English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Morning

Morning Çeviri Türkçe

472 parallel translation
Melle Bennett, êtes-vous employée par le Morning Mail?
Bayan Bennett, Morning Mail'de mi çalışıyorsunuz?
Êtes-vous employée au Morning Mail?
Mail'de mi çalışıyorsunuz?
Travaillez-vous au Morning Mail?
Mail'de mi çalışıyorsunuz?
Avant cela, étiez-vous employée par le Morning Mail?
Ondan önce Mail'de mi çalışıyordunuz?
NORTON J. WHITE DIRECTEUR DU MORNING PRESS
YAYINCI - THE MORNING PRESS
Morning Post.
Morning Post.
Le Post le soutiendra.
Morning Post destekleyecek de.
Fais ton travail de rédacteur!
Morning Post her editörden işini yapmasını bekler.
"Earl Williams capturé par le Morning Post."
"Morning Post, Earl Williams'ı ele geçirdi."
"Earl Williams capturé par le Morning Post!"
"Morning Post, Earl Williams'ı ele geçirdi. Özel haber!"
Mes chers amis... Le Morning Post ne cautionne pas le crime.
- Sevgili dostum Morning Post adalete engel olmaz, suçluları saklamaz.
Vous vous frottez au Morning Post. Vous vous frottez au Morning Post.
- Morning Post'la konuşuyorsun.
Attends qu'ils lisent le Morning Post.
Yarın Morning Post'u okusunlar da gör.
"Sowing in the Morning." Maintenant, Dude.
"Sowing in the Morning." Pekâlâ, Dude yavrum.
Morning Side 5354 est en dérangement.
Santral. Morningside, 5345 bozuk mu?
Je vous présente des collègues journalistes.
Joe Williams, Morning World'den. Conway da Ledger'dan.
Chaque matin, nous nous faisons l'écho du Morning Record.
Ve her sabah yaptığımız gibi, şimdi size Morning Record'un sesini getiriyoruz.
Il y aura un article dans le Morning Times à ce propos.
Sabah gazetelerine bununla ilgili bir mektup göndereceğim.
Quand vous avez joué le concerto en ré mineur un critique vous a comparé au jeune Mozart.
Dört yıl önce Re Bemol'ü çaldığınızda hak etmiştiniz. Hatırlıyor musun? The Morning Review de genç Mozart demişti.
L'annonce paraîtra dans le Morning Post, samedi au plus tard.
- Ne kadar çabuk döndün. - Aşkım. Bir dakika Ernest.
J'ai refusé un rôle très important dans Soleil du matin pour enseigner ici.
Morning Sunshine'da çok önemli bir rolü Sırf buraya gelip ders vermek için bıraktım.
- Oui, merci. - She agrees to take off her clothes Tuesday morning, eight o clock on the beach.
Salı günü sabah 8'de herkes kıyafeti ile plajda hazır bulunsun.
1164 Morning Glory Circle, elle n'est pas belle?
1164 Morning Glory Circle, güzel değil mi?
"Le Matin" désire illustrer l'articulation des sons.
The Morning Post, Fransızca dudak okuma kursu başlatıyor.
Good morning, how are you?
Günaydın, Bay Evans. Bu sabah nasılsınız?
"Le Herald du Matin"
"Morning Herald"
J'étais producteur associé à N.B.C., à Morning News.
NBC'de sabah haberlerinin ortak yapımcısıydım.
Du journal "L'Appel du Matin".
Morning Appeal'dan. Oturun Bay Dobkins.
Cet "Appel du Matin"!
Bu yeterli. Şu Morning Appeal.
André joue merveilleusement la Diane matinale.
Andre "Morning Call" u çok güzel oynar.
On va au New Morning écouter du RB.
"New Morning" e gidiyoruz. Bir "Ritm ve Blue's" grubu dinleyeceğiz.
Bonjour.
- Morning...
Le "Morning Telegraph" a pas aimé.
"Morning Telegraph" bu durumdan pek hoşlanmamış.
"Chelsea Morning."
"Chelsea Morning."
Good morning.
Günaydın.
Attaqués par des pirates, à bord... du Morning Star, coulé à pic, nous sommes les seuls survivants.
Gece korsanların saldırısına uğradık. Geminin adı... "Sabah Yıldızı". Mürettebatın tamamıyla birlikte battı.
Notre cargaison, sur le Morning Star : tabac et vanille.
Tütün ve vanilya "Sabah Yıldızı" ndaki yükümüzdü, efendim.
Je suis entrain d'aller au lit, so call me in the morning.
Ben şimdi yatıyorum, sabaha konuşuruz.
"Good morning, Vietnam!"
Günaydın Vietnam desene.
La dernière chose dont il se souvenait avant son "trou noir" était le policier Le Morning News du comté de Dallas a déclaré que j'avais signé une confession dans laquelle j'avouais le meurtre de Robert Wood, et qu'ils avaient trouvé le coupable et s'apprêtaient à l'arrêter.
Dallas'taki sabah haberlerinde bir itiraf imzaladığıma Robert Wood'u öldürdüğümü itiraf ettiğime katili yakaladıklarına ve artık olayın çözüldüğüne dair haberler çıkmış.
Un reporter du Dallas Morning News a découvert qu'une semaine après la fin du procès, la fille de cette femme était jugée pour vol devant ce tribunal.
Dallas Sabah Haberleri'nden bir gazeteci bizim davamız bittikten 1 hafta sonra aynı kadının kızının aynı mahkemede bir hırsızlıktan yargılandığını ortaya çıkardı.
Le Dallas Morning News a fait paraître un article très sympa le jour même ou bien le lendemain de l'annonce de l'annulation par la Cour suprême, dans lequel Henry Wade, le procureur général, demandait un nouveau procès pour Randall Dale Adams car il ne pouvait permettre qu'un tueur de flic s'en sorte sans être condamné à mort.
Yüksek Mahkeme tarafından temyiz haberinin duyurulmasıyla aynı gün ya da bir sonraki gün Dallas Sabah Haberleri'nin ilk sayfasında çıkan güzel bir hikâyeye göre Yüksek Mahkeme'de de görevli olan Bölge Savcısı Henry Wade Randall Dale Adams'ı yeniden yargılatmak için yemin etmişti çünkü onun kitabında polis katillerinin idam cezasına çarptırılmadan kurtulmalarına yer yoktu.
- Bonjour, M. Poirot. - Mme Clapperton.
Good morning, Monsieur Poirot.
Et voici le "Chris in The Morning".
"Sabah Sabah Chris"'i dinliyorsunuz.
Le steak de caribou. Le "Chris in the Morning", ta fossette...
Geyik pirzolası. "Sabah Sabah Chris", Bir de orandaki gamze...
Aujourd'hui, c'est le jour de la famille dans le "Chris in The Morning"
Bugün "Sabah Sabah Chris"'de aileler günü.
Non, je veux dire qu'il a enregistré le Morning Show la nuit dernière pour qu'il puisse travailler chez lui.
Adamı değiştiremem ki. Evde işlerini yapabilmek için sabah programını dün gece kaydetti.
Alors, ce matin, "Chris in the Morning" ne parlera ni de la météo, ni du trafic routier, ni des nouvelles locales pour se pencher sur l'œuvre complète de Walt Whitman.
Ve işte bu sabah "Chris in the Morning"'de hava ve trafik raporlarıyla yerel haberleri bir kenara bırakıp
Il n'aurait jamais dû virer "Chris in the Morning".
Chris'i asla işten kovmamalıydı.
Voici le "Chris in the Morning".
"Sabah Sabah Chris"'i dinliyorsunuz.
It s three in the morning.
Saat gecenin üçü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]