Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Nayak
Nayak Çeviri Türkçe
166 parallel translation
J'irais pieds nus sur les barbelés si ça pouvait lui faire du bien.
Ona bir yararı dokunacaksa dikenli teller üzerinde yalınayak yürümeye hazırım.
Il n'a peut-être pas volé pour lui, Il est peut-être pieds nus.
Belki kendisi için çalmamıştır. Belki yalınayak yürüyordu?
Vous aussi, si vous traversiez la maison en chemise et nu-pieds.
Seni de evde gecelikle yalınayak dolaştırsalar, sen de titrersin.
Mes hommes vont nu-pieds... dans la neige épaisse de Virginie.
Adamlarım şimdi yalınayak! Virginia'da kar ise çok kalın.
Vous ne pouvez rentrer à cloche-pied.
Yalınayak geri dönemezsiniz.
Faut faire gaffe aux abeilles mortes quand on est nu-pieds.
Yalınayak dolaşırken ölü arılara dikkat etmek lazım.
Les pieds sont nus, le corps est sale, la poitrine est à peine vêtue...
Yalınayak, sıska ve çıplak, Vücudunuz ancak giydiriliyor...
Les pieds sont nus, le corps est sale, la poitrine est à peine vêtue...
Yalınayak, zayıf ve çıplak. Vücüdunuz zorla örtünmüş...
Elle arrive, elle est nu-pieds, elle s'assoit sur moi.
Geliyor, yalınayak tepeme oturuyor...
Je réfléchis mieux sans.
Yalınayak daha iyi düşünürüm.
C'est une pure coïncidence, bien sûr, que les gens qui n'avaient pas un sou ont soudain un dollar et que les va-nu-pieds soient chaussés et qu'on soigne leurs dents et qu'ils soient propres.
Parasız insanların para kazanması, yalınayak çocukların..... ayakkabı giyip yüzlerinin yıkanması sadece tesadüf.
Si je n'épouse pas Elizabeth, un gosse ira pieds nus dans Puerto Rico - avec les dents cariées.
Evlenmezsem, Porto Riko'da çocuklar yalınayak kalacakmış gibi!
Regardez, ils sont pieds nus.
Bak. Bazıları yalınayak. Diğerleri de zincirli.
Jusqu'à 19 ans il marchait nu-pieds... il avait envie de souliers.
Ailesi taş işçisiymiş. 19 yaşına dek ayakkabı giymemiş. Yalınayak gezmekten bıkmış.
Notre vagabond aux pieds nus ne reviendra pas.
Ah, bizim yalınayak bu gece dönmüyormuş.
C'est vous qui veniez toujours en classe nu-pieds.
Sen sınıfa yalınayak gelen kızdın.
On met pas de sandales!
Yalınayak gelmeyi unutma!
Pieds nus?
Yalınayak mı?
J'étais si pauvre que je marchais pieds nus, hiver comme été.
O kadar fakirdik ki, New York'ta yaz kış yalınayak gezerdim.
Ils peuvent aller nu-pieds jusqu'à leur majorité.
Üniversite çağına kadar yalınayak dolaşabilirler.
Alors je me suis dit : si je sortais pieds nus?
Bu yüzden de karar verdim, neden gece vakti dışarı çıkıp yalınayak dolaşmıyordum?
En apparence, seulement.
Yalınayak kaldım.
Non, je préfère marcher sans.
Yalınayak gitmek istiyorum.
Une grosse alcoolique pieds nus?
Ne, şişko, yalınayak bir alkolik mi?
Tu vois ceux qui marchent nu-pieds sur des braises pour brûler les Esprits de la Mort?
Ölülerin ruhları için köz üzerinde yalınayak yürüyenleri bilir misin?
Et regarde-les maintenant, Pies nues, devenues des zombies.
Bir de şimdi bak : Yalınayak, hepsi zombiye dönüşmüş.
Il se levait très top le matin et travaillait jusqu'à onze heures ou onze heures et demi.
Her zaman burada çalışıyordu. Eski daktilosunun başında ayakta ve yalınayak ;
Mes pieds nus?
- Yalınayak gezdiğim için mi?
Il a choisi la difficulté. Pieds nus à travers la montagne.
Kayaların üzerinde yalınayak zor yol alır.
- Excusez-moi, commandant. Un homme qui doit avoir perdu l'esprit pour être parti comme ça, pieds nus.
Gecelikli, yalınayak çekip gitmek için delirmiş olması gereken bir adam!
Est-ce qu'une oie va pieds nus?
Kaz yalınayak gezer mi?
Interdit aux pieds nus.
"Yalınayak gezilmez."
Tu aimes courir pieds nus sur la plage.
Sahilde yalınayak koşmayı seviyorsun.
Un bon Juif se met pieds nus lorsque quelqu'un est mort.
İyi bir yahudi, sadece biri öldüğünde yalınayak dolaşır.
Quand tes ancetres jouaient du tam-tam en Afrique et chassaient pieds-nus, mes compatriotes offraient au monde Michel-Ange et son art.
Ataların Afrika'da tamtam çalıp yalınayak av peşinde koşarken... benim halkım dünyaya Michelangelo'yu kazandırıyordu.
- Le talc?
Kimse banyoda yalınayak dolaşmasın.
Je peux mais il va prendre froid, il est presque nu-pieds.
Arayacaktım ama o yalınayak - Soğuk alacak
Je marcherais pieds nus.
Yalınayak giderdim!
Tu crois que je me balade comme ça pour le plaisir?
Zevk için mi yalınayak dolaşıyorum sanıyorsun?
C'était encore mieux que manger de la barbe à papa pieds nus.
Yalınayak ketenhelvası yemekten daha eğlenceliymiş.
Worf, nous marchions pieds nus sur la plage, une musique enivrante berçait nos pas, une brise caressait nos visages, le ciel scintillait d'étoiles et la lune était irisée, et vous avez juste trouvé ça "stimulant"?
Worf, yalınayak kumsalda yürüyoruz havada balalayka müziği var deniz meltemi usulca esiyor gökte yıldızlar, yükselen dolunay ve senin söyleyebildiğin sadece cezp edici mi?
Demandez-lui. Une ancienne bonne sœur, réfléchissez.
Benim için cennet yalınayak sevişilen bir yer.
Je rentrerai pieds nus sous la pluie.
Ben yağmurda eve yalınayak yürürüm.
Je skie pieds nus! Insectito!
Yalınayak gidiyorum!
Tu dois être en train de regarder cette vidéo avec les cheveux sales et pieds nus.
Dağınık saçlı ve yalınayak izliyor olmalısın.
On ne t'a pas dit de ne pas traîner les rues sans chaussures?
Kaç kez uyarıldın sokaklarda yalınayak yürümemen için?
Il irait à poil dans un volcan en activité s'il pensait qu'il pourrait y apprendre quelque chose que personne ne sait.
Aktif bir yanardağda yalınayak yürüyebilir... eğer başka insanların bilmediği birşeyler öğrenebilecekse
Nous boirons tous les vins... nous nous saoulerons comme deux enfants... nous escaladerons pieds nus... et la main dans la main... nous irons ensemble incendier le monde!
Çeşit çeşit şarap içeceğiz. Çocuklar gibi sarhoş olacağız. Yalınayak dik yamaçlara tırmanacağız ve elele tutunarak dünyayı ateşe vereceğiz!
Vous êtes arrivé pieds nus...
Buraya yalınayak geldiniz..... Tıpkı efendimiz yüce İsa gibi.
Tes camarades de table ne pourront pas commencer sans toi.
Guy yalınayak yapardı.
Ce week-end, c'est comme une aventure. C'est notre 1 er contact avec la vraie vie.
Dawson's Creek 3x11 "Capeside Festivalinde Yalınayak"