Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mata
Mata Çeviri Türkçe
179 parallel translation
Mata Hari.
Mata Hari.
Et un jour, Mata Hari sera attachée à un de ces poteaux.
Ve bir sabah ayazında, o tatlı Mata Hari'nizin şu direklerden birine bağlandığını göreceksiniz.
- Non, merci. je vais voir Mata Hari danser.
- Hayır, teşekkürler. - Bu gece Mata Hari'nin dansını izlemeye gideceğim.
Mata Hari y dansera.
Mata Hari dans edecek.
Ne vouliez-vous pas voir Mata Hari?
Mata Hari'nin dansını izlemek istediğini söylememiş miydin?
Une inconnue peut-elle vous exprimer son admiration?
Bayan Mata Hari, bir yabancının takdirlerini kabul eder misiniz?
On ne rencontre pas Mata Hari aussi facilement que ça.
Evlat, Mata Hari'yle öyle damdan düşer gibi tanışılmaz.
- A Mata Hari, l'incomparable.
- Emsalsiz Mata Hari'ye.
La voiture de Mme Mata Hari.
Bayan Mata Hari'nin arabası!
Mata Hari est là.
Mata Hari burada.
Voici Mme Mata Hari.
Bayan Mata Hari geldi.
J'attends Mata Hari.
- Ben Mata Hari'yi bekliyorum.
Mata Hari est une espionne à la solde de l'Allemagne.
Ve Mata Hari bir casustur. - Wilhelmstrasse'nin paralı uşağı.
Mata Hari, une espionne.
Mata Hari, bir casus.
Mata, si vous ne m'aidez pas à oublier cette horrible affaire pendant quelques heures, j'en perdrai la raison.
Mata, bu korkunç işi bir kaç saatliğine unutmama... yardım etmezsen aklımı kaçıracağım.
Oui, je vous aime, Mata.
Seviyorum Mata. Seviyorum.
Je l'attendrai. - Madame est sortie.
Bayan Mata Hari evde değil.
Porte une douzaine d'orchidées à Mme Mata Hari.
Bir düzine orkide al ve bayan Mata Hari'ye götür.
Simplement que Mata Hari est allée tout droit chez Rosanoff quand elle partie d'ici hier soir.
Şuna, Mata Hari dün gece buradan ayrıldıktan sonra dosdoğru genç Rosanoff'un odasına gitti. Ve önceki gece de birlikteydiler.
Finalement, je tiens Mata Hari.
Sonunda Mata Hari'yi yakaladık.
Vous pleurez.
Ağlıyorsun, Mata.
Mata Hari aura eu le temps de faire disparaître les preuves.
Mata Hari'nin, bahsi geçen kanıtları yok etmesine yetecek kadar önce...
Je suis Mata Hari. Je ne reçois d'ordres de personne.
Ben Mata Hari'yim ve kendimin efendisiyim.
Très bien. J'accepte votre démission.
Pekala Mata Hari, istifanı kabul ediyorum.
Ne vous reprochez rien.
Gerçekten, Mata, kendini suçlamamalısın.
Vous dites que le Général Shubin vous a dit, au téléphone, que Mata Hari était une espionne?
Şimdi bay Dubois General Shubin'in telefonda Mata Hari'nin düşman casusu olduğunu itiraf ettiğini mi söylüyorsunuz.? - Evet.
La mémoire de la défense ne vaut pas mieux que celle de sa cliente. Le Général Shubin n'a-t-il pas dit que Mata Hari était chez lui?
General Shubin, telefon ettiği esnada Mata Hari'nin yanında olduğunu söylemedi mi?
J'exige que l'accusation produise un témoin qui puisse prouver quelque chose de concret ou que Mata Hari soit acquittée avec les excuses de la Cour.
Savcılığın, somut bir şeyler üzerine yemin edecek bir tanık ortaya koymasını ya da Mata Hari'nin, özür dilenerek serbest bırakılmasını talep ediyorum.
Un homme a vu Mata Hari chez Shubin ce matin-là.
O sabah Mata Hari'yi General Shubin'in odasında gören bir adam var.
D'où, Mata Hari?
Hangi odadan çıktığınızda, Mata Hari?
Mais ce fut en vain, Mata Hari.
Ama sizi kurtaramadı Mata Hari.
Au nom de la République Française, la Cour déclare l'accusée, Mata Hari, coupable d'espionnage et d'intelligence avec l'ennemi.
Fransa Cumhuriyeti adına, bu mahkeme, sanık Mata Hari'yi casusluk ve askeri bilgileri düşmana iletmekten suçlu bulmuştur.
Et, un jour, quand il sera vieux, et que ses petits-enfants l'interrogeront sur Mata Hari, qu'il mente et dise : "Elle était merveilleuse".
Ve sonra bir gün, yaşlı bir adam olduğunda ve torunları ona Mata Hari'yi sorduğunda koca bir yalan söylemeli ve O'nun harika bir kadın olduğunu anlatmalı.
Promettez-moi de ne pas vous inquiéter pour moi.
- Söz ver, benim için endişelenmeyeceksin. - Oh, Mata, lütfen.
"Oui, peuple d ´ Amérique, ce Sidney Kidd... " Ce protecteur de la veuve et de l ´ innocent... " filait le parfait amour...
Ve aynı Sidney Kidd, bayanlar ve baylar Amerikan demokrasisinin ve masumların bu koruyucusu bu esnada Güney Carolinalı Mata Hari'yle yatında eğleniyordu.
Mata Hari...
Mata Hari!
Écoute, Matayan. On est des voisins et aussi des amis de longue date. Je vais te répéter ce que disent les gens du village :
Dinle Mata, hem komşu hem de eski dost olduğumuz için köylülerin senin hakkında söylediklerini sana anlatacağım.
" Les gens de la Maison du sou,
Beni iyi dinle Mata.
Matayan, t'en arrives au point de la Comptine du sourd! T'as coupé la corde, t'as coupé tout lien.
Dinle Mata, "İstenmeyen ve el ayaktan düşenlerin ölümü istendiğinde tüm insani bağlar paramparça olmuş bir ip gibi kopar."
Vous avez fait votre bonne action?
Sen de böylece Mata Hari'liğe mi soyundun?
Mata Hari, très cher.
Mata Hari, sevgili dostum.
Celle après Mata Hari.
Mata Hari den sonraki.
- Je pensais à Mata.
- Mata'yı düşünüyordum.
- Vous ne voulez pas dire Mata Hari.
- Mata Hari diyemezsiniz, efendim.
- Non, sa fille, Mata Bond.
- Hayır, kızı Mata Bond.
- Mata Bond?
- Mata Bond, efendim?
Quand je pense que vous avez connu Mata Hari!
Ve Mata Hari'yi bildiğini düşünün, efendim.
La jeune Mata est une danseuse nulle.
Oysaki genç Mata müthiş bir dansçı.
Cela a été une expérience traumatisante, je peux te le dire, être la fille illégitime de Mata Hari et de James Bond.
Mata Hari ile James Bond'un gayrimeşru kızı olmanın travmatik bir deneyim olduğunu söyleyebilirim.
Mata, te souviens-tu de cette maison dans Feldmannstrasse?
Şimdi, Mata. Feldmannstrasse deki eski evi hatırlıyor musun?
Vous me dites la vérité?
Mata, bana doğru mu söylüyorsun?