English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mékong

Mékong Çeviri Türkçe

48 parallel translation
C'est le passage d'un bac sur le Mékong.
Mékong üzerinde bir araba vapuru.
C'est donc la traversée d'un bras du Mékong, sur le bac qui est entre Vinhlong et Sadec, dans la grande plaine de boue et de riz du sud de la Cochinchine, celle des oiseaux.
Mèkong nehrinin bir kolunu geçiyoruz. Vinhlong ve Sadek arasında araba vapurundayız. Güney HindiÇini'nin uçsuz bucaksız çamur ve pirinç tarlalarında...
Il est celui qui passait le Mékong ce jour-là, en direction de Saigon.
O gün Mékong nehrini geçiyor... ve Saygon'a gidiyordu.
le Mékong, Saigon.
Mékong'u ve Saygon'u.
Le Mékong vous bouffe un pied de troufion.
Vietnamlılar, piyadelerin ayaklarını kesmeden yerler.
J'ai pas eu aussi peur depuis le delta du Mékong en 69.
1969'da Vietnam'ın Mekong Delta'sını gördüğümden beri böyle korkmamıştım.
Le Mékong vient de rentrer.
Şef, Mekong az önce döndü.
Mékong au Rio Grande.
Rio Grande'den Mekong'a.
Runabout Mékong de Starfleet.
Tanımlama doğrulanıyor. Yıldız Filosu mekiği Mekong.
Combien d'avance sur le Mékong?
Mekong'un ne kadar önündeyiz?
Position du Mékong?
Mekong'un konumu?
Le Mékong s'est aligné sur notre cap actuel.
Mekong rotasını aynı yöne ayarladı.
Le Mékong est à deux minutes, une seconde de nous.
Şu anki hızla, Mekong, bu geminin iki dakika, bir saniye arkasında.
Ordinateur, identification du cap du Mékong.
Bilgisayar, Mekong'un yeni rotasını belirle.
Surveillance de toute activité de téléportation impliquant le Mékong.
Bilgisayar, Mekongdan yapılan tüm ışınlanma etkinliklerini izle.
Odo au Mékong.
Odo'dan Mekong'a.
Pour l'instant, il faut regagner le Mékong.
Hemen Mekong'a gitmemiz lazım.
On était en reconnaissance dans le delta du Mékong.
Mekong deltasındaki karışıklığı önlemeye çalışıyorduk.
Le Mékong, mon pote.
Mississippi değil, Mekong.
À Hung Nhu et dans le delta du Mékong.
Haung Nguyen, Mekong Delta, with a web-footed ape.
Il s'agit d'un grès du XIIIe siècle, un bouddha de la région inconnue du Haut Mékong.
Bu 13. yüzyıla ait yukarı Mihcong bölgesinden bir Buddha kumtaşı heykeli.
On était tous les deux aussi bourrés qu'un singe du Mékong.
Mekong Maymunu gibi sarhoştuk.
Lait de coco et whisky du Mékong, ça fait un drôle de mélange...
Hindistan cevizi sütü ve Mekong viskisi tuhaf bir şekilde mayalanabilir.
Votre coup de feu le plus célèbre a été tiré sur le delta du Mékong. Vous avez fait exploser la tête d'un tireur ennemi à plus de 800 m. Vous avez abattu 72 ennemis au Vietnam, neuf de plus et vous battiez le record.
En ünlü atışını Mekong Deltası'nda seyir halindeki bir tekneden yapmışsın. 8 metre mesafedeki düşman pusu nişancısını kafasından vurmuşsun.
Si on arrive jusqu'au Mékong...
- Evet. Mekong Nehrine ulaşabilirsek...
Le poisson chat géant du Mékong pèse plus de 270 kg.
"Mekong Dev Kedibalığı", 275 kilodan fazla.
Les glaciers de l'Himalaya sont la source de toutes les grandes rivières d'Asie, l'Indus, leGange, Le Mékong, le Yang-Tsé Kiang... 2 milliards de personnes dépendent de cette eau potable pour irriguer leurs cultures, comme au Bangladesh.
Himalayalar'daki buzullar İndus, Ganj, Mekong, Yangzi Jiang gibi büyük Asya nehirlerinin kaynağı. 2 milyar insanın içme suyu ve sulama suları bu kaynaklara bağIı. Aynen Bangladeş'de olduğu gibi.
À deux pas du Mékong.
Mekong Nehri'nin iki kilometre ötesi.
Je dévalais les collines du delta du Mékong, alors que toi et ton petit copain tétiez encore les nibards de ta mère.
Ben Mekong Deltası'nda Vietnamlıların tozunu atarken senle erkek arkadaşın hala analarınızın memelerini emiyordunuz.
- Je sais rien de ce delta du Mékong.
Mekong Deltası nedir bilmiyorum beyefendi.
Il a traversé le Mékong.
Gelmek için Mekong nehrini geçti.
Quand j'étais dans le delta du Mékong pendant la guerre du Vietnam, un petit gecko s'est glissé dans mon oreille pour y déposer ses œufs.
Vietnam savaşında, Delta birliğindeyken uyurken, bir kertenkele kulağıma girmiş ve yumurtalarını bırakmış.
Delta du Mékong, en 1969.
Mekong Deltası, 1969.
Je t'imagine sauter en parachute dans le delta du Mékong, demandant aux ennemis de laisser ton mari tranquille.
Mekong Delta'sına paraşütle atlayıp siyah pijamalılara kocanı rahat bırakmalarını söylediğini hayal ettim de.
Le delta du Mékong, patrouille marine.
Mekong Deltası'nda.
L'aflatoxine B-One est communément trouvée dans les rizières en eau profonde, et ils sont cultivés dans le delta du Mékong.
Aflatoxin B-Bir derin sulardaki çeltik tarlalarında bulunuyor. Mekong Deltasında büyüyorlar.
Sur le delta du Mékong.
Mekong Deltası'na.
J'ai passé un meilleur Noël sur le delta du Mékong.
Mekong Deltası'ndaki Noel'im daha iyi geçmişti.
Blesse dans le delta du Mekong.
Mekong Deltasında yaralandı.
Mékong terminé.
Mekong tamam.
J'allais rejoindre le chef O'Brien et le lieutenant Dax au Mekong.
Ben şef O'Brien ve teğmen Dax'in yanlarına gidiyordum.
Repliez-vous.
Mekong oradan uzaklaşın.
Rio Grande au Mekong et à l'Orinoco.
Rio Grande'den Mekong ve Orinoco'ya.
Mekong j'écoute.
Burası Mekong.
Vous êtes dans le delta du Mékong.
Pekala.
Y a des Vietcongs partout.
Diyelim ki Vietnamda Mekong Deltasında biryerdesin.
Nous devions détruire ce camp viêt-cong qui cachait des armes le long du Mékong.
Amaç, Mekong nehri boyunca silah saklayan... Vietnamlı bir grubu ele geçirmekti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]