Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Piercings
Piercings Çeviri Türkçe
120 parallel translation
Elle a les cheveux en queue de cheval, et trois petits piercings dans chaque oreille.
Şaçında küçük atkuyrukları ve her kulağında 3 küçük küpe var.
Les piercings et les cicatrices sur son corps.
- Piercing. Vücudundaki yaralar.
- Pourquoi les piercings sont interdits?
İçinizde daha önce Z gezegenine giden var mı?
Mais ce n'étaient pas des piercings, c'était quelque chose de plus grand et de plus acéré.
Ama bunlar piercinglere benzemiyor, daha büyük ve daha keskin bir şeymiş.
Elle n'a pas le temps, entre le salon de tatouage, les piercings et je ne sais quoi d'autre, elle passe son temps à courir les rues comme un chien enragé.
- Arabayı verdi mi sana? - Tabii ki verdi. Hiç istememen gerekirdi, çünkü bunu bilmeliydi.
enléve tes piercings.
Küpelerini falan çıkar.
M. O'Connell n'est pas marié, il vit seul, il n'a ni piercings, ni tatouages, ni greffe de cheveux.
Mia, Bay O'Connell evli değil ve biriyle de yaşamıyor. Artı, piercing'i yok, dövmesi yok ve saçı boyalı değil.
On dirait une machine à faire des piercings.
Buradan bakınca kulak deliciden daha büyük birşeymiş gibi görünüyor. Sus.
Je m'attendais à un type... couvert de tatouages et de piercings.
Her yerinde dövmesi veya... ... küpesi oIan bir adam bekIiyordum.
Les cheveux teints... plusieurs piercings...
Saçı çok iyi boyanmış. Vücudunda birçok halka var.
Regardez tous ses piercings.
Şuraya baksanıza. Kültürüne has tüm takıları barındıran biri.
Et plus de piercings.
Daha çok piercing.
Quand j'étais à la fac, il n'y avait pas de filles qui étaient habillées comme ça, avec leurs piercings au nombril et leurs pantalons tailles basses et leurs strings apparents.
Siz kolej çocuklarının sürekli şikayetlerinden ve karın ağrılarından bıktım artık. Ben kolejdeyken böyle giyinen hatunlar yoktu, göbeği açıkta bırakan düşük belli, tangalarını dışarıda bırakan pantolonlar giymezlerdi.
Elle est gothique, style chaînes, tatouages, piercings.
Ama tuhaf bir kızdır. Zincirleri, dövmeleri, küpeleri falan var.
On m'a menottée, électrocutée, mis des piercings partout!
Kelepçe ve tasma kullandılar! Elektrik şokları. Her yerime piercing taktılar!
Des piercings?
Piercing mi?
Des piercings.
- Piercing.
Des piercings?
- Piercing.
Pour d'autres, c'est des piercings sur le corps et des tatouages sur le visage.
Kimileri de agresif piercingler ve yüz dövmelerini kullanır.
Drogue, clopes, piercings à la bite, armes de destruction massive, allez savoir.
Uyuşturucu, sigara, penis halkası, kitle imha silahları. - Araştırıyor musun?
Je sais que vous êtes fières de vos tatouages et de vos piercings, mais mes collègues et moi, on a pas à les voir.
Dövmeleriniz, piercing " leriniz... ve diğer vücut süslemelerinizle gurur duyduğunuzu biliyorum. Ama meslektaşlarımla benim bunları görmemiz gerekmez.
Les piercings ça plait bien aux mecs.
Erkekler piercing seviyor.
J'ai six piercings.
Bende altı piercing var.
Je dois juste enlever mes piercings.
Bahişsiz. Küpe takmıyor.
Digby, avez-vous été malade dernièrement, eu de nouveaux piercings, tatouages, plaies?
Son zamanlarda hasta oldun mu? Takı taktın mı veya dövme yaptırdın mı? Yaralandın mı?
"Fouet, piercings temporaires..." "Humiliation publique, sodomie..." - Brûlure?
Eee, bakalım kırbaçlama geçici piercing insanların önünde aşağılama anal giriş ateşle yakma ateşle yakma, amanın tamam
Vous savez, elle... Elle n'est sans doute pas votre type. Tatouages, piercings, maquillage sombre.
Senin tipin olduğunu sanmıyorum, dövmeler, hızma, koyu makyaj...
Tu sais que je n'ai pas de piercings là.
- Madison'a tek kelime etmek yok. - Kardeşine de.
Plus tard, vous pourriez me montrer vos autres piercings.
Belki daha sonra bana nerelerine piercing yaptırdığını gösterebilirsin.
Je sais pas... des piercings?
Bilmiyorum. Kulak deldirme?
C'était bien d'avoir dans ma vie, cette créature qui jamais ne m'avait déçu ou jugé. Qui n'arrivait jamais en retard à mon 50ème anniversaire avec des piercings aux tétons et un jeune Philippain d'à peine 18 ans nommé Pogo.
Beni hiç hayal kırıklığına uğratmayan, beni yargılamayan 50'nci yaş günüme yeni yapılmış piercing'lerle ve Pogo adında Filipinli bir çocukla geç gelmeyen bir yaratığım olması güzeldi.
Assez pour boucher tous les trous de tes piercings
Tüm piercing deliklerini kapamaya yeter.
Elle a tous ces piercings, mais seulement à une oreille, et elle aime pêcher.
Bir sürü piercingleri var, ama sadece bir kulağında, ve balık tutmayı seviyor.
Vous avez des piercings?
Piercinginiz var mı?
Il a des tatouages, des piercings...
Çocukların dövmeleri, piercingleri var muhtemelen küçük hasta bir kızdan Hepatit A kaptı.
Ça vaut pour tout type de piercings.
Kemer ve piercing de yok. Bu tür şeylerin hepsi yasak.
Ce que je veux dire, c'est que pendant que vous la surveillez, pas de nouveaux tatouages, de nouveaux piercings, elle ne consommera pas d'alcool, ni de drogue.
Söylemeye çalıştığım, sizin gözetiminizdeyken yeni bir dövme, piercing, alkol ve uyuşturucu almaması gerektiği.
Ouais, et tous les élèves de maternelle ont des piercings.
Evet. Anaokulunda vücut deldiriyorlar.
Ah oui, celle qui a des piercings dans le nez?
Evet, burnunda piercing'i olan, değil mi?
- La fille avec les piercings?
- Hızmalı kız mı?
Si vous me dites pas ce que je veux savoir d'ici 2 secondes, je vais commencer à retirer vos piercings en commençant par celui sur votre visage.
Ne biliyor musun, iki saniye içinde bilmem gerekenleri söylemezsen hızmalarını sökmeye başlayacağım ve yüzündekilerden biriyle de başlamayacağım.
Recouvert de tatouages et de piercings.
Tüm vücudu dövme ve pirsinglerle kapliydi.
Pas de piercings, pas de tatouages...
Piercingleri, dövmeleri falan yok.
Je croyais que tu étais contre les tatouages, les piercings et la scarification.
Dövme, hacamat ve piercing'e tamamen karışısın sanıyordum.
Ses bras sont tatoués et des piercings faits Dieu sait où.
Kollarında dövmeler var ve Tanrı bilir nerelerinde piercingleri var.
J'ai 3 piercings mais je dirai pas où. Et j'aime les Tacos.
Üç tane piercingim var, ama nerede olduklarını söylemeyeceğim... ve tacho yemeği severim.
Des piercings?
Piercing yok mu?
Le maniement des piercings et de l'électricité exige un équipement spécial.
İğne ve elektrik oyunu özel donanım gerektirir.
Maintenant, il faut aller au-delà des piercings et des tatouages.
Ama bu günlerde artık piercing ve dövmelerin ardına bakmak gerekiyor, değil mi?
Elle a des piercings à des endroits où j'ignorais qu'on pouvait en faire.
Öyle yerlerinde küpesi var ki oralara yapılabildiğini hiç bilmezdim.
Il avait toutes sortes de piercings.
Lanet olsun!