Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Nadeer
Nadeer Çeviri Türkçe
58 parallel translation
Je vais débattre avec la sénatrice Nadeer à la télé au sujet de la "Guerre des Inhumains contre les Humains."
Televizyonda, Senatör Nadeer ile Nainsanlar ve insanlar arasındaki savaşı tartışacağım.
Beaucoup d'entre vous connaissent la sénatrice Ellen Nadeer.
Birçoğunuz Senator Ellen Nadeer'ı tanıyorsunuz.
Mais j'ai le sénateur Nadeer sur la ligne, Monsieur.
Ama Senator Nadeer şu an hatta efendim.
- Cuisine du coté de Nadeer.
- Nadeer'ın adamlarını aramaya devam edin.
- Comme le Sénateur Nadeer.
- Senatör Nadeer meselesi mi?
Et le Directeur est impliqué avec la Sénatrice Nadeer, on ne sait pas ce qu'ils ont prévu.
Direktör, Senatör Nadeer ile ortak çalışıyorsa ne planlandıklarını söylemenin imkânı yok.
Commencons par ton plan secret avec la Sénatrice Nadeer.
Senatör Nadeer ile birlikte yürüttüğünüz gizli planla başlayalım.
La Sénatrice Nadeer détient des photos de toi à la prison avec Reyes et ce gangster mort qu'il a laissé derrière... Santino Noguera.
Senatör Nadeer'in elinde hapishanede Reyes ve senin ve arkasında bıraktığı ölü gangster Santino Noguera'nın fotoğrafları vardı.
On dirait que la Sénatrice Nadder a perdu son atout majeur.
Senatör Nadeer elindeki kozu kaybetmiş gibi görünüyor.
Qu'en est-il de votre plan secret avec la sénatrice Nadeer?
Senatör Nadeer ile yaptığın gizli plan ile başlayalım.
Je savais qu'il devait être lié à la sénatrice Nadeer, et quand j'ai fait des recherches sur elle, je l'ai reconnu...
Senatör Nadeer'in onunla bir bağı olduğunu biliyordum. Senatörü araştırırken, onu tanıdım.
Vijay Nadeer...
Vijay Nadeer.
Je veux des faits concrets, comme le fait que la Sénatrice Nadeer connait un Inhumain
İnkar edilemez gerçeklerin peşinden gitmek istiyorum. Tıpkı Senatör Nadeer'in iradesi dışında bir Nainsan'ı alı koyması gerçeği gibi.
Il est crucial que je parle à la Sénatrice Nadeer du projet de loi 2474.
Senatör Naader ile 2474 numaralı faturayı acilen konuşmam gerek.
Je dois parler à la Sénatrice Nadeer. Elle est indisponible.
Şu an meşgul.
On dirait que la Sénatrice Nadeer était celle qui organisait les Watchdogs.
Gözcüleri Senatör Nadeer organize ediyormuş meğerse.
Même si la Sénatrice Nadeer pourrait les avoir dirigés contre moi.
Senatör Nadeer beni hedef göstermiş de olabilir gerçi.
Nadeer a un mobile, mais elle est trop maline pour se mêler de l'assassinat d'un héros américain.
Nadeer'in gerekçesi var ama kendisini bir Amerikan kahramanının suikastıyla ilişkilendirmeyecek kadar akıllı.
Ça peut être les Watchdogs, la Sénatrice Nadeer...
Gözcüler ya da Senatör Nadeer olabilir.
Probablement des costauds portant des masques de chien...
Muhtemelen köpek maskesi takan iri yarı adamlardır ama onlar Senatör Nadeer için çalışıyor.
Mais ils travaillent pour la Sénatrice Nadeer, et ce qu'elle veut vraiment est dans cette mallette.
Onun gerçekten istediği şey bu çantanın içinde.
La sénatrice Nadeer sera là.
Senatör Nadeer orada olacak.
Avec Nadeer et son équipe à la réunion,
Nadeer ve personeli de toplantıda olacak.
Pendant que Nadeer sera avec Daisy, Yo-Yo et moi iront dans son bureau installer un système de surveillance.
Nadeer Daisy ile görüşürken, Yo-yo ve ben ofisine gidip kamera yerleştireceğiz.
Et pour info, Nadeer a essayé de tuer plusieurs personnes, dont moi.
Ve kayıtlara geçsin diye söylüyorum Nadeer ben dâhil yedi insanı öldürmeye çalıştı.
- La prochaine est la Sénatrice Nadeer.
- Sıra Senatör Nadeer'de.
C'était le risque en devenant légitime. Non, c'était le risque en s'en prenant à Nadeer.
Bu meşru hâle gelmenin riskiydi.
Quelqu'un a averti Nadeer de nos plans.
Biri Nadeer'e geleceğimizi haber verdi.
Bon Dieu, elle peut tout avoir diffusé. Nader connaissait les détails de notre mission.
Nadeer'a görevimizin detaylarını yayın yapmış bile olabilir.
Si Radcliffe s'est allié avec Nadeer, ils ont les ressources pour le retrouver.
Radcliffe, Nadeer ile birlik olduysa, onları bulmak için kaynakları vardır.
Elle doit être un moyen d'arriver à ses fins.
Nadeer onun için bir araç olmalı.
Si nous trouvons qui a enlevé Billy, on pourra faire le lien avec Nadeer.
Billy'yi kimin kaçırdığını bulursak Nadeer ile ilişkisini ortaya çıkabiliriz.
La sénatrice Nadeer m'a promis qu'il ne serait pas abîmé de façon permanente.
Senator Nadeer, ona kalıcı bir hasar verilmeyeceğine söz verdi.
Les mêmes Opérations Spéciales que les deux hommes qui ont tenté d'assassiner le Directeur.
Direktöre suikast düzenlemeye çalışan iki adamla aynı özel kuvvetlerdeymiş. - Nadeer'in bağlantısı bu işte.
Et qui a abandonné Bobbi et Hunter après qu'ils lui aient sauvé la vie.
Hayatını kurtarmalarından sonra Bobbi ve Hunter'ı ortada bırakmıştı. Bu çok kötü. Elimizde Nadeer, Uluslararası çalışan Gözcüler ve Rus casusları var.
On a Nadeer, des Watchdogs internationaux, - et des espions russes unis par...
Hepsi bağlantılı çünkü -
Il pourrait être la source de financement de Nadeer.
Nadeer'in finans kaynağı olabilir.
On le trouve, on trouve Billy, et peut-être un moyen d'arrêter Nadeer.
Onu ve Billy'yi bulacağız. Ve belki Nadeer'i alt edeceğimiz bir yol.
Et qui a surement financé Nadeer, peut être même Radcliffe.
Muhtemelen Nadeer'i hatta belki Radcliffe'i finanse eden de o.
La Sénatrice Nadeer va nous affronter sur ce sujet.
Senator Nadeer bu konuda bize zorluk çıkaracak.
Nadeer et les russes chassent les Inhumains.
Nadeer ve Ruslar Nainsanlara karşı silahlanıyor.
Nous avons peu d'informations, mais il apparaît que le bureau de la sénatrice Ellen Nadeer était l'épicentre d'une explosion qui semble d'origine criminelle.
Detaylar korkutucu fakat görünen o ki Senatör Nadeer'in ofisi planlı olarak yapılan bir saldırı sonrasında yerle bir oldu.
Beaucoup se demandent si les opinions anti-Inhumain assumé de la sénatrice Nadeer en a fait une cible.
Birçok kişi Nadeer'ın Nainsan karşıtı sert duruşunun onu bir hedef hâline getirip getirmediğini soruyor.
Nadeer est furieuse au sujet des relocalisations, and elle veut que les gens se soulèvent contre les Inhumains.
Nadeer tehcir konusuna öfkelendi ve insanların Nainsanlara karşı isyan etmesini istiyor.
Mais est-ce qu'elle agirait au point de faire exploser son propre bureau?
Nadeer kendi ofisini havaya uçuracak kadar ileri gider mi?
- Le bureau de Nadeer.
- Nadeer'in ofisi.
On ne pouvait pas savoir qu'elle nous attendrait.
Hayır, bu Nadeer'in peşine düşme riskiydi.
C'est comme si Nadeer avait des yeux au sein de notre...
Detaylar.
Notre quartier général.
Sanki Nadeer'in üssümüzde gözleri var.
Nadeer nous a chopés.
Nadeer bizi enseledi.
- Et voilà notre lien avec Nadeer.
- Şunu dinleyin.