English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Nic

Nic Çeviri Türkçe

199 parallel translation
Je l'ai gagnée a une course de sac... au dernier pic-nic des forces armées.
Bunu Ordu pikniğindeki bir torbayla koşma yarışından kazanmıştım.
Nic.
Nic.
- Nic...
- Nic...
Peu m'importe qui a le dernier mot. Poloid nic.
Bu benim için önemsiz, Konuşacak kelimesi kalmamış birisi için.
Oui. Tu es ravissante, Nicole.
Çok güzel görünüyorsun Nic.
- Salut, Nic.
- Güle güle Nic.
- Nic.
- Nic...
Je m'en veux, je t'ai lâchée.
Seni üzdüğüm duygusundan kurtulamıyorum Nic.
Nic, pourquoi tu n'appelles pas tes amis romains qui ont la maison à Francavilla?
Nic? Romadaki arkadaşlarını aramayacak mısın? Hani şu Francavilla'da evleri olanları.
Nic!
Nic!
Dis à Nic de pas se teindre les cheveux en blond.
Nancy, Nic'e söyle de saçını boyamasın. Sarıya boyamak istiyor.
Ciao, Nic.
Hoşça kal.
- Je fais un régime.
Hiçbir şey üzerime olmuyor. Hoşça kal Nic.
Tu sais que Nic se drogue?
Oğlun Nic uyuşturucu kullanıyor. Lanet olsun!
Maman!
Anne! Nic!
Oh, Nic... Nicole, je ne pense pas pouvoir vivre avec toi.
Nicole seninle yaşayabileceğimi sanmıyorum.
J'ai une réunion avec une équipe du NIC.
Çabuk ol. Milli İstihbarat Kurulu'ya toplantım var.
Nic, le modus operandi. D'accord.
Nick tahliller için örnek almak ister misin?
Nic a trouvé une autre montre.
Nick bir saat daha buldu.
- Nic, attends.
- Nick! Bekle!
- Situation sous contrôle, Nic.
- Durum kontrol altında Nick!
Vous allez tous en pic-nic?
Hep beraber pikniğe mi gidiyorsunuz?
Nic?
Nic?
Domi... nique!
Do... mi... nic!
Ecoute, Nic...
Dinle Nic.
On doit reparler du mariage.
Düğün için düşünmemiz gerekecek Nic.
Excuse-moi, Nic, mais on est en pleine crise.
Üzgünüm Nic, şu anda bir krizin tam ortasındayım.
Arrête! Un appart microscopique... "Il faut faire gaffe, Nic."
Posta pulu kadar küçük bir dairemiz vardı. "Dikkat etmeliyiz, Nic."
J'étais sur le point de fabriquer une corde en papier-mâché et de me pendre à un pic-nic
Nerdeyse papier-mââché'den ip örüp piknikte kendimi asacaktım.
Le papier-mâché se transforma en pic-nic.
Papier-mââché yi piknikler takip etti...
Puis le pic-nic se transforma en relation.
Sonra pikniğimiz birden bire bir ilişkiye dönüşüverdi.
Mon pote est Nic Cage.
- Arkadaşım Nic Cage.
Nic Cage.
Nic Cage.
Colonel Nic Vos Brigade antiterroriste, Section sécurité
Albay Nic Vos Terörle Mücadele Ekibi Güvenlik Şubesi
Nic Vos!
Nic Vos!
C'est à vous que je parle, Nic Vos!
Sana söylüyorum, Nic Vos!
C'est à vous que je parle, Nic Vos! Voilà.
Sana söylüyorum, Nic Vos!
Tu trouverais pas un Crotale dans une putain de boite à pic-nic.
Sen bir yemek poşetindeki çıngıraklı yılanı bile bulamazsın.
Qu'est-ce qu'il y a?
Neler oluyor, Nic?
Tu dois m'aider.
Başım belada Nic. Yardım etmelisin.
Nic...
Nic.
Je te connais depuis la seconde, Nic.
Seni 10. sınıftan beri tanıyorum, Nic.
Nic et moi étudions ensemble.
- Nic ile birlikte çalışıyoruz.
On a un mec qui ressemble à Nicolas Cage, et un autre à Peewee Herman.
Bir Nic Cage'ye ve bir de Pee Wee Herman'a benzeyen adamımız var.
Ouais. Est-ce que tu pourrais jeter un oeil à Nic?
Evet... "Nic'i muayene edebilir misin?" diye soracaktım.
Hé, Nic!
Hey Nic!
Nic, voilà Pete Wilder.
Nic, bu Pete Wilder.
Tant que ça vous fait plaisir. J'ai une idée, faisons un pic-nic dimanche prochain.
Umarım hoşuna gider.
Salut, Nic!
Merhaba!
Je suis désolé, Nic.
Üzgünüm, Nick.
Un pic-nic au parc?
Piknik yapmaya ne dersin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]