Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Mémo
Mémo Çeviri Türkçe
663 parallel translation
Prenez un mémo, s'il vous plaît. "Réalisateur - Scripte"
Not alın lütfen.
Un mémo pour Miss McCardle.
Bn. McCardle'a not.
Laissez-moi un mémo : "Maigrir c'est rajeunir".
Sabah masama şöyle bir not yaz : "İnce düşün."
Envoyez un mémo, on en discutera.
Bana yazılı bir not gönder. Haftaya görüşürüz bunu.
J'ai lu votre mémo sur la crédibilité des contre-attaques.
Karşı kuvvet konusundaki güvenilirliğinize dair birşeyler okudum.
J'ai vu votre mémo.
Notunuzu okudum.
Un petit bout de papier. Un mémo.
Küçük bir kağıt parçasıydı...
Mémo n ° 3.
Üçüncü Memorandum :
Mémo n ° 7.
Yedinci Memorandum :
Le "Mémo-Pens'bêt"!
"Mesaj Aleti!"
Oui, c'était neuf et c'est la raison pour laquelle on ne peut trouver un seul document, un plan spécifique, un "mémo" qui stipule noir sur blanc : "Désormais les Juifs seront tués."
Evet, durum yeniydi ve bu nedenle hiç kimse "Yahudiler öldürülecek" diyen özel bir dosya, özel bir plan, taslak ya da bir tasarı bulamadı.
Le mémo dit : "Ne fraternisez pas". Texto.
Kurallarda bu tip kızlarla samimi olmayın yazıyor.
Oublie le mémo.
Kuralları unut!
Je veux donner à votre âme un mémo appel!
- Ruhunuza çağrı yapmak istiyorum!
Ca m'arrangerait si tu pouvais me faire un mémo.
Masama not bırakırsan sevinirim.
Alors, j'ai attentivement lu votre mémo.
Hazırladığın bildiriyi dikkatlice inceledim.
Un mémo de votre bureau à M. Claude Bellasarious.
Ofisinizden bay Claude Bellasarious adına yapılmış bir ödeme kaydı.
Je connais ce mémo.
Evet, evet, ödemeden haberim var.
Ce qui arrive au mémo laissé sous ma garde... ne concerne que moi.
Dosyaya ne olursa olsun benim masamda olduğu sürece sorumluluk bana ait.
Si c'était aussi simple..! Je n'ai pas ce mémo sur moi.
Keşke bu kadar basit olsaydı, fakat dosya bende değil.
Dites nous ou trouver le mémo Bellasarious et nous disparaîtrons... comme un cauchemar à l'aurore.
Bize bellarious kayıtlarının nerede bulacağımızı söyle, bizde uyandığında biten kabus gibi kaybolalım.
Quel mémo?
Ne kayıtları?
Nous voulons ce mémo.
Kayıtları istiyoruz.
Je dois savoir Si vous avez-vous pris une décision au sujet du mémo Bellasarious?
Beelarious belgeleri hakkındaki son tavrını bilmek zorundayım.
En reprenant le mémo, vous avez négligé... d'effacer le bon docteur.
Evraklarımı geri alırken üzerinde, çalıştığın doktoru hatırlıyormusun?
La prochaine fois, Jack, écris un putain de mémo.
Gelecek sefer, Jack, lanet bir kısa not yaz.
Au FBI, Hoover a un mémo de juin 1960, selon lequel on utilise peut-être le passeport et le nom d'Oswald.
FBl'dan Hoover'ın 1960 Haziran tarihli bir notunda... birinin... Oswald'ın pasaportu ve kimliğini kullanabileceği yazıyordu.
Ou le mémo secret de la CIA sur l'activité d'Oswald en Russie, détruit en cours de photocopie.
Fotokopisi alınırken yok edilen... Oswald'ın Rusya'daki etkinlikleriyle ilgili gizli ClA muhtırasını sorun.
L'auteur du mémo ne s'est jamais... trouvé devant un fusil AK-47 cubain.
Bu uyarıyı yazan, bir Küba AK-47 tüfeğiyle hiç karşılaşmamış.
Je te montrerai le mémo quand j'aurai le temps.
- Çek karşılıksız mı? Etrafta takılmak mı istiyorsun?
- Je vous enverrai un mémo.
- İyi, sana bir not yollarım.
Dolph, tape un mémo sur ton Newton :
Dolph, Newton'una bir mesaj yaz :
Quelqu'un n'a pas cru nécessaire de lire mon mémo sur les mots de passe les plus usités.
Birisi benim en çok kullanılan şifreler hakkındaki notumu okumaya gerek duymamış
Une mémo concernant la manière dont ils vont réagir aux marées noires du 14.
14 ünde petrol taşmasından sorumlu olan bir hatırlatma.
- Vous n'avez pas reçu le mémo, alors.
- Belli ki mesajı almamışsınız..
- Quel mémo?
- Ne mesajı?
Et Jorge et Memo dans le col, où ils ont été pris par ce fichu filet.
Jorge ve Memo kahrolası ağa yakalandıkları geçiş yerindeler.
- Memo?
- Memo?
Memo, content de vous revoir.
Memo, seni gördüğüme sevindim.
"Meno bis quelitor della cassum!"
"Memo bis punitor della cattum!"
Nous devons mesurer des mètres!
Biz mezura kullanırız Memo!
Raconte moi quelques détails.
Bazı detaylarla ilgili daha sağlam bilgi ver, memo.
Alors, tu es avec Memo?
Memo'yla evleniyormuşsun.
Ma nièce, Memo Paris.
Yeğenim Memo Paris.
C'est moi, Memo.
Benim, Memo.
Tu danses, Memo?
Gel Memo, dans edelim.
J'en parle parce que je sais que Memo est folle de toi.
Bu konuyu açtım, çünkü Memo senin için çıldırıyor.
Tu avais raison.
Haklıydın, Memo.
Jack, la prochaine fois que t'as une brillante idée, contentes-toi de la mettre dans un memo.
Jack, bir dahaki sefer parlak bir fikirin olduğunda, bunu hafızanda sakla.
Vous n'avez pas eu le mémo?
Evet.
Memo... il est dans la librairie.
Memo kitapçıda.