English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Plains

Plains Çeviri Türkçe

1,897 parallel translation
De quoi tu te plains?
Niye şikayet ediyorsun?
Je plains vraiment Fuku.
Fuku-san için üzülüyorum.
Je plains ces pauvres gosses!
Bu zavallı çocuklar için çok üzülüyorum.
Tu te plains de l'avoir perdu.
Onu özlediğin için, böyle ağlıyorsun.
De quoi tu te plains?
Neden şikayet ediyorsun ki?
Je plains vraiment ton petit copain.
Erkek arkadaşın yüzünden üzüldüm.
NE TE PLAINS PAS, TU DEVRAIS PLUTÔT LE SOUTENIR.
Yardım çağırmadan önce, ona ilk yardım yapmalısın.
- Tu crois même pas en Dieu! - Tu te plains tout le temps!
- Sen guijeler var sanıyorsun!
Je suis né à White Plains.
White Plains, New York'ta doğdum.
Ah, tu ne sais pas ce que c'est quand je me plains.
- Şikayetçi olduğumu duymayacaksın.
Je le plains.
O işi yapacak adama acıyorum doğrusu.
Je me plains pas.
Şikâyetçi değilim.
Moi, je ne vous plains pas, Darius.
Bana gelince, sana acımıyorum Darius.
- Je ne m'en plains pas.
- Şikayetçi değilim.
Je plains sa future petite amie, s'il en trouve une un jour.
İleride bir kız arkadaşı olursa, Tanrı o kızın yardımcısı olsun.
Parce que tu te plains tout le temps sur le fait que je ne t'y emmène jamais.
Çünkü daima seni sinemaya götürmediğim için söylenirsin.Yorgunum.
Quand t'es à la TV, dans un talk-show ou dans'Big Brother', tu parles aux poulets, mais tu te plains sans arrêt.
- TV'de, programlarda, BBG'de kızlarla konuşuyorsun ama bir şeylere ağlanıyorsun.
Et voilà, tu te plains encore.
- İşte yine ağlanıyorsun. Dalganı geç.
- Je plains les abrutis, mais je suggère aussi une autre manière qui pourrait nous rendre meilleurs.
- Aptallara acırım. Ama kendisine daha iyi yolları kullanmasını öneriyorum.
- Hé. - Tu te plains à moi, de moi, à côté de moi, toute la journée, tous les jours.
Sürekli bana beni, benimle ilgili her şeyi bütün gün, her gün şikayet ediyorsun.
Vas-y, M. T, et je le plains ce pauvre mec.
Git ezberle, Mr. T. Seni zavallı şapşal.
Oh mon Dieu, je la plains.
Oh, Tanrım, Onun için kendimi kötü hissediyorum.
De quoi tu te plains?
Lanet olsun, Sam.
Les seules fois où tu ne te plains pas, c'est quand tu me caches quelque chose.
Sadece benden bir şey sakladığın zaman şikâyet etmezsin sen.
Recherché mort ou vif pour l'éviscération maniaque, de trois jeunes femmes de Great Plains.
Ölü ya da diri aranıyor. Great Plains'den üç bekar kızın manyakça bağırsaklarını deştiği için.
Je ne me plains pas.
Şikayet etmiyorum.
Je te plains, Matt.
Senin için üzüldüm, Matt.
- Tu veux dire que je me plains de n'avoir pas à me plaindre.
- Yani sen diyorsun ki, ben, yakınacak birşeyim olmadığı için yakınıyorum.
Je te plains si tu ressens un vide si grand que tu doives le remplir avec quelque chose d'aussi ridicule.
Senin için üzülüyorum. İçinde öyle bir boşluk var ki onu böyle saçma bir şeyle doldurma ihtiyacı duyuyorsun.
Alors, c'est moi qui te plains.
O zaman ben de senin için üzülüyorum.
Oasis Plains, Oklahoma.
Oasis Plains, Oklahoma.
- Alors, vous vous intéressez à Oasis Plains?
- Siz ikiniz "Oasis Plains" ile ilgileniyorsunuz?
On était la première famille à Oasis Plains.
"Oasis Plains" teki ilk aileyiz.
Avez-vous entendu parle d'Oasis Plains?
"Oasis Plains" i duydunuz mu?
Quelque chose... de très mauvais se passe à Oasis Plains.
Bir şeyler... Kötü şeyler oluyor Oasis Plains'de.
Donc chaque année à cette époque, tout le monde à Oasis Plains est en danger.
Yani her yıl bugünlerde, Oasis Plains'teki biri tehlikede demektir.
Nouveaux articles courrier en dehors de l'ordinaire, ankeny, iowa.
"Plains Courier" den haberler, Ankeny, Iowa.
Mon Dieu, Fez, je plains ce pauvre Eric.
Aman Allah'ım Fez, Eric için çok kötü hissediyorum.
Si tu es trop bête pour le voir, je te plains.
Ve sen bunu göremeyecek kadar aptalsan, Senin için üzüldüm!
De quoi tu te plains? Il y a eu un infraction dans une usine de verre à Miami il y a quelques heures.
Birkaç saat önce Miami Cam Fabrikası'na izinsiz girmişler ve bir parti başlatmışlar.
Au métro de Bronxdale.
White Plains'de, Bronxdale metro girişinde.
- Je plains les flics.
Polislere acımak yanlış bir şey mi ne?
tu te plains qu'on te rejette, qu'on te maltraite
İhmal edildiğinden ve kötü davranıldığından şikayet ediyorsun.
Les mecs, virez-moi cette merde de chez moi ou je me plains à votre supérieur.
Ve siz de... Haydi bu adamı alıp evimden götürün... Yoksa amirinize beni taciz ettiğinizi söyleyeceğim.
Ce n'est pas que je me plains.
Şikayet ettiğim yok.
On n'a jamais rien eu, de quoi tu te plains? Personne m'exploite.
Hayatımı mahveden bu inatçı arabadan uzakta 6 ay.
Je te plains.
Yandın sen.
Je plains Vartann. Il doit le dire au shérif adjoint.
Vartann'ın yerinde olmadığım için seviniyorum.
Ne te plains pas à moi.
Bana sızlanma.
Je plains le malheureux.
Erkeğine şans diliyorum.
Tu te plains toujours qu'on ne passe pas de temps ensemble.
Kesinlikle hayır. - Haydi ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]