English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mosé

Mosé Çeviri Türkçe

186 parallel translation
Michel-Ange disait à Mosé "Pourquoi ne parles-tu pas"?
Sanki canlılar. Michelangelo Musa heykeline bağırmış "Neden konuşmuyorsun" diye.
Je cherche Mose Jackson.
Mose Jackson'ı arıyordum.
Un type éduqué, ce Mose.
Şu Mose epey eğitimli biri.
- Là où vit Mose?
Orası Mose'un yaşadığı yer değil mi?
Mose?
- Mose?
Et si j'avais du mauvais sang en moi, Mose? Qui me fasse faire de sales choses.
Ya kanımda kötülük varsa Mose, bana kötü şeyler yaptıran.
Oui, mais toi aussi, tu vis en solitaire à Blackwater, adossé au marécage. Non, Mose?
Evet ama sende Blackwater'da, bir bataklığın arka tarafında yanlız yaşıyorsun değil mi Mose?
Bientôt, tu diras qu'il est tard, que tu rentres, et demain, je vais chasser avec Mose...
Birazdan evine gideceksin. - Ben de yarın Mose ile ava çıkacağım.
Tu crois que Mose dit la vérité, qu'il ne l'a pas vu?
Mose'un doğru söylediğine inanıyor musun? Onu görmemiş bile.
Vous êtes prêt, Mose?
Hazır mısın Mose?
Tante Jessie les avait, et Mose et grand-mère...
Jessie hala cevabı verdi. Mose ve büyük annem de.
Un Wakefield vient de tuer Mose Fromes dans l'Est.
Siz Wakefield'ların batıda adam öldürdüklerini duydum.
- Ben, Mose Harper nous a raconte...
Mose Harper dedi ki...
- Mose Harper?
Mose Harper mı?
Le vieux Mose sait.
Yaşlı Mose bilir.
- Oh, tais-toi, Mose.
Kes sesini Mose. Teşekkürler.
- Attends!
Dur Mose!
Prends-moi avec toi!
Ata iki kişi binebiliriz Mose!
Mose, a quelle distance est la riviere?
Mose, nehir ne kadar uzakta?
Et devenir comme le vieux Mose Harper.
Yaşlı Mose Harper gibi olmaya başladım.
Mose Harper!
Mose Harper!
Juste un toit au dessu de ma tete.
Yaşlı Mose'un başını sokacağı bir delik yeter.
C'est Mose!
Bu Mose!
- Bois, Mose.
Al bir şeyler iç Mose.
- Bosi ça, Mose.
İç bitir şunu Mose.
Mose.
Mose.
Va-t-elle bien?
Debbie iyi mi, Mose?
Non, vous etes souffrant et blesse.
Hayır Mose, yalnızca hastasın ve incinmişsin.
Rappelle-toi.
Mose, hatırlamaya çalış.
- Le vieux Moses.
- Yaşlı Mose.
C'était pas mal, mon colonel, mais vous n'êtes pas Mose.
İyi deneme Albay ama sen Musa değilsin.
Ce qui est arrivé à Ron Bell, Donna Moss et Dave Watson est lié.
Ron Bell, Donald Mose, Dave Watson ile olanlarla ilgili.
Elle est là-dessous!
Mose, oğlum. Aşağıda.
Attrape Mose!
Mose'u alır mısın?
Mose!
Mose!
Souvenons-nous des menaces que Dieu faisait par la bouche de Mose :
Unutmayalım ki tanrı, bu tehdidi Musa peygamberin ağzından bildirmiştir.
Mose, envoie une fraiche.
Mose, soguk bir tane at.
On va bouffer un peu.
Bir şeyler tıkınalım. Mose?
- Ouais. Mose, tu as toujours ton jeu de cartes?
- Mose, oyun kartların yanında mı?
Tu joues aux cartes, Mose, ou t'essaies de voir à travers?
Mose, oynayacak mısın yoksa bakıp duracak mısın?
Habille-toi, Button. Aide Mose à nettoyer.
Giyin de Mose'a ortalığı temizlemesi için yardım et.
Pas la peine de réclamer du boulot, Mose
Daha fazla angarya yapmamı isteme, Mose.
Aïe! Mose!
Mose!
Mose sait se défendre.
- Mose kendine dikkat edebilir.
Il s'appelle Mose Harrison.
Adı Mose Harrison.
Mose ne commence pas les bagarres, il les finit.
Mose kavga çıkarmaz, kavgayı sona erdirir.
C'est avec vos hommes que Mose s'est battu.
- Mose, adamlarınızla mı kavga etti? - Evet.
- Mose. - Mose.
Mose.
Mose, il faut te lever.
Mose, ayağa kalk bakalım.
Doucement.
Yavaşça, Mose.
Le patient c'est Mose Harrison.
- Bu da Mose Harrison.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]