Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Marcy
Marcy Çeviri Türkçe
1,065 parallel translation
On le donnera à Steve et Marcy.
Pekâlâ. Biz de Steve ve Marcie'ye veririz.
Allez, Marcy. Ces choses-là arrivent.
Yapma ama Marcie, bu tip şeyler çok doğal.
Allez, Marcy. Souris.
Yapma Marcie, neşelen biraz.
Ça va, Marcy. Viens.
Her şey yolunda Marcie, haydi gel.
Je vais emmener Marcy s'étendre.
Marcie'yi yukarı çıkarıp yatırsam iyi olacak.
- Si c'est mort et avec un nez rouge, on le jette dans la cour de Steve et Marcy.
Bilmiyorum, ama ölü ve burnu kırmızı ise Steve ve Marcie'nin bahçesine atalım.
Il ne manquerait plus que Steve et Marcy débarquent.
Steve ve Marcie'nin gelme zamanı.
- Marcy et moi, on va voir un bébé.
Marcie ve ben bebeği görmeye gideceğiz.
Essaie, Marcy.
Denemesi bedava, Marcie.
Vous avez entendu Steve et Marcy se disputer?
Steve ve Marcie'nin dün geceki kavgasını duydunuz mu çocuklar?
On n'a pas entendu un mot surtout quand Marcy a dit :
Biz, bir şey duymadık.
Je dois aller à un banquet de banquiers avec Marcy.
Bankacılar için bir ziyafet veriliyor bu akşam. Marcie ve ben orada olmalıyız.
J'ai une photo de Marcy, l'été dernier en train de laver la voiture.
Marcie'nin araba yıkarken çektirdiği bir resmi olacaktı.
Calme-toi, Marcy.
Sakin ol, Marcie.
Marcy, je ne veux que ton bonheur.
Marcie, ben sadece mutluluğunu istiyorum.
Marcy, laisse-moi te parler un peu des hommes.
Marcie, sana erkeler hakkında ufak bir şey anlatayım.
Utilise-la, Marcy. Force-le à se raser.
Kullan bunu Marcie, sakalını kestirt.
Marcy sera bientôt là.
Marcie gelir şimdi.
Libère ton esprit. Pense à Marcy. Et regarde... ma belle-mère!
Hiçbir şey düşünme sadece Marcie'yi düşün ve şuna bir bak Kaynanam!
Marcy ne veut pas te voir.
Marcy seninle görüşmek istemiyor.
Si Marcy me donne pas son numéro, je te donne le mien et tu lui files.
Marcy bana telefonunu vermeyecekse, sana benimkini veririm, iletirsin.
Emmène Marcy!
Marcy'yi dolaştır!
Emmène Marcy, mais conduis couché.
Marcy'le gez, dolaş.
J'étais avec Marcy. J'essayais de les rabaisser...
Marcy'le birlikte koltukları geri almaya çalışırken...
Marcy, tu aurais pas un peu de thon?
Marcie, ton balığı da var mı?
Tu sais pourquoi tu as des cannes de serin, Marcy?
Neden tavuk bacakların var, biliyor musun Marcie?
C'est Marcy, Steve.
Ben Marcie, Steve.
C'est toi tout craché, Marcy.
Bu tam senlik bir şey Marcie.
Au fait, Marcy, j'ai avalé une grosse quantité de poison.
Bu arada Marcie çok miktarda zehir teneffüs ettim.
Je vais partager avec Marcy les 50 $ que j'ai gagnés.
Kazandığım 50 dolarla ne yapacağımı biliyorum. Marcie ile paylaşacağım.
Si Marcy apprend que tu as gagné, elle saura que j'ai gagné et Peg le saura aussi.
- Çünkü, buna mecbursun. Eğer, Marcie senin para kazandığını öğrenirse benim de kazandığımı öğrenecek ve Peg'in de bundan haberi olacak.
Je me sens coupable de cacher cet argent à Marcy.
Parayı Marcie'den sakladığım için kendimi çok suçlu hissediyorum.
Oui, mais un enfoiré avec un autoradio et 150 $ dont Marcy ne connaît pas l'existence.
Evet, fakat müzik seti ve yedekte 150 doları olan ve Marcie'nin bunlardan haberi olmayan bir kılıbık.
Marcy, laisse-moi t'expliquer.
Marcie sana açıklayayım.
C'est nous, Steve et Marcy.
Biz geldik, Steve ve Marcie.
Marcy, quelle jolie tenue.
Marcie, ne güzel bir kıyafet.
" Base-ball, base-ball, base-ball. Voilà Marcy. Lançons-lui une pierre.
" Beyzbol, beyzbol, beyzbol Marcie gelmiş, taş atalım ona.
Marcy, pourquoi tu viens pas là-haut t'allonger et pleurer un bon coup sur mon lit.
Marcie, neden yukarı çıkıp yatağıma yatıp, iyice bir ağlamıyorsun?
Marcy, je crois que j'ai besoin d'un dentiste.
Marcie, bir dişçiye ihtiyacım var.
Mais non, regarde. "Meilleur si consommé avant le 11 mai 1972"
Marcy, eğer dikkatlice okursan, üzerinde "11 Mayıs 1972'den önce kullanılması öneriliyor" yazıyor?
Ne me dis pas ce que je dois manger.
Marcy, neleri yiyip neleri yiyemeyeceğimi anlatmana gerek yok.
Soit on vient me dire que j'ai reçu le prix Nobel, soit c'est Steve et Marcie.
Muhtemelen birisi bana, "TIME" dergisinde "Yılın Adamı" seçildiğimi söyleyecektir, veya Steve ve Marcy gelmiştir.
Salut, Steve et Marcie.
Merhaba, Steve ve Marcy.
C'était Steve et Marcie, Peg.
Steve ve Marcy'ydi, Peg.
Je sais que c'était lui.
Oydu Marcy, eminim.
Je t'assure, Marcie, je l'ai vu.
Gerçekten Marcy, onu gördüm.
Oh, Marcie, c'était comme s'il était là.
Marcy, o kadar gerçekti ki.
Marcie, c'est incroyable.
Marcy, bu olağanüstü.
Non, Marcy, je ne pense pas que le sol soit assez propre.
Pekâlâ.
La famille de Marcy est adorable.
Marcie'nin ailesi Tanrı'nın bize bir lütfu.
Marcy, ce sont des hommes.
Marcie, bunlar erkek.