Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Muddy
Muddy Çeviri Türkçe
104 parallel translation
Tu ne perds pas beaucoup de temps à remonter la rivière.
Dün. Big Muddy'ye binmek için fazla zaman kaybetmemişsin.
Je nous imagine tous les deux, à Big Muddy.
Biliyor musun, Julie, bizi birlikte Büyük Çamur'da hayal ediyorum.
Si nous réunissions Big Muddy et notre ranch, les Terrill seraient sèches sur pied.
Kendi yerimizle Büyük Çamur'u birleştirseydik Terrill'lar şeytan elması gibi kururdu.
Je viens d'arriver et vous parlez déjà de Big Muddy!
Başkan, daha yeni geldim! Hemen Büyük Çamur'dan bahsetmeye başlayamazsın!
Je vous le promets, plus un mot sur Big Muddy...
Julie, söz veriyorum bir daha Büyük Çamur'dan bahsetmeyeceğim. - Güzel.
Je ne me plains pas non plus parce que je sais que vous essayez d'acheter Big Muddy pour empêcher mes vaches de boire.
Çünkü Büyük Çamur'u almaya çalıştığını biliyorum. Sığırlarımı sudan uzak tutmak için.
N'oublie pas que Big Muddy est à elle.
Unutma, Büyük Çamur ona ait.
Pendant la saison sèche, les Hannassey, et parfois même les Terrill, ont besoin de l'eau de Big Muddy.
Kurak mevsimde Hannassey'ler, hatta bazen Terrill'lar, su için Büyük Çamur'a bağımlıdır.
Le vieux Rufus et le Major se haïssent tant que si l'un d'eux dirigeait Big Muddy, j'ai peur de ce qui se passerait.
Yaşlı Rufus'la Başkan birbirlerinden nefret ediyorlar. İkisinden biri Büyük Çamur'un denetimini alırsa, olacakları düşünmekten korkuyorum.
Voulez-vous me vendre Big Muddy, Mlle Maragon?
Büyük Çamur'u bana satar mısınız, Bayan Maragon?
Rentre vite à la maison dire à ton papa que ses vaches ne boiront plus jamais à Big Muddy.
Hemen evine dön ve babana öküzlerini Büyük Çamur'da son kez suladığını söyle.
Il faut trouver un moyen d'éloigner ces hommes de Big Muddy tout de suite.
Terrill'ın adamlarını Büyük Çamur'dan uzaklaştırmanın bir yolunu hemen bulmak zorundayız!
Il t'achetait Big Muddy comme cadeau de mariage.
Düğün hediyesi olarak Büyük Çamur'u satın alıyordu!
Je voulais vous parler de Big Muddy.
Büyük Çamur hakkında konuşmak istedim.
Bon... Et Big Muddy? - Vous voulez que je le reprenne?
Şimdi Büyük Çamur ne olacak?
Il a tant de projets pour Big Muddy.
Büyük Çamur için bir sürü planı var.
Je n'ai pas acheté Big Muddy pour que le Major soit fier de moi.
Büyük Çamur'u Başkan benimle gurur duysun diye almadım.
Mais vous avez laissé Henry Terrill chasser mes vaches de Big Muddy et 24 vaches sont mortes de soif sans que je n'aie rien pu faire.
Ama sen Henry Terrill'ın sığırlarımı Büyük Çamur'dan sürmesine izin verdiğin için 24 tanesi susuzluktan öldü.
C'est un beau gaillard bien bâti, et Big Muddy deviendrait une propriété de famille.
O, iyi ve namuslu bir gençtir. Ve Büyük Çamur'a ailecek sahip olabiliriz, hah?
C'est l'acte de vente de Big Muddy à un prix raisonnable.
Bu Büyük Çamur'un adil bir fiyattan satışının evrakı.
Big Muddy n'est pas à moi.
Büyük Çamur artık benim değil, Bay Hannassey.
Le nouveau propriétaire de Big Muddy.
Büyük Çamur'un yeni sahibi.
Mes vaches boivent de nouveau à Big Muddy, et Henry Terrill en viendra bientôt à faire ce que je veux.
Sığırlarım Büyük Çamur'da tekrar sulanıyor. Ve çok yakında Henry Terrill'ı istediğim yerde yakalayacağım, eğer demek istediğin buysa.
Big Muddy est à moi maintenant, et je vous promets que vos vaches pourront boire autant que vous voulez.
Artık Büyük Çamur benim. Size söz veriyorum, istediğiniz kadar su kullanabilirsiniz.
Señor, on a toujours fait boire nos bêtes à Muddy Creek.
Ama efendim, biz sürümüze hep Muddy Creek'te su içiririz.
Il y a bien assez d'eau à Muddy Creek. Et hier...
Derenin suyu yeter de artar bile, hem dün...
Muddy Waters a inventé l'électricité.
Muddy Waters elektriği keşfetmişti.
Ce que je veux dire, c'est que c'est comme les eaux de la rivière Big Muddy.
Demek istediğim Big Muddy'nin suları gibi.
Penelope Olsen. Muddy Mae Suggins "?
Mona Stevens.
Moi, c'est Muddy.
Benim ki Muddy.
- C'est toi Muddy?
- Sen, Muddy misin?
Muddy. L'enfoiré.
Muddy... orospu çocuğu.
Mme Muddy Grimes.
Muddy Grimes'in karısı.
Oublions ça, Muddy, allons dans une piaule, comme avant.
Niçin eski günlerdeki gibi, her şeyi unutup, gidip bir oda bulmuyoruz?
Robert Johnson, Muddy Waters, Willie Dixon,
Robert Johnson, Muddy Waters, Willie Dixon...
- Muddy!
- Selam Muddy.
Muddy, la moitié des pommes sont blessées.
Muddy, Muddy bunların yarısı çürük.
Dis à Vernon de se mêler de ses affaires.
Vernon'a kendi işine bakmasını söyle, Muddy.
Bien meilleure que toi, Muddy.
O bıçak ondayken, senin olduğundan daha iyi Muddy.
Allons, Muddy, dépêche-toi.
Haydi Muddy. Üzerine bas adamım!
T'entends, Muddy? Quoi?
- Hey, duydun mu Muddy?
Ça me rappelle l'histoire de deux petites canailles qui descendaient le Grand Boueux.
Bana iki yaramazın Big Muddy'de rafting * yapmasını anlatan bir hikâyeyi hatırlatıyor.
"Il aurait mieux valu qu'il ne vive pas."
Anne? Muddy, sen misin?
On organise un tricothon dans deux jours afin de reconstruire le vieux pont de la rivière Muddy.
- Kabul. Eski Çamurlu Nehir Köprüsü'nü yeniden yapmak için para toplamak için yarından sonraki gün orgu yarışı yapacağız.
Nous voici réunis par cette belle journée d'automne pour sauver ce pont de la rivière Muddy que nous aimons tant.
Bu güzel sonbahar gününde, çok sevdiğimiz Muddy Nehri Köprüsü'nü kurtarmak için toplandık.
Muddy Waters avait écrit cette chanson.
Uh-huh. Oh, bu şarkıyı Muddy Waters`ın yazdığını sanıyordum.
Avoue, Muddy Mae, ou on appelle les flics.
Hatırlayamam. Uyuyorum.
- Pitié, non.
Çıkar ağzındaki baklayı, Muddy Mae, yoksa polisi arayacağız.
Pas vrai, Muddy?
- Bu doğru değil mi Muddy?
Où a-t-elle trouvé ce couteau, Muddy?
O bıçağı nereden aldı Muddy?
Muddy?
- Muddy?