English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Problème

Problème Çeviri Türkçe

87,473 parallel translation
Non, ce n'est pas un problème.
Tamam, hiç sorun değil.
Et ce n'est pas un problème.
Bu oldukça normal.
Le problème, c'est qu'il l'a détruit.
Sorun şu ki herif içinde ne varsa yok etmiş.
Vous avez un problème, mec.
Sende bozuk bir şey var dostum.
J'y suis allé et revenu une fois, ce n'était pas un problème.
Daha önce tek başıma gidip geri geldim, sorun olmadı.
Ils parlent d'un problème de caméra.
Kamerada bir gariplik olduğunu sanıyorlar.
Les autres anciens m'ont envoyés ici pour régler ce problème qui prend rapidement de l'ampleur.
Yaşlılar bu sürekli kötüleşen durumu halletmemi istedi.
Samedi, votre radio avait un problème. Elle n'a pas réussi à vous contacter.
O gece telsizinizde bir sorun olduğunu o yüzden size ulaşamadığını söyledi.
Tu sais... C'est le problème du métier, qui aide les aidants?
- Eh işte, işin bu kısmını kimse sana söylemiyor.
Je sais, c'est le problème.
- Biliyorum sorun da burada.
- C'est bien le problème.
- Ben de bundan bahsediyorum.
Un problème?
Senin neyin var?
Un problème?
Neden? Bir durum mu var?
Un problème?
Bir şey mi oldu?
Écoutez, je ne veux aucun problème.
Dinle sorun çıksın istemiyorum.
Quel est le problème?
Bunda ne sakınca var?
Notre problème, c'est que ça ressemble beaucoup au fil utilisé lors de l'agression de Trish Winterman.
Sıkıntı şu ki bu sicim, Trish Winterman saldırısında kullanılana çok benziyor Ed.
C'est quoi, votre problème?
Senin sorunun ne?
Le problème, c'est que c'est la marque utilisée par le violeur de Trish.
Sıkıntı şurada ki bu kondom markası Trish Winterman'a tecavüz eden adamın kullandığı kondomun markasıyla aynı.
Le problème du tramway.
Araba problemi.
Et si ça ne marche pas, le problème doit être éliminé.
Ama işe yaramazsa bu sorun halledilecek.
C'est quoi votre problème?
Senin derdin ne?
Ce n'est pas un problème.
Lafı bile olmaz.
Quel est ton problème?
Derdin ne?
Donc, c'est ton problème.
Bu, esas senin sorunun.
Je suis d'accord, mais Davis et Crawford ne sont pas le problème, c'est toi, Bob.
Katılıyorum ama istemediğimiz Davis'le Crawford değil sensin Bob.
Ce n'est pas un problème.
O sorun değil.
Notre ami anglais nous pose-t-il quelque problème, hmm?
İngiliz arkadaş sorun teşkil ediyor mu?
Les médecins ont dit qu'il n'y avait pas de problème avec elle.
Doktor, kızımın bir sorunu olmadığını söyledi.
Et quand bien même, cela ne ferait au mieux que repousser le problème.
Eninde sonunda geçici bir önlem olacaktır.
Ce n'est pas un problème, Giselle.
O dert değil Giselle.
Aucun problème.
Sorun değil.
Oui, je peux faire ça aux répétitions, aucun problème.
Provada yapabilirim onu. Hiç sorun değil. Evet.
Si vous avez des hésitations, ou si continuer avec moi vous pose problème, on peut discuter des options.
Bu raddede herhangi bir çekinceniz varsa veya benimle devam etme konusunda içiniz rahat değilse farklı seçenekleri konuşabiliriz.
Le problème McGill, tu es sûre que ça ne va pas poser problème?
Bu McGill mevzusu... Sorun yaratmayacağına emin misin?
La santé mentale de M. McGill est un faux problème.
Bay McGill'in akıl hastalığının konumuzla ilgisi olmadığını vurguluyorum
- Aucun problème.
- Ne demek.
Je vous ai appelés plusieurs fois au sujet d'un problème à régler.
Epey bir aramaya çalıştım ama şimdi bahsedeceğim sorunla ilgili.
C'est bien le problème.
Sorun da bu aslında.
Une fois le problème cerné, je le confierai à un bon cabinet.
Davada ne olup bittiğini anladıktan sonra konuyla çok iyi ilgilenecek bir hukuk firmasına yönlendiririm.
Je me suis occupé du problème sur la 5e.
Beşinci caddedeki sorunu hallettim.
Vous pourriez m'aider à régler un problème.
Bana yardım edebileceğini düşündüğüm bir sorunum var.
Il me semble... que vous avez ouvert cet endroit pour résoudre un tel problème.
Anladığım kadarıyla burayı da benzer bir sorunu çözmek için açtın.
On va recommencer. Pas de problème.
- Tekrar çekeriz, sorun yok.
Vous êtes une femme pleine de ressources, Mme Crawford. Là n'est pas le problème.
Varlıklı olduğunuz çok açık Bayan Crawford.
Il ne devrait pas y avoir de problème.
O halde hiçbir mesele olmamalı.
Une mère célibataire qui adopte un enfant ne devrait plus être un problème.
Yalnız bir annenin evlatlık edinmesi artık sorun olmamalı.
- On a un problème, ici.
Burada bir durum var.
Aucun problème.
- Sorun değil.
Pas de problème.
Hayır, o da olur.
Sans problème.
Kesinlikle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]