgun bir mango gibi.
Les mangues.
Mango.
Vous adorez les mangues.
Sen mango seviyorsun.
Cocktail à la mangue?
Mango suyu ister misiniz?
Un lait de mangue, s'il vous plaît.
Bir mango lütfen.
Donc, il était gros, était accompagné de deux ou trois filles de la tribu et mangeait des mangues. C'était l'autre extrême.
Yani kiloluydu ve yanında 2 ya da 3 tane kabile kızı vardı ve mango yiyordu ve böylece farklı bir yöntem deniyordu.
Je vais chier un coup, en plein sur ton masque. Une bonne grosse merde, bien puante.
Senin boktan maskenden bir pislik almayı isterdim... büyük yaşlı, mango büyüklüğünde pislik.
Je ne peux pas acheter des mangues et des plantains?
- Ben mango and plantain alamazmıyım?
Cette mangue est délicieuse.
Bu çok lezzetli bir mango.
Tiens, goûte.
Biraz mango al.
Je ne veux pas de mangue.
- Mango istemiyorum.
- Un peu de mangue?
- Mango ister misin?
Il te reste un peu de mangue?
Hiç mango kaldı mı?
"Un tourbillon mangue-kiwi."
Mango kivi tropik proteinler.
J'ai fait un bar du Chili aux achards de mangue sur un lit...
Öncelikle, mango soslu Şili levreği var...
Votre mangue est mûre?
Umarım mango ham değil.
"Un peu de café qui bouillonne, jus de mangue tout frais pressé..."
"# Biraz kahve kaynıyor, taze sıkılmış mango suyu..."
On a du jus d'orange, de l'eau gazeuse et du fromage.
Mango-portakal suyu, soda ve peynirim var.
Elle coûte plus cher que tout ce que tu dois à La Redoute.
Senin Mango'ya olan borcundan daha fazla eder o.
Whisky-glaçons...
Buzlu skoç ve mango margarita.
- C'est à la mangue.
- Mango.
les vaches qui erraient partout.
Satıcılar mango, tavuk, papaya, hindistancevizi sütü... mum, hurma ve maden suyu... ve her yerde tembel tembel gezen inekleri satıyordu.
Je rencontre Raquel Welch, et je fais une bonne crème de mangue.
Güzel bir mango kreması pudingi yap.
Je peux aller cueillir des mangues?
Hey, Şef, gidip biraz mango toplayacağım, tamam mı? - Yanına birini al.
Oh, ce Mango Mandarine est exquis!
- Ah, güzel, bu iyi haber.
Mango Mama.
Mango, Anne.
Un jour, il sort de sa cage...
Bir gün Mango Kafesi'nden kaçtı.
Stop, campeurs champêtres!
Geçti Mango indirimi, sür Porsche'yi Converse'le.