Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Neigé
Neigé Çeviri Türkçe
6,327 parallel translation
Il a neigé encore plus!
Bu kar daha ne ki.
Il a neigé. Toute la nuit.
Bütün gece kar yağdı.
Si je m'endors le soir et qu'il n'y a pas neigé et que le matin je dois déblayer, c'est qu'il a neigé.
- Kanıtın bu mu yani? Eğer gece yatağa gittiğimde yerde kar yoksa ve sabah kar kürüyorsam, gece yağmış demektir.
Depuis quand un criminel peut devenir blanc comme neige?
Ne zaman bir suçlunun temizlendigini gördün ki?
Ces oursons doivent faire preuve de courage dès que leurs pattes touchent la neige.
Bu küçük yavrular pençeleri kara bastıktan sonra cesur olmaları gerekecek.
Une promenade au chaud soleil d'une journée de printemps semble amusante, mais cette chaleur fait fondre la neige.
Aydınlık bir bahar gününde ılık güneşin altında yürümek, eğlenceli gibi görünebilir, fakat o ılıklık erimeye başlıyor.
La neige qui les abritait pendant l'hiver devient une ennemie mortelle.
Kış boyunca onları korumuş olan kar, ölümcül bir düşmana dönüşüyor.
Un mur de neige et de glace qui ravage tout sur son passage.
Kar ve buzdan oluşan bir duvar yolundaki her şeyi uçuruyor.
La neige a fondu sur la côte de l'Alaska, et tout ce vert offre la promesse de quelque chose à manger.
Kış karı Alaska kıyıları'nda eridi, ve bütün bu yeşillik, bir şeyler yiyeceklerinin sözünü veriyor.
Pendant les six prochains mois, tous les ours resteront endormis sous une épaisse couverture de neige.
Ve gelecek altı ay boyunca, bütün ayılar kardan yapılma bir çarşafın altında uyuyor olacak.
Assurez-vous qu'ils obtiennent un flux régulier de neige.
Kış yüzünden donmadıklarından emin ol.
Je ne sais pas comment ça a abouti à cet effet boule de neige sur moi.
İşler nasıl böyle kartopu gibi büyüdü bilmiyorum.
J'étais occupé comme un nain, je construisais tes nouveaux bateaux, Ragnar Lothbrok, même sous la glace et la neige.
Ragnar Lothbrok, karda kışta bir cüce gibi, senin teknelerini yapmakla meşgul idim.
J'étais une des blanche-neige à Disneyland.
Disneyland'teki Pamuk Prenses'lerden birisiydim.
Elle ne le voit pas bien parce qu'il est dehors et il neige.
Kız oğlanı göremiyor çünkü çocuk dışardadır ve kar yağıyor.
Une fois que la neige est là, c'est trop tard.
Kar yağdıktan sonra çok geç olacak.
C'était quand le neige est arrivée.
İlk karın düştüğü zamandı.
Le jour suivant le distilleur Rudolf est allé chasser. Comme chaque année, après la première neige.
Sonraki gün Rudolf Brenner her yıl ilk kardan sonra yaptığı gibi avlanmaya gitti.
Et la neige a recouvert toutes les empreintes.
Ve kar tüm izleri kapattı.
- C'est le nouveau chasse-neige?
- Yeni kar püskürtme makinesi bu demek?
C'est dingue, il neige sans arrêt dans ce pays.
Ne diye bu kadar kar yağıyor ki? Buna nasıl katlanıyoruz anlamıyorum. - Her Allah'ın günü kar var.
- C'est la neige.
- Kar yüzünden.
Halte chasse-neige. Patientez ici.
Tampon Tampona Sürüş Kar Küreme Aracını Bekleyin
Celui-là... peut déblayer 4000 tonnes de neige par heures.
Bunun saatte 4 bin ton kar kapasitesi var.
Non, le chasse-neige avec le nom de la boîte.
Ben daha çok kar küreme aracı hakkında düşünüyordum.
Nous avons eu beaucoup de neige cet hiver donc je suis content d'avoir insisté sinon tout le toit aurait pu s'effondrer, n'est-ce pas?
bu kış büyük bir kar yağacak. İyiki sana ısrar etmişim. Yoksa çatıda kocaman bir delik olurdu, değil mi?
Toi et moi ferons un saut à Narnia, pour faire une bataille de boules de neige et manger des loukoums.
Senle ben Narnia'ya gidip kartopu savaşı yapacağız ve Türk lokumu alacağız.
Jimmy Ledoux est blanc comme neige, trois enfants, sa femme est enseignante.
Jimmy Ledoux temiz çıktı. 3 çocuğu var, eşi öğretmen.
- Il neige.
Kar başladı.
- Hey mais pourquoi tu lui fais les yeux bridés là? C'est un bonhomme de neige, pas Buddah.
Çekik gözlü kardan adam olur mu yahu?
- Il a raison, un bonhomme de neige'Noichca n'existe pas. Si c'est ça...
Bu durumda Çin kardan adamı oluyor.
Le joyau de la couronne de notre système, Saturne, cernée par des boules de neige cascadant lentement sur d'innombrables orbites... chaque boule, une petite lune.
Güneş Sistemimizin mücevheri Satürn yörüngede ağır ağır dönen sayısız kar topu otobanlarıyla çevrelenmiş ve her bir kar topu, küçük bir uydu.
La neige tombait violemment.
Kar yağışı daha da şiddetlenmişti.
De la neige.
Karın içinden. Yaratıklar.
- On s'est échappés... - Des nazis dans la neige?
Yerin altından çıkan Naziler.
La neige vous a gardé au frais, un sacré coup de chance.
Neredeyse donacaktın. Bu tabii iyi bir şey.
Tu as déjà marché trois jours dans la neige?
Karda hiç üç gün yürüdün mü?
Tu as déjà marché trois jours dans la neige?
- Andrea? - Sen karda hiç üç gün yürüdün mü?
Je ne suis pas grande fan de la neige, donc ça devrait...
- Kardan pek haz etmem.
En fait, on va perdre les piquets dans la neige.
- Bu kazıkları karda kaybedeceğiz.
- Et s'il neige? Si tu en as envie, continue.
Yapmak istiyorsan sorun yok.
Il y a des chutes de neige incroyable ici. Et la chambre est confortable et chaleureuse avec chauffage central.
Burada harika bir kar yağışı var oda rahat ve merkezi sistem sayesinde sıcak.
Et elle réinvestit cette montagne de fric dans un business encore plus juteux, le business qui transforme la neige en or. Ils font venir la morphine-base de Turquie... par tonnes.
Bu yüklü parayı daha da tatlı bir işe karı altına çevirecek olan bir işe yatırıyorlar Türkiye'den tonlarca baz morfin getiriyorlar.
Possibles chutes de neige passagères dans la matinée.
Bu sabah kar sağanağının geçmesi bekleniyor.
Tung Ching-ting, Tam King yiu, Fu Sing-tai, Fong Luk-tak, tous blancs comme neige professions différentes.
Tung Ching-ting, Tam King-yiu, Fu Sing-tai, Fong Luk-tak hepsi temiz.
Blanche comme neige!
Kar kadar beyaz!
L'ours brun peut être vu sur la neige depuis des kilomètre.
Kahverengi ayı, karın üzerinde bir kilometre uzaktan bile görülebilir.
Ils seront remplacés par les ours bruns, mieux adaptés à l'environnement maintenant sans neige.
Onların yerini, buzların çözüldüğü ortama daha iyi uyum sağlayan kahverengi ayılar alır.
Il neige.
Kar yağıyor.
"Eh bien moi, j'adore les flocons de neige," dit Jasmine.
"'Ben de kar tanelerine bayılırım,'dedi Jasmine.
Je suis née en pleine tempête de neige au mois d'octobre, ce qui est inhabituel pour le Michigan.
Ben Ekim'de büyük bir kar fırtınasında doğdum. Ki bu Michigan için oldukça garip.