Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Patrick
Patrick Çeviri Türkçe
5,166 parallel translation
Je suis désolée, Patrick, mais comme tu peux le voir, J'ai couché avec un homme qui s'appelle Andy.
Çok özür dilerim Patrick ama gördüğün gibi Andy isimli bir erkekle yatıyordum.
Bien, la bonne nouvelle est que mes parents y ont cru, mais ils pensent que Patrick est un fou violent qui a battu Andy pendant deux heures.
İyi haber, ailem durumu yedi ama Andy'yi tam iki saat döven Patrick'i hiddetli bir kaçkın sanıyorlar.
Mais tu dois d'abord dire à Patrick qu'il arrête de dire aux agents de la Sécurité Sociale que je suis mort.
Ama sen de Patrick'in beni Sosyal Güvenlik Kurumuna öldüğümü söylemesini durdurmalısın.
- Patrick...
- Patrick.
Patrick, quand j'ai dit de venir avec un mantra relaxant Je ne voulais pas dire d'en créer un qui insulte tout le monde simultanément.
Patrick sana rahatlatıcı bir mantra bul dediğimde aynı anda herkese hakaret edeceğin bir şey bulmanı kastetmemiştim.
Patrick, qu'est-ce que tu fais ici?
Patrick ne yapıyorsun böyle? Ayaklarıma bakma.
Le dernier mort sur le site de construction du Hoover Dam, c'était son fils... Patrick Tierney.
Hoover Barajı inşaat alanında ölen son kişi, oğlu Patrick Tierney idi.
Moi, John Patrick Ryan, jure de soutenir et de défendre la Constitution des États-Unis contre tous les ennemis, de l'intérieur ou de l'étranger, de lui prêter une allégeance ferme et sincère...
Ben, John Patrick Ryan ABD anayasasını yurtiçinde ve yurtdışında bütün düşmanlara karşı koruyup savunacağıma itaat edip sadık olacağıma...
L'acte final de la tragédie de Robert Francis Kennedy a commencé ce matin avec une cérémonie émouvante dans la Cathédrale St Patrick, ici, à New York.
Robert Francis Kennedy'in şaşırtıcı trajedisinin son perdesi New York'ta Aziz Patrick Katedrali'nde dokunaklı bir törenle bu sabah başladı.
Cookie Puss était l'original, et pour la Saint Patrick, ils ont fait un gâteau vert qui flottait dans les airs qui disait :
Orijinali Cookie Puss'du, sonra Saint Patrick Günü için dondurmalı bir pasta yaptılar. Üstüne yeşil krema sıkılan İrlandalı bir pasta vardı ve şöyle diyordu :
St-Patrick brûlera dimanche, à la messe.
St. Paddy'deki yangın Pazar ayinine ayarlandı.
Les serpents, c'est juste, mais c'est Saint Patrick, et c'est en Irlande.
Ortak yön yilanlar ama Aziz Francis degil Aziz Patrick'ti ve lndiana degil, irlanda'ydi.
Je veux dire, regarde Patrick.
Patrick'e baksana.
Patrick est triste et il n'a même pas touché au vin.
Patrick çok üzgün fakat şarabına bile daha dokunmamış.
Patrick.
- Patrick.
Sérieusement, Patrick.
Hadi ama Patrick.
J'appelle Patrick et Junior encore.
Patick ve Junior'u tekrar arayacağım.
Je voulais juste dire que ce que tu fais pour Patrick est plutôt solide.
Patrick için yaptığının çok sağlam bir şey olduğunu söylemek istiyorum.
Non, relax, Patrick.
- Hayır. Sakin ol Patrick.
Je sais que Patrick conduisait.
Patrick'in kullandığını biliyorum.
Ça ne s'est jamais reproduit, mais c'est là que Patrick a eu son vin et je suis allé avec Annika pour voir sa mère.
Tek bir kere oldu ama Patrick şarabı buradan bulmuştu. Ayrıca Annika ile annesini görmeye gittim.
Oh, et à propos, Le père de Patrick veux que tu payes les réparations de ta poche.
Bu arada Patrick'in babası arabasının tamir parasını senin ödemeni istiyor.
Bien, on t'a acheté un billet à la fête de Patrick.
Patrick'in flörtü olarak sana bilet aldık.
Oliver nous rejoint en milieu d'année à Saint Patrick, on est ravis de l'accueillir.
Oliver ikinci dönemde Aziz Patrick'te aramıza katıldı. Onu aramızda görmekten çok mutluyuz, değil mi?
- N'est-ce pas? - Bienvenue à Saint Patrick, Oliver.
Aziz Patrick'e hoş geldin, Oliver.
Bonjour, Mme Bronstein. Ici Dan O'Brien, proviseur de Saint Patrick.
Merhaba, Bayan Bronstein, ben Aziz Patrick müdürü Dan O'Brien.
Bonjour et bienvenue à notre exposé "Les Saints parmi nous".
Günaydın. Aziz Patrick'teki Aramızdaki Azizler sunumumuza hoş geldiniz.
Fais l'ascension du Croagh Patrick, alors.
Croagh Patrick'e çık. Dizlerinin üzerinde.
Le nom du suspect est Patrick Aubashawn.
Şüphelinin adı Patrick Aubashawn.
Bien, comme je l'ai dit, j'ai mis Patrick dehors deux jours après qu'il a manqué notre dîner d'anniversaire.
Dediğim gibi, kocam evlilik yıldönümü yemeğini kaçırdıktan bir kaç gün sonra onu evden attım.
Marie, je sens que Patrick avait de sérieux problèmes avec un de ces patrons au Javva la Tasse?
Marie, Patrick'in Javva the Cupp'ta müşterilerden birisi ile ciddi bir sorun yaşadığını hissediyorum.
IL faisait toujours Patrick se garer sur le parking des clients parce qu'il n'avait pas son badge..
Kendi kimlik kartı olmadığı için Patrick'i hep misafir parkına park ettiriyordu.
Et entre Tony et cet abruti du café, Patrick arrivait toujours en retard au travail.
Tony ve kafedeki o ahmak yüzünden Patrick işe hep geç kalırdı.
Mais Patrick ne voulait pas s'imposer.
Ama Patrick kendini savunmayı reddetti.
Marie, nous avons des raisons de croire que Patrick a peut-être tué l'abruti du café, Tony, et a tenté de tuer notre chef actuel de la police.
Marie, Patrick'in kafedeki budalayı ve Tony'i öldürüp şu anki polis şefimizi öldürmeye teşebbüs ettiğine inanıyoruz.
Patrick, n'est ce pas?
Patrick'ti, değil mi?
Patrick, j'aimerai vraiment ne pas avoir à m'engager dans une impasse à la western en ce moment même, d'accord?
Partrick, bu çok özel zamanda eski usul batı açmazıyla uğraşamam tamam mı?
Je suis Patrick.
Ben Patrick, testis kanseriyim.
Testicules. Je vous épargne les détails gores du cancer des couilles de Patrick.
Patrick'in testis kanserinin kanlı detaylarını atlayacağım.
Je suis la dernière personne à avoir vu Patrick Caldwell en vie. Et ça, c'est un fait.
Patrick Kadwell'in yaşamının sonunda kapısına en son vuran, benim.
La voiture de mon frère, Patrick.
Araba. Bizim Patrick'in arabasıydı.
Patrick O'Shea?
Patrick O'Shea?
Patrick est là?
- Patrick içeride mi?
Patrick!
Patrick!
Patrick, c'est quoi?
Patrick, neler oluyor? !
Patrick, appelle de là-bas, On arrive tout de suite.
Patrick ara bizi. Nerede olduğunu söyle bize.
Patrick, c'est quoi?
Patrick, neler oluyor? Sana bir şey dedi mi?
Tu me fais peur, Patrick.
Beni korkutuyorsun şu an, Patrick.
Vous êtes venus arrêter Patrick, mon frère.
Bizim evimize gelmiştiniz, Patrick'i tutuklamak için.
- Patrick O'Shea, Mme Mac.
- Patrick O'Shea, Bayan Mac.
Patrick McGoohan m'a parlé.
Simon Dee gömleğini beğenip beğenmediğimi soruyordu.