Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Nba
Nba Çeviri Türkçe
396 parallel translation
Des Lakers de Los Angeles, le champion marqueur de tous les temps, Kareem Abdul-Jabbar.
NBA'de tüm zamanların en skoreri Kareem Abdul-Jabbar.
Alors, qui tu vois en finale NBA cette année?
Hadi söyle bakalım sence bu seneki NBA şampiyonluğunu kim kazanır?
Comparé à une école d'Ivy League ou à des matchs de play-off de la NBA, c'est vraiment facile comme tout.
Prestijli bir üniversiteye ya da NBA play off maçlarına girmekle kıyaslanırsa çocuk oyuncağı.
J'entre sur le terrain... pour faire du bon basket-ball.
NBA Süper YıIdızı İyi, pratik basketbol oynuyorum.
Le travail, c'est comme un match de la NBA, c'est la fin qui compte.
Doğum NBA maçı gibidir. Son iki dakikasına kadar orada olman gerekmez.
Une star de la NBA!
NBA yıldızı.
Je ne suis pas Michael Jordan!
NBA tarafından keşfedilmeye benzemez.
Rendez-vous a la Fédé.
NBA'de görüşürüz.
Charles Barkley conduit les Suns de Phoenix en finale!
Charles Barkley, Suns'ı NBA finallerine taşıyor!
Ensuite, j'irai jouer au Canada, le temps que la NBA m'appelle.
NBA'de guard olana kadar CBA'da oynayacağım.
Tu mérites de passer pro, oublie pas ça!
Sen NBA'da oynayacaksın.
Et après, à la N.B.A.!
Sonra da ver elini NBA.
La N.B.A., qui regroupe les meilleursjoueurs mondiaux.
Ulusal Basketbol Ligi NBA. Dünyanın en iyi oyuncuları burada toplanmıştır.
Une tragédie : cinqjoueurs de la N.B.A. en observation... depuis 24 heures, victimes du même mal mystérieux.
İnanılmaz bir olay : Son 24 saat içinde 5 NBA oyuncusu... sakat listesine alındı ; hepsi de oyuncunun dengesini etkileyen... esrarengiz bir hastalığa yakalandı.
La N.B.A. doit faire face.
NBA gerçeklerle yüzleşmeli.
La N.B.A. doit faire face, non?
NBA gerçeklerle yüzleşmeli, değil mi?
Si Mike a disparu, la N.B.A. devra le remplacer.
Mike gittiğine göre, NBA'de yeni insanlara ihtiyaç olacak. Yeni yıldızlara yer var.
On a le talent des champions de la N.B.A.!
NBA oyuncularının yeteneğini çaldık!
Les Monstars... ont volé le talent des champions!
Canavarstarlar... NBA oyuncularının yeteneğini çalmışlar.
Si on gagne, tu rétablis les joueurs.
Eğer biz kazanırsak, NBA oyuncularına yeteneklerini geri vereceksin.
Tu es digne de la N.B.A.
Gerçekten yeteneklisin. NBA'de oynayabilirsin.
Contre des gars 5 fois champions du NBA?
- 5 kez NBA şampiyonuna karşı mı?
"Mal barré", comme pour le basket!
Sana NBA'de oynayabileceğini söyleyen şey değil mi? Kesinlikle.
Ils disent avoir le droit à ce que Kenny Law aurait touché s'il avait été pris par la NBA.
Kenny Law'ın NBA'de oynasaydı kazanacağı paraları hak ettiklerini söylüyorlar.
De très haut niveau.
- NBA tarzında.
Le roi du basket refuse la corvée.
Bay NBA verilen görevi yapmıyor.
Maintenant, doué comme il est, il doit subir une grosse pression pour rejoindre la N.B.A.
Muhtemelen NBA'de oynaması için büyük bir baskı var. Çünkü birçok çocuk böyle yapıyor.
Ma mère me disait toujours que c'était génial d'être une superstar et d'être à la N.B.A.
Annem bana sürekli bir süperstar olmanın, NBA'ye girmenin harika olduğunu ama öğrenim görmezsem bir hiç olacağımı söylerdi.
Bien jouer et intégrer la N.B.A. Va pas t'immuniser!
Yeteneklisin diye NBA'ye gideceğini ve bunlardan muaf olacağını sanıyorsun.
Sachez que vous intéressez plusieurs équipes de la N.B.A.
Farkında mısın bilemiyorum ama şu anda birçok NBA takımı seninle ilgileniyor.
J'ai les contacts, alors tentez la N.B.A. Tout de suite.
Bağlantılarım var. Hemen NBA'ye başvur.
C'est comme avoir vitesse et puissance à la N.B.A.
NBA'de hız ve güce sahip olmak gibidir.
Sais-tu comme c'est balaise d'être dans la NBA et dans la Major League?
Kaç sporcu hem NBA'de hem de dünya şampiyonasında aynı anda oynar ki?
Je serai la première fille à la NBA.
İyi olduğumu söyledim. NBA'deki ilk kız olacağım.
Idiot toi-même. Et ton père est un nul.
Aptal sensin ve baban NBA'deki en kötü takımda oynuyor.
Je suis passée après la NBA, je ne passerai pas après un boulot de recruteur à la con.
NBA'den sonra geldim. Saçma bir yetenek avcılığı işinden sonra gelmeyeceğim.
En gros, le paquet de fric que je vais me faire à la NBA vu le manque de bons éléments.
Temel olarak ben böyle sınırlı bir ürünken... nasıl NBA'de deli gibi para kazanacağımı açıklıyor.
On se fout que tu sois pas la 1re à la NBA.
NBA'de ilk kız olup olmaman kimin umurunda?
Des gens disent que je suis bon pour la NBA.
İnsanlar kesinlikle NBA seçmelerinde olduğumu söylüyor.
La NBA t'emmènera nulle part.
NBA hiç bir yere gitmiyor.
Quand tu es dans la NBA et que tu es en tournée, des centaines de filles t'attendent à l'hôtel.
NBA'de oynadığın ve bir şehre girdiğin zaman... yüzlerce kız lobide bekliyor olacak. Dinle beni.
Je postule à la NBA.
Drafta katılıyorum.
Tu veux toujours être la 1re à la NBA?
Hala NBA'deki ilk kız olmaya mı çalışıyorsun?
- Et le grand basketteur Charles Barkley!
- Ve NBA yıldızı, Charles Barkley!
Oui, Frank. Mais les magasins Nike et NBA nous font concurrence.
Evet, ama Nike mağaza açtı, NBA mağaza açtı, işleri yavaşlattılar.
mais les souffles dans l'oreille et les caresses sont pas pratiqués à la NBA.
Ama kulak yalamak ve kelebek öpücükleri NBA yapılan şeyler değil.
Dans la finale de la NBA une fois de plus... MARLAN : Hey.
Nasıl gidiyor?
Passerai-je jamais pro?
NBA'de oynayabilecek miyim?
" T'as déjà choisi ta fac?
Nereye gidiyorsun, bir okul seçtin mi, NBA'de mi oynayacaksın...
Dernier tour de la pré-sélection :
Eğer bunun anlaşılması güçse, NBA'ye üçüncü sıradan seçilen Michael Jordan'ı düşünün.
Je serai à la NBA et tu seras pom-pom girl.
NBA'de ben oynayacağım. Sen benim ponpon kızım olacaksın.