Mart Çeviri Türkçe

Pour nos cinq dernières promos, Large Mart a eu les mêmes.

Yaptığımız son 5 kampanyayı da çaldılar.

Large Mart prétend que cet enlèvement est une riposte.

Large Mart bu kaçırmayı misilleme olarak nitelendiriyor.

Mais personne ici ne romprait deux années de fausse détente avec Large Mart parce que moi, votre chef, je l'ai interdit.

Buradaki kimse Large Mart ile olan iki yıllık ateşkesimizi bozmaz. Çünkü şefiniz olarak bunu yasaklamıştım.

Je veux remercier les représentants de Large Mart d'être venus.

Öncelikle geldiğiniz için siz Large Mart temsilcilerine teşekkürü borç bilirim.

Quoi que tu fasses, n'accède à aucune de leurs demandes.

Ne olursa olsun Large Mart'a istediklerini verme.

Qui sait ce que ces barbares peuvent lui faire.

- Large Mart vahşileri kim bilir ona neler yapıyorlardır.

Large Mart est plus fort!

Large Mart bir numara!

Ça valait le coup de s'amuser un peu.

Large Mart ile eğlenmek güzel oldu.

C'est le cochon de Large Mart?

- Large Mart domuzu mu bu?

Jeff et Lester ont volé la victime porcine et Large Mart a enlevé Big Mike, qui a réussi à se libérer, mais ils ont quand même allumé le Big BM à ta porte.

Jeff ve Lester domuzu çaldı Large Mart misilleme adına Koca Mike'ı kaçırdı. Koca Mike kaçabildi ama onlar gene de BM maskotumuzu yakıp kapı önüne attılar.

Qu'est il arrivé à Mars?

Mart ayına ne oldu?

Deux des cinq enfants disparus en mars ont été aperçus à Séoul.

Mart ayında kaybolan beş çocuktan ikisinin Seul'da oldukları bildirildi.

Il y a trois semaines, le 26 mars 1991, vers 8 h du matin, cinq enfants partis chercher des salamandres près du Mont To-ap ont disparu.

Üç hafta önce, 26 Mart 1991'de sabah 8 sularında yakınlardaki To-ap dağına semender aramaya giden Daegu'lu beş çocuk kayboldu.

Le délai de prescription ayant expiré le 26 mars 2007, l'enquête et les charges ont été abandonnées.

Vaka, 26 Mart 2007'de zaman aşımına uğradı ve zanlı hakkındaki soruşturma artık yürürlükte değil.

Il gâte trop cette diablesse.

Efendimiz bu cadaloz karıyı çok şımartıyor!

C'est une mouette que j'ai rencontrée. Que diable?

Tanıştığım bir martı.

La définition des sacrements d'après Martin Luther est trop contraignante.

Evet, Mart Luther'in dini törenler hakkındaki isabetli tanımı aşırı kısıtlayıcı.

Ce ne sont pas des mouettes.

- Martı da değillerdir kesin.

Chaque année, en février et mars...

- Her yılın şubat ve mart aylarında...

Tu vas au Carnaval de Rio tous les ans en février et mars - et tu as dit toi-même que la mère de Stella n'y est jamais allée.

Her yıl şubat ve mart aylarında Rio Karnavalı'na gidiyorsun kendi ağzınla da Stella'nın annesinin hiçbir zaman gelmediğini söyledin.

Beaucoup d'entre eux ne sont pas rentrés chez eux depuis la catastrophe du 11 mars.

11 Mart afetinden bu yana çoğu evlerine dönemedi.

Je veux dire que j'ai tout perdu lors du désastre du 11 mars, mais quand même...

Yani... 11 Mart felaketinde her şeyimi kaybettim. Buna rağmen- -

Après le 11 mars, on a de nouveau besoin d'aide.

11 Mart'ın ardından yine yardıma ihtiyacımız oldu.

C'est peut-être parce que tu m'as pourrie... que tu m'as tout donné sur un plateau.

Belki de her zaman beni şımartıp her şeyi önüme altın tepsiyle sunmandandır.

Pourquoi au Swifty Mart?

Neden Swifty Market'e gittiniz?

Bon, fais attention de ne pas faire d'excès.

Fazla şımartılmadığına emin ol.

Gupta Stationary Mart ( société de fournitures de bureau ).

Gupta Kırtasiye Çarşısı. Buyrun?

Je me souviens peut être pas de ce qu'il s'est passé le 14 Novembre, ou le 12 Mars, ou si je viens d'oublier de mettre le frein à main...

14 Kasım'da tam olarak ne olduğunu hatırlamayabilirim ya da 12 Mart'ta ya da şu anda arabayı otoparkta çalışırken bıraktığımı.

- Mars.

- Mart'ta.

Quand tu es malade, tu es gâté.

Ama hasta olunca seni şımartırlar.

Volontiers, avec ma charge de travail aux mois de mars et avril.

Olur. Mart ve nisanda fazlasıyla meşgulüm zaten.

"Chat épicurien." Choyé, aussi.

"Keyfine düşkün kedi." Ayrıca şımartılmış.

Il y a eu un licenciement le 12 mars 2005.

12 Mart 2005'te bir işten çıkarma var.

Tu as quelque chose sur les dossiers cachés qui datent du 12 mars 2005?

12 Mart 2005 ile ilgili dosyaların kaybolması ile bir alakan var mı?

Maintenant que je te l'ai prouvé, nous pourrons reprendre ma semaine de bichonnage en prévision du retour de mon fiancé chéri.

Charles Bartholomew Bass hakkında her zaman haklı olacağım. Ve artık Louis konusunda doğru seçimi yaptığımı kanıtladığıma göre yarın nişanlımı içtenlikle karşılamadan önce kendimi şımartıp dinlenme haftama geri dönebilirim.

Le 31 mars 2010, Sydney Thompson a été filmée, à son insu, par un téléphone portable.

31 Mart 2010'da Sydney Thompson haberi olmadan cep telefonuna kaydedildi.

" 12 mars 1922.

12 Mart 1922.

Regardez qui me gâte.

Beni nasıl da şımartıyorsun. Teşekkür ederim.

Voici la liste de mars.

Bir de Mart ayından bir yoklama listesi var.

J'ai épousé Mart un an plus tard, et c'est le seul père qu'elle n'a jamais connu.

Mart'la bir sene sonra evlendim. Bildiği tek baba oydu.

L'Égypte, le Liban... On y est. L'Arabie Saoudite, du 22 au 30 mars 2004.

Mısır, Lübnan ve 2004'te 22-30 mart arası Suudi Arabistan.

Faisel va voir sa grand-mère.

- 26-27 mart 2004. Faisel, büyükannesini ziyarete gelmiş.

Tu mérites d'être chcouchoutée.

- Şımartılmayı hak ediyorsun.

Lequel de tes parents te gâte le plus?

Hangi ebeveynin seni en çok şımartıyor?

C'est la vie.

Mart ayındaydık.

Bande d'enfants gâtés.

Siz Amerikalılar çok şımartılmışsınız.

Mais la date est le 14 Mars.

Kasetteki tarih 14 mart.

Un kicker a pas besoin de salopes qui le dorlotent.

- Vurucuya gereken son şey birkaç orospu tarafından şımartılmak.

Parfois, j'aime ovuler!

bazen kendimi şımartıyorum.

26 MARS 1991

26 Mart 1991

Ayant été de l'autre côté, je peux vous l'assurer. Dehors, c'est un monde isolé, flippant, et plein de Chang. Le groupe s'est vu pousser des jambes.

Diğer tarafta bulunmuş biri olarak şunu söyleyebilirim, dışarıdaki dünya korkutucu, yalnız ve Changli ve evet, bu grup kök saldı ama niye kıyıda bizi tek bekleyen zamanın kumları ve araları açılan aç martılarken bu havuzu terk etmek için acele ediyoruz ki?