Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mustard
Mustard Çeviri Türkçe
78 parallel translation
Dites-leur de jouer "Too Much Mustard".
Onlara, "Too Much Mustard." ı çalmalarını söyle.
- Colonel Moutarde, non?
- Albay Mustard mı?
Je présente Mme Leblanc au Colonel Moutarde je remarque que Mme Leblanc et Yvette sursautent.
Bayan White'ı, Albay Mustard ile tanıştırdım ve Bayan White ile Yvette'nin ürktüklerini farkettim.
Mme Leblanc, M. Olive, Mlle Rose, le Colonel Moutarde.
Bayan White, Bay Green, Bayan Scarlet, Albay Mustard.
Attendez une minute... Le colonel Moutarde a un métier top secret.
Bir dakika Albay Mustard'ın çok gizli bir görevi var.
Ou le colonel a-t-il agi seul?
Yoksa, Albay Mustard tek başına mı yaptı?
Puis le colonel Moutarde a suggéré de fouiller la maison. C'est vrai!
Sonra, Albay Mustard bize evi aramamızı önerdi.
Ceux du Comité de Défense du sénateur Pervenche, la bombe à fusion du colonel, les contacts à l'ONU du professeur, et le travail de votre mari, le physicien nucléaire.
Senatör Peacock'un savunma komitesinin sırları Albay Mustard'ın füzyon bombası, Profesör Plum'un BM bağlantıları ve kocanın, nükleer fizikçinin işleri.
- Le colonel n'était pas à la cave!
- Albay Mustard kilerde değildi!
Cela n'a donc rien à voir avec mon physicien de mari ou le travail du colonel Moutarde sur la bombe à fusion?
Kaybolan nükleer fizikçi kocam veya Albay Mustard'ın çalışmaları ile füzyon bombası ile hiçbir ilgisi yok muydu?
De Joseph Staline au colonel Moutarde.
Joseph Stalin'den Albay Mustard'a kadar, herkesten.
C'est le colonel Moutarde, dans le bureau, avec le chandelier.
Sanırım, Albay Mustard, cinayeti çalışma odasında bir şamdanla işledi.
T'as dit Moutarde.
Sen "Mustard" dedin!
On est loin du colonel Moutarde retrouvé dans le bureau avec la corde!
Albay Mustard'dan uzun bir yol geldik!
Le colonel Moutarde dans la bibliothèque avec la clé anglaise.
Albay Mustard, kütüphanede, İngiliz anahtarıyla.
Voici Pat Moutarde, le nouveau laitier.
Bu Pat Mustard, yeni sütçümüz.
On croirait presque que vous essayez d'écouler tout le lait pour que... ce Pat Moutarde puisse venir plus souvent.
Gören de sanacak ki Pat Mustard buraya daha sık gelsin diye sütleri bitirmeye çalışıyorsunuz.
C'est une chose terrible à dire mais si tu prends cette moustache, cette chevelure et ces rouflaquettes... tu obtiens... Pat Moutarde!
Bu söylenmeyecek bir şey ama şu bebeğin bıyığını bunun saçlarını ve şunun da favorilerini birleştirirsen Pat Mustard'a ulaşırsın!
Ce Pat Moutarde a...
Pat Mustard...
Nous devrions faire notre enquête, trouver ce que cache ce Pat Moutarde.
Pat Mustard'ın neler çevirdiğini bulmak için biraz dedektifçilik oynayacağız.
Pat Moutarde, il y a des bébés très poilus dans le coin et je pense que vous êtes le faiseur de bébés poilus!
Pat Mustard, etrafta bir sürü kıllı bebek var ve bence bu kıllı bebekleri yapan sensin!
C'est vous, Moutarde?
Sen misin, Mustard?
Pat Moutarde l'a mise!
Pat Mustard koymuş!
Dieu-Moutarde L'Un-Niner-Décennie-Chine.
God-Mustard - One-Niner-Decade-China.
D'accord, tu seras le colonel Moutarde.
Tamam, sen Albay Mustard olacaksın.
Oh, hey, le Colonel Moutarde a appelé, il a dit "cherches un indice".
Colonel Mustard * aradı. Bir ipucu bulmuş.
Le groupe des Drogués Anonymes donne un porte-clés pour les périodes d'abstinence.
Mustard Seed Grup, temiz kaldığınız süreler için sizlere anahtarlık veriyor.
Le colonel moutarde dans la hall avec le tuyaux!
Albay Mustard salonda, kurşun boruyla.
J'ai dit le colonel maoutarde dans le hall avec un tuyaux.
- Albay Mustard mı? - Dedim ki Albay Mustard salonda, kurşun bir boruyla.
Il tend la main pour le pourboire.
- Bir sorum olacak. Yüzbaşı Mustard nerede?
Elle fait le "Colonel Moutarde dans la cuisine avec le pistolet".
"Albay Mustard tabancayla mutfakta" yöntemini tercih ediyor.
Peut-etre que c'était le Colonel Moutarde avec le chandelier dans la cuisine.
Belki de Yüzbaşı Mustard mutfaktan elinde mumlarla sizi bekliyordur.
Am, Stram et Gram.
Ike, Mike ve Mustard.
Mon pote, c'est...
Ve buradaki adam da... Mustard.
Gram. Moi, c'est Gram.
Ben Mustard, bebeğim.
- Je t'emmerde, M. Gram!
Defolup gidin, Bay Mustard.
Hot sausage and mustard
Sıcak sosis ve hardal.
Je pense à du jambon, de la moutarde au miel, des frites.
Düşünüyorum. jambonlu sandviç, "honey mustard" sosu, kızarmış patates.
C'était le Colonel Moutarde, dans la bibliothèque, avec le bougeoir.
Kütüphanedeki şamdanlı Albay Mustard'dı
Oh, le dégonflard, un vrai petit trouillard.
* Cowardy cowardy custard, couldn't cut the mustard *
Le colonel Moutarde dans la salle de musique avec le chandelier.
"Colonel Mustard" METAL grubu şamdanlı bir müzik odasındalar.
C'est ici que Mustard Tits "The Murder Master" Brown a massacré 22 hommes parce qu'ils étaient laids.
Burası Hardal Memeli "Cinayet Ustası" Brown'ın 22 kişiyi... çirkin oldukları için öldürdüğü yerdir.
Et nous en avons déduit que c'était le colonel Moutarde dans la réserve avec la clé anglaise.
Sonra da elinde İngiliz anahtarı olanın Albay Mustard olduğuna karar verdik.
Et... il n'y a pas d'autre candidate pour Mustard-seed.
Hardal-tohumu rolü için başka bir aday da yok.
Peaseblossom, Cobweb, Moth and Mustard-seed!
Bezelyeçiçeği, Örümcekağı Güve ve Hardal-tohumu. "
Vous êtes censé m'appeler Mustard-seed!
Bana Hardal-tohumu diyeceksin!
Donc quand la première a-t-elle lieu, Mustard-seed?
Şov ne zaman bakalım, Hardal-tohumu?
Attendez, si vous partez maintenant le Colonel Moutarde va s'en sortir.
Bekle, bekle, eğer giderseniz yaptıkları Albay Mustard'ın yanına kar kalacak.
Mustard-seed.
Hardal-tohumu.
Je voulais auditionner pour le rôle de Mustard-seed.
Hardal-tohumu rolü için gelmiştim.
Mustard-seed!
Hardal-tohumu!