Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Nas
Nas Çeviri Türkçe
387,782 parallel translation
Il faut juste trouver comment faire entrer les outils. Mais je pense savoir comment.
Sadece aletleri içeriye nasıl sokacağımızı bulmamız gerek ama sanırım nasıl sokacağımızı biliyorum.
Pourquoi tu t'occuperais pas de tes affaires avant de me dire comment élever ma fille?
Neden bana çocuğumu nasıl yetiştireceğimi anlatmaya başlamadan önce kendi pisliğini temizlemiyorsun?
Comment ça va, maman?
Nasıl gidiyor, anne?
Maintenant regarde la, elle fait tic-tac, marquant chaque seconde magique depuis mon arrivée.
Bak şimdi nasıl tik tak edip... geldiğimden beri geçen her sihirli saniyeyi işaret ediyor.
Et comment pourrais-je bien faire ça?
Onu nasıl yapabilirim ki?
Et pourquoi pas conduire la voiture de sport de ton choix sur ta petite tête misérable jusqu'à ce qu'elle s'écrase comme une citrouille?
Peki ya ben senin seçtiğin spor arabayla... o küçük sefil kafanı... bir kabak gibi ezsem nasıl olur?
Comment?
Nasıl?
Ne sais-tu pas comment te servir d'un haricot magique?
Sihirli fasulyeyi nasıl kullanacağını bilmiyor musun?
Où est la bombe d'insecticide géante quand on en a besoin?
Fıçı fıçı böcek ilacı nasıl bulunur ki?
Comment es-tu arrivée ici?
Buraya nasıl geldin?
Comment va Lucy?
Lucy nasıl?
- Comment ça va?
- Nasılsın?
Comment elle était?
Öyle mi? Nasıl biriydi?
C'est à dire?
Nasıl yani?
Comment c'est possible?
Nasıl oldu o iş?
Je sais comment faire chauffer du lait.
- Sütün nasıl ısıtılacağını biliyorum.
- Qu'est-ce que tu veux dire?
- Nasıl yani?
Et vous le financez comment?
Bunu nasıl finanse ettin?
Désolé je ne savais pas qu'il fallait le mettre en première page.
Üzgünüm, ön sayfanın nasıl yapılacağını çözemedim de.
- Comment ça va?
- Nasıl gidiyor?
Comment ça va?
Nasılsın?
Comment ça se passe?
Nasıl gidiyor?
Comment ça s'est passé avec l'inspecteur?
Tamam. İçki ruhsatı denetmeniyle nasıl gitti?
Et comment avez-vous rencontré votre décès prématuré?
Zamansız ölümün nasıl gerçekleşti?
- Comment était le voyage?
- Yolculuk nasıldı?
Elle veut que ma future famille soit enlevée, pour que j'en sache l'effet.
Bu gelecekte ailemin kaçırılmasını böylece nasıl hissedildiğini anlamamı istiyor.
Comment l'avez-vous trouvée?
Nasıl buldun?
Peux-tu imaginer ce que ça ferait, de grandir avec un père qui se soucie autant?
Böylesine ilgili bir babayla büyümenin nasıl olacağını hayal edebiliyor musun?
À quel point ils allaient être riches. Comment vous ne verriez jamais ça venir.
Ne kadar para alacaklarından, senin nasıI da farkında olmadığından falan.
Quoi, au sud?
NasıI yani, güneye mi?
Comme vous voulez.
NasıI istersen.
Comment fait Rufus pour y arriver à chaque fois?
Rufus her defasında bunu nasıI yapıyor?
Écoute, Wyatt, je... je ne peux pas imaginer ce que c'est...
Bak Wyatt, ben... bunun nasıI olduğunu tahmin bile edemem... bu sadece...
Comment allez-vous sortir d'ici?
Buradan nasıI çıkacaksın?
Comment est-ce que je vais tout apprendre en une semaine?
O kadar şeyi bir haftada nasıl öğreneceğim?
- Comment tu le sais?
- Bunu nasıl bildin?
Et, comment tu le sais?
İkincisi, nasıl anladın?
♪ We'll learn about God and how beavers build dams ♪
Tanrı'yı ve kunduzların nasıl baraj yaptığını öğreneceğiz
Comment c'était?
- İsa Grubu nasıldı?
Comment osez-vous laisser votre fils raconter à notre enfant qu'ils ont été échangé à la naissance.
Oğlunun oğlumuza doğumda karıştıklarını söylemesine izin vermeye nasıl cüret ettin!
Comment t'as fait pour arriver si vite?
- Buraya nasıl bu kadar hızlı geldin?
Que se passe-t-il?
- Nasıldı?
Comment tu te sens?
Nasıl hissediyorsun?
S'il te plaît, ne dis pas comment je me sens.
Lütfen nasıl hissettiğimi söyleme.
Personne ne vous dit à quel point ils vont ruiner votre vie.
Hayatını nasıl mahvedeceklerini kimse söylemiyor.
D'accord mais genre, je trouve quelqu'un qui veut bien m'engager, je me pointe le premier jour et... comment je suis censé savoir ce que je dois faire?
Tamam ama beni işe alacak birini bulacağım ve sonra ilk iş günümde ne yapmam gerektiğini nasıl bileceğim!
Regarde comme on s'amuse!
Bak nasıl eğleniyoruz!
Quoi, t'as acheté un bar?
- Nasıl yani, bar mı satın aldın?
Et les décisions en groupe? Y'en a pas.
- Komün olayı nasıl gidiyor?
Ça va?
Nasıl gidiyor?
Comment l'a pris Nicky?
Nicky nasıl karşıladı peki?