English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Pondre

Pondre Çeviri Türkçe

287 parallel translation
Exactement, tous les oiseaux savent construire leur nid, mais tout le monde ne sait pas pondre un oeuf.
Bu doğru. Her kuş bir yuva yapabilir, ama herkes yumurtlayamaz değil mi, Ollie?
Elle est en train de pondre.
Sence orda yumurtluyor mu, Jim?
Il y a toujours un dingue pour pondre une lettre anonyme.
Her olayda isimsiz mektup gönderen kaçıklar olur.
Une seule reine peut pondre des milliers d'oeufs...
Tek bir kraliçe binlerce yumurta verebilir.
Elles commencent à pondre... après une seule fécondation, durant 15 à 17 ans.
Eşleşmeden sonra... 15 veya 17 yıl sonrasına dek... yumurtlamayı sürdürürler.
Et tout aussi bien y pondre.
Açık bir ambar, yumurtlamak için uygun bir yer olabilir.
Vous empêchez mes poules de pondre.
Tavukları korkuttuğunu görmüyor musun? Senin yüzünden yumurtlamayacaklar.
Que va pondre le journaliste... un article sur l'aristocratie pourrie?
Ama babam izin vermedi. Bu büyük gazeteci bizi dejenere aristokratlar olarak yazacaktır.
Le révérend est passé au bureau. Ses poules ont cessé de pondre.
Tavukların yumurtlamadığından şikâyet ediyordu.
Malheureusement, il a trouvé le temps de me pondre un scénario.
Ne yazık ki bana bir senaryo yazmaya vakit buldu.
Sûrement un poisson rouge en train de pondre.
Herhalde yumurtlayan bir kırmızı balıktır.
De Malte, où il y a assez de poules pour pondre assez d'oeufs pour tous les officiers de l'escadrille.
Malta'dan. Orada filodaki tüm subaylara yumurta çıkaracak kadar tavuk var, asker fonundan tanesi beş sent karşılığında.
- Prépare-toi à pondre tes oeufs.
- Bombaları atmaya hazırlanın.
Depuis votre arrivée, les poules ont recommencé à pondre.
Sen geldiğinden beri tavuklar çok fazla yumurtluyorlar.
La guêpe l'éventre afin de pondre ses larves... dans son estomac.
Arı, larvalarını bırakmak için tarantulanın karnını deşiyor.
Tu y trouveras même de quoi pondre un article.
Hatta içinden iyi bir haber bile çıkarabiliriz.
Naturellement, il a continué à pondre des oeux d'or :
Tabii ki, harikalar yarattı.
Après quatre années à pondre de la merde... De la merde?
Senin... şu kimi döküntülerini yayınladıktan dört yıl sonra...
Tu vas me pondre dans les 1200 mots.
Şimdi 1200 kelimelik bir yazı istiyorum.
Hildy est en train de pondre l'article.
Hildy şu an hikayeyi yazıyor.
Écoute, je peux pondre un meilleur article avec mon... Mon nez, que tu le feras jamais.
Bana bak mankafa, senin yazabileceğin en iyi hikayeyi ben burnumdan kendi burnumdan çıkartırım.
Ils sont presque identiques à ceux que Tortius vient de pondre.
Tortius'un yeni çıkardığı planla neredeyse özdeş.
- Le poulet pourra pondre un œuf d'or?
- Tavuk altın yumurtaya yatıyor mu?
Oiselle pondre œufs, oiselle rester sur œufs, faire éclore œufs, beaucoup d'œufs.
Kızlar nerede? Arkadaş yumurta yapar, arkadaş yumurta oturur... kuluçka, çok yumurta.
Et si nous étions des poules, nous pourrions pondre des œufs!
Eğer tavuk olsaydık, yumurtlardık.
Raison pour laquelle les publicitaires du système de Bestonphrok ont pu pondre ce slogan :
Bu yüzden Bastablon Yıldız Sistemi'nin reklamcıları şu sloganı buldular :
Et tu plaques maris et enfants! Comme un saumon qui remonte la rivière pour pondre!
Birkaç yılda bir çocuklarını ve kocalarını sanki akıntıya kapılan somon balığı yumurtalarıymışçasına terk ediyorsun.
C'est à force... de pondre!
Sürüye birkaçüye daha ekledik.
Un prix m'attend, mais je peux pas le pondre!
Şu an bir Emmy ödülünün üzerinde otuyorum ve bir tarafımdan sökemiyorum.
Peut-être que la poule mouillée peut pondre un oeuf ici.
Belki tavuk orada yumurtlayabilir.
Mes poules ont cessé de pondre.
Bütün tavuklarım ayaklandı.
Frasier, tu étais si obséquieux que s'il t'avait demandé de pondre un œuf, tu lui aurais dit : "De quelle couleur?"
Frasier, yalakalık yapıyordun eğer sana gıdaklamanı ve yumurta yumurtlamanı isteseydi "Hangi renk?" diye sorardın.
Tu vas te marier, tu vas pondre quelques lardons et puis...
Evleneceksin, doğum yapacaksın ve sonra...
La créature avait dû pondre une sorte d'embryon dans sa gorge.
Boğazında bir şey bırakmış olmalı, bir tür embriyo.
Les oiseaux de rivière vont bientôt pondre.
Nehir balıkları yakında yumurtlar.
Allez, je retourne pondre quelques lignes.
Gitmeliyim, kağıda bir şeyler yazayım.
Vous allez m'en pondre un sur l'interrogatoire de l'indic de Gallagher.
Özellikle Gallagher'ın istihbarat adamının raporu ilgimi çekecek.
Tu sais, j'étais tellement dans le cirage, j'aurais pu pondre des œufs.
yani, şunlara bak. birbirlerini gerçekte ne kadar sevdiklerini görebilirsin.
Voyons, Brenda... Quel reportage vas-tu nous pondre?
Yine şaşırtıcı bir hikaye yakalamak üzeresin, değilmi?
Heureux, avec sa petite amie... à pondre à Best seller, hein?
Mutlu ol, bir kız bul... ve çok satanlardan bir tane yaz, olmaz mı?
Tu vas pondre ton marmot, te planter devant la télé...
O veleti çıkart, bütün gün evde televizyon izle...
Nous, on va en pondre un.
Birimizle işbirliği yapmayı düşünüyoruz.
Papa, il fait si chaud qu'on pourrait pondre un œuf sur le trottoir.
Baba, hava çok sıcak. O kadar ki kaldırama yumurtlayabilirsin bile.
Tu crois que vous allez baiser comme des castors... pondre des lardons et vivre heureux? Oh, merde!
Minkler gibi düzüşüp fareler gibi mutluluk içinde yaşayabileceğinizi sanıyorsun.
Baiser comme des castors pondre des lardons et vivre heureux.
Minkler gibi düzüşüp fareler gibi mutluluk içinde yaşayacağız.
Si ce roitelet de merde espère s'en sortir comme ça, il va voir ce que je vais lui pondre! Mets ça.
Kendini küçük bir kral sanan sersem herif bu işten yakasını kurtarabileceğini sanıyorsa, söyleyeceklerimi duyana kadar beklesin.
Ils ne font que pondre!
Lanet olası doğurucular. Kusuruma bakmayın bayan.
On avait 1 mois 1 l2 pour pondre un scénario et on n'a rien fait.
Bir şey bulmamız için bir ayımız vardı be! - Ama hiçbir şey yapmadık.
Je vais chercher du papier, histoire de voir ce que tu vas pondre.
Gidip biraz kağıt getireceğim. Bakalım aklına bir şeyler gelecek mi...
Regardons la vérité en face... un jour, nous finissons de pondre.
Bak, yüzleş işte. Eninde sonunda bir gün yumurtularımız tükenecek.
Il vous faut ré pondre.
Cevap vermen gerekir

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]