Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Pide
Pide Çeviri Türkçe
81 parallel translation
Je ne veux pas finir comme une indienne.
Bir hendeğin içinde çamaşır yıkamak ve yerliler gibi pide yoğurmaya niyetim yok benim.
Mais ma fille... je ne veux pas la voir finir un jour... comme une indienne!
Ama kızımı sıradan bir yerli gibi toprağın üstünde çömelmiş pide hamuru yoğururken görmek istemiyoum.
On l'a laissée chez des amis... et elle s'est faite aplatir comme une crêpe vers leur caravane.
Onu bir arkadaşlara bırakmıştık karavan evlerinin önünde ezilip, pide gibi yere yapışmıştı.
Le pouvoir des mots : "Aplatir", "crêpe", etc.
Sözcüklerin büyüsü, "ezilmek," "pide," vesaire...
Et je prends des petits pains beurrés pour le thé
# Çayla beraber tereyağlı pide yerim #
Et il prend des petits pains beurrés pour le thé
# Çayla beraber tereyağlı pide yer #
Enlever le riz frit et ajouter un naan.
Kızarmış pilav ve pide.
Et puis la tortilla.
Pide de koydum.
Un peu de tortilla?
Pide ister misin?
J'adore ça. Le pain plié en deux empêche la sauce de couler.
Ve şuna bir bak, pide paketi damlamasını önlüyor.
Quand j'ai vu la peau du vieux se déchirer, j'ai pensé que je n'avais pas fait l'Ecole militaire pour être un flic politique.
Yaşlı bir adamın derisini nasıl yüzdüklerini gördüğümde PIDE ajanı olmak için keşke Askerî Akademi'ye gitmeseydim diye düşündüm.
La Pide est au courant de tout!
PIDE her şeyin farkında.
Je suis passé par ici. Il y a un agent de la Pide en bas.
İçeri girdim çünkü dışarıda burayı gözetleyen bir PIDE ajanı var.
Vous êtes de la Pide?
PIDE'den misin?
Mais non!
PIDE mi?
Quelques officiers qui demain seront livrés à la Pide.
Yarın bazı subaylar PIDE'ye teslim edilecek.
Un type de la Pide?
Bir PIDE ajanıyla mı?
La Pide est à côté.
PIDE arkamızda.
Il paraît que la Pide a tiré sur la foule.
PIDE kalabalığa ateş etti.
C'est des Pide!
Bunlar PIDE'den!
La Pide! A mort!
PIDE'e ölüm!
C'est pas des Pide!
PIDE'den değiller!
C'est des officiers de l'armée! Pas la Pide!
Bunlar subay, PIDE'den değiller!
Un burrito viande-fromage.
Bir biftek ile peynirli pide alayım.
De la chair humaine pour Négros? C'est ça.
Yani bana insanlı pide mi verdiler?
Je vais prendre un steak au fromage, et des patates avec... du fromage, des oignons, du chili, des jalapeños et de la sauce.
Bir peynirli biftek, Texas usulü, Kıymalı Pide peynir, soğan, acı biberli sıcak sos.
- Un seul plant...
- Bir pide...
Bonjour, Mark. Nous prendrons du thé, des scones et des sandwiches concombre et cresson.
Çay ve pide alalım, bir de salatalık ve su tereli sandviç.
Rondelles de papaye aux poireaux et enchiladas de courgettes.
Pırasalı papaya mantısı ve kabaklı pide.
Pidehs et pizzas turques, très épicées...
Ayrıca lahmacun ve pide çesitleri! Hem de en acılısından!
Mangeons du pain de barbarie.
Pide ekmeğiyle yiyelim.
Barbarie...
Pide... Pide!
De la pita, du houmous, du tofu,...
Pide, humus, tempeh ve tofu.
- Vous aimez?
- Pide sever misin?
Vous avez mangé du shawarma?
Pide mi yediniz yoksa?
Ma femme les a fait.
- Karım pide yapmıştı.
Souris, je vais te voler une part de forêt noire.
Yüzün gülsün biraz, sana pide araklayacağım.
Tu aimes bien brouter les forêts noires *, non?
Pide hırsızısın, değil mi?
Brouter des forêts noires.
Pide hırsızı.
Zach de la scène du muffin?
Zach, pide sahnesinden?
Oui, la scène du muffin - Zach.
Wow, evet, pide sahnesi, Zach.
"Il est comment ce muffin?" C'est tout ce que vous aviez à dire.
"Pide nasıl?" Tek söylemen gereken buydu.
Faites-le pour moi, là. "Il est comment ce muffin?"
Şimdi söylesene. "Pide nasıl?"
"Hé, bébé, est-ce que ce muffin..."
"Hey, bebeğim, bu pide..."
"Si j'étais un muffin..."
"Eğer pide olsaydım..."
Prenez une brioche et asseyez-vous.
- Makinesi'değil mi? Bir pide alıp, oturunuz.
Non, il faut occuper la Pide!
- Carmo'ya.
Liquider ces salopards!
Hayır, PIDE ile savaşmalıyız, o piçleri bitirmeliyiz.
C'était calme, il est allé chercher un burrito.
- Karnımız acıkınca pide almaya gitti.
Barbarie...
Pide...
Incroyable quantité de pizzas et de calzone.
Pizza ve pide.