Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Pickles
Pickles Çeviri Türkçe
224 parallel translation
Elle a fini les pickles.
Bakıyorumda turşuları bitirmiş.
Alors, emporte ça et les pickles.
Bunları alıver, tamam mı? (... ) Oui madam.
Il s'appelle Pickles.
Adı Pickles.
Pickles!
Pickles.
Cinq minutes, M. Pickles!
Beş dakika, Bay Pickles.
Vous dormez, M. Pickles?
Uyuyor musunuz, bay Pickles?
La déclaration du propriétaire du cirque expose clairement la relation entre la fille et Josiah Pickles.
Sirk sahibinin yaptığı açıklama, Josiah Pickles ile kız arasında bir ilişki olduğunu netleştiriyor.
Elle m'a donné les informations sur Pickles.
Pickles hakkında bana bilgi veren kişi oydu.
Elle appartient à Josiah Pickles, faux-monnayeur de profession, connu du public du cirque en tant que prestidigitateur.
Pickels'a ait. Josiah Pickles, namıdiğer kalpazan. Sirke gelen seyirciler tarafından hokkabaz olarak bilinir.
J'ai rencontré Pickles juste après la guerre.
Savaştan hemen sonra Pickles'la karşılaştım.
Pickles, Josiah Pickles, étrangle Diane.
Pickles, Josiah Pickles, Diane'i boğuyor.
Il est dangereux et veut me tuer.
Pickles öylesine tehlikeli biri ki beni de öldürmek istiyor.
Pendant ce temps, celui qui a tué Pickles s'enfuit avec le butin.
Bu arada Pickles'ı öldüren kimse ganimetle birlikte sıvışıyordur.
Bitsy Glass, Joe Pickles.
Bitsy Glass, Joe Pickles.
Et un supplément de pickles.
Biraz da turşu.
Pickles croustillants.
Kıtır kıtır ekşi turşular. - Moe!
- Des pickles?
- Turşu!
J'appelle à la barre Marvin Pickles.
Marvin Pickles'ı tanıklığa çağırıyorum.
M. Pickles!
Bay Pickles.
M. Marvin Pickles!
Bay Marvin Pickles.
- Marvin A. Pickles.
Marvin A. Pickles.
- M. Pickles... êtes-vous allé dans les WC Hommes, au marché aux Puces, le samedi 1 5 mai?
15 Mayıs Cumartesi günü... Antika İkinci el pazarının erkekler tuvaletinde miydiniz?
Avez-vous vu quelqu'un dans la cabine à côté de la vôtre?
Bay Pickles, yan tarafınızda kimseyi gördünüz mü?
N'avez-vous pas déclaré pendant l'instruction que vous aviez vu des souliers de femme dans la cabine à côté?
Bay Pickles, büyük jüriye... yan tarafınıza baktığınızda bir çift bayan ayakkabısı... gördüğünüzü söylememiş miydiniz?
Faire un faux témoignage, c'est très grave.
Yalancı tanıklık ciddi bir suçlama, Bay Pickles.
Cela va vous coûter cher!
Bunu ödeyeceksin, Marvin Pickles.
Vous ne pouvez plus informer les gens sur nos pickles frits.
Ve bundan böyle insanlara kızarmış turşu hakkında bilgi veremezsin.
Voici un paquet de pickles qu'il aime.
Onun sevdiği aperatfileri paketledim.
"Pappads et pickles"
"Gofret ve turşu"
Je t'ai pris pour M. Pickles.
Seni Bay Pickles sanmışım.
Pickles.
Turşu.
Désolé, mais je n'ai franchement pas le temps pour des pickles
Üzgünüm ahbap ama şu an turşu için vaktim yok.
Alors, Mr Pickles, on est de retour.
Merhaba Bay Turşu. Tekrar hoş geldiniz.
Rattrapez Pickles!
Gidip Pickles'ı yakala. - Pickles mı?
Je me le demandais quand Pickles a filé.
Pickles'ı kaçırana kadar merak ediyordum.
- Bonne nouvelle!
İyi haber. - Pickles.
Le général s'emploie d'ores et déjà à récupérer le malicieux Pickles.
Ne? General sevimli kediniz Pickles'ı yakalamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Lütfen gidin artık.
Et en laissant sortir Pickles!
Pickles'ı da dışarı bırakmışlar.
Le Hard Rock Brooklyn qui va s'installer en face va vendre plus de t-shirts en une semaine que vous ne vendez de pickles en un an.
Tam karşında Hard Rock Brooklyn açılıyor. Senin bir yılda sattığın turşudan fazla tişörtü bir haftada satacak.
- Cheeseburger et pickles.
- Çizburger, bol turşulu.
Céréales épicés, pickles, bonbons
Humus, turşu, tatlılar.
Des pickles, de la glace, du chocolat...
Turşu, kızarmış dondurma, çikolata - -
Pickles, bolognaise, ananas et autre.
Turşu, sosis, ananas falan koyardı.
Elle avait l'habitude de me servir des pickles.
Ona gittiğimde bana turşu koyardı hep.
Si je fais les pickles de mangue encore une fois, je mourrai.
Eğer bir kere daha mango turşusu yaparsam öleceğim.
Ce client va prendre du jambon de Prague, des pickles et un verre de Pilsner.
O müşteri Prag jambonu, turşu bir bardak Pilsner isteyecek.
Et des pickles.
- Ve bir de turşu!
Pas besoin de cuisiner le pickles, ça s'achète tout prêt.
Turşuları kızartmana gerek yok. daha sonra marketten alırsın.
Pickles!
Turşu!
Pickles!
Turşu.
Pourquoi vouloir travailler dans les pickles?
Neden bir turşu fabrikasında çalışmak istiyorsunuz?