Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Miranda
Miranda Çeviri Türkçe
2,301 parallel translation
Le jour de la décision fatidique, fidèle à elle-même. Miranda avait soigneusement pesé le pour et le contre dans les deux camps.
Kararını vereceği son gün Miranda, iki durumu da gözden geçiriyordu.
Miranda réalisa soudain que la liste de Steve la concernant pourrait bien contenir plus de contre que de pour.
Miranda aniden Steve'nin listesinde olumsuz şeylerin daha fazla olacağını fark etti.
Miranda ne regarda jamais en arrière.
Ve Miranda arkasına hiç bakmadı.
- Miranda, laissez-moi faire ça.
Konuşma. Miranda, bırak ben yapayım.
- La porte du parc était ouverte.
- Miranda, bunun bir faydası yok.
- Miranda, ça ne sert à rien.
Kapı açıktı.
Vous voulez bien me dire ce qui se passe, Miranda?
Neyin olduğunu söyleme ihtimalin var mı Miranda?
Pas de sermon, Miranda Bailey.
Bana ders verme Miranda Bailey.
Je pense que Miranda a des soupçons.
- Ne? Sanırım Miranda şüheleniyor.
- Ça veut dire "bonne année".
- Miranda? - Ona "Mutlu Yıllar" demeyi öğretmeye çalışıyorum.
J'enseigne le mandarin à Miranda. Le chinois...
Ben de Miranda'ya Çince öğretmeye çalışıyorum.
Miranda, tu raccompagnes Leah?
Miranda, Leah'yı yukarı çıkarır mısın?
On pourrait donner une étoile à Miranda?
Belki o zaman Miranda'ya bir altın yıldız verebiliriz, değil mi?
- Miranda.
- Miranda.
Miranda et Paulie sont insupportables.
Miranda ve Paulie tam bir kabus.
Je cherchais Miranda.
Miranda'yı arıyordum.
Et Miranda va manger un peu.
Neyse, zaten Miranda da şimdi yemek yiyecek.
Miranda?
Miranda?
Je pourrais donner à Miranda une autre étoile si elle mangeait quelques petits-pois.
Peki, ya Miranda'ya sizin bezelyelerinizden biraz yediği için bir altın yıldız daha versem?
Miranda?
Miranda çık dışarı!
La victime s'appelle Miranda Bauer.
Kurbanın adı Miranda Bauer.
On dirait que Miranda Bauer a simplement trébuché de ses hauts talons.
Anlaşılan Miranda Bauer topuklu ayakkabılarla yürürken sendelemiş.
Miranda.
Miranda!
Vous pourriez la contraindre à m'aimer.
Miranda'yı teslim alabilirsin. Benden hoşlanmasını sağlayabilirsin.
On a une randonneuse, Connie Miranda. Elle a été coincée dans le canyon.
Connie Miranda adında koşucu, bir kanyonda kalmış.
Il ne faut pas être seulement bonne.
Sadece harika olmanı istemiyorum Miranda.
C'est tombé du chapeau de Carmen Miranda? Ou c'est le thème des berries?
Carmen Miranda'nın şapkasından mı düştü?
Miranda est folle de jalousie.
Miranda delicesine kıskanıyor.
Ouais, cinq personnes, Miranda est folle de jalousie.
Evet, beş kişi, Miranda delicesine kıskanç.
- Je ne peux pas, Miranda.
- Bunu yapamam, Miranda.
Ça gaze, Miranda?
Naber Miranda?
Ces salauds qui me disent l'Antéchrist, faux prophète, sont des malheureux.
Jose Miranda'nin dunya capinda 100.000 muridi var. Beni Isa karsiti, sahte peygamber olarak atfeden tum papazlar, onlar zavallidirlar.
À cause de Miranda.
- Miranda ismini de biriyle paylasiyorsunuz.
Son second avènement.
- Belki de Carmen Miranda'siniz. - Hayir, hayir ben Isa Mesih'im.
N'attaquez pas Güinía de Miranda, on s'en charge.
Ama Güinía de Miranda'ya saldıramazsınız çünkü o bölge bize ait.
Si vous prenez pas Güinía de Miranda d'ici à 5 jours, on le fera.
Eğer Güinía de Miranda'yı beş gün içerisinde alamazsanız, bunu biz yaparız.
Vous dites qu'il y a un prisonnier ici? Sans mandat, ni droits Miranda?
Bana burada tutuklama emri ve hakları olmadan bir mahkum tuttuğunu mu söylüyorsun?
- J'ai oublié de faire signer ses droits Miranda à M. Crawford. Je suis vraiment désolée.
Bay Crawford'a Miranda * belgesini imzalatmayı unutmuşum.
Miranda et Steve ont des soucis car Steve l'a trompée...
Tamam, şey, Steve aldattığı için Miranda ve Steve'in sorunları vardı...
Mes droits selon la Constitution et la Déclaration des Droits, élargis en 1966 par l'arrêt de la Cour suprême, Miranda v. Arizona?
Anayasa ve İnsan Hakları Bildirgesi'ndeki haklarım. 1966'da yüksek mahkeme tarafından.... -... genişletildiği şekilde.
Ne vous méprenez pas, Miranda.
Yanlış anlama, Miranda.
Vous devriez le faire, Miranda.
Bu şeref senin Miranda.
- Miranda.
Miranda.
- Miranda.
Ben yaparım.
- Quoi?
- Miranda?
- Miranda.
Oğlumun yanında olmalıyım.
Je ne vous dérangerai pas.
- Miranda.
Miranda.
Miranda.
- Miranda, il s'étouffe!
Miranda, boğuluyor.
Elle s'appelle Miranda.
Adı Miranda.
Vous seriez Carmen Miranda.
- Hayir, hayir.