Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Prométhéus
Prométhéus Çeviri Türkçe
358 parallel translation
Le professeur Seyetik m'a invité avec mes officiers supérieurs à dîner à bord du Prométhéus.
Ve bu sırada, Profesör Seyetik beni ve üst düzey çalışanları Prometheus'da yemeğe davet etti.
- A bord du Prométhéus.
- Prometheus gemisinde.
- Du Prométhéus?
- Prometheus mu?
A part le professeur Seyetik, personne n'a quitté le Prométhéus depuis qu'il a accosté sur la station.
İstasyona yanaştığı süre boyunca Profesör Seyetik dışında Prometheus'dan ayrılan olmamış.
Les moteurs à distorsion du Prométhéus tournent à la perfection.
Prometheus'un warp sürücüsünün kedi yavrusu gibi mırıldanmasını sağladım.
Quand le Prométhéus doit-il partir?
Prometheus ne zaman gidiyor?
- Qui ça?
- Prometheus.
Elle n'a pas de nom. Elle pousse sur une double tige. On dit qu'elle a germé du sang de Prométhée.
- Prometheus'un kanından derler.
The fight of Prometheus and Ulysses.
Prometheus ve Ulysses'nin savaşı.
Ils t'enchaîneront tel Prométhée sur son roc -
Seni zincire vuracaklar - Prometheus'u kayaya zincirledikleri gibi.
Je vais en Californie... pour prêcher contre les vautours de Prométhée.
California'ya, Prometheus'un akbabalarına karşı vaaz vermeye gidiyorum.
De la lumière électrique. Grâce à Thomas Edison, le Prométhée moderne!
Elektrik ışığı, Edison'nun mucizesi, modern bir Prometheus ( Mitoloji'de bir titan ).
Les signes du zodiaque... vont jusqu'à orner la statue de Prométhée à New York.
Burç işaretleri astrologlarca ve hatta, New York'taki Prometheus heykelinin süslerinde bile kullanılmıştır.
Prométhée, qui a dérobé le feu aux dieux.
Şu, tanrılardan ateşi çalan Prometheus.
Tu ne veux pas goûter à ce nectar?
Prometheus'tan gelen bir bardak nektara ne dersin?
Les cris de Prométhée.
- Prometheus'un ( İlk insanı yaratan Titan ) çığlığı.
Les dieux ont capturé Prométhée.
- Neden bahsediyorsun? Prometheus Tanrılar tarafından tutsak edildi.
D'après le barde, si Prométhée devait être enchaîné, les hommes perdraient les dons qu'il leur a faits.
Ozanlar diyor ki, eğer Prometheus bağlanırsa... o zaman insanoğlu onun bize verdiği hediyeleri kaybetmeye başlıyor.
- Tu veux libérer Prométhée?
- Prometheus'u serbest bırakmak istiyorsun, değil mi? - Evet.
Si tu touches à la flamme, tu ne libéreras jamais Prométhée.
Alevi engellemyi dene ve sonra asla Prometheus'u özgürleştiremeyeceksin.
Va sur le mont Caucase, dans la grotte d'Héphaïstos.
- Eğer Prometheus'u serbest bırakmak istiyorsan, Vulkan Dağı'na gitmelisin... ve Hephaestus'un ( Ateş ve madencilik Tanrısı ) mağarasına girmelisin.
Elle seule peut briser les chaînes de Prométhée.
Prometheus'u bağlayan zincirleri kırabilecek tek alet.
Des guerriers du temple d'Héra essaieront de t'en empêcher.
Hera'nın tapınağına sadık savaşçılar, Prometheus'u serbest bırakmanı engellemeye çalışacaklar.
Maintenant que Prométhée est enchaîné, une égratignure risque de te tuer.
Prometheus'un tutsak alınması ile, bir çizik bile seni öldürebilir.
Prométhée, tu gaspilles ton énergie pour les hommes.
- Prometheus, şefkatini insanoğlu için boşa harcıyorsun.
- Elle veut libérer Prométhée.
Zeyna şu kılıçla ne yapmak istiyor olabilir? - Onunla Prometheus'u serbest bırakmayı planlıyor.
Héphaïstos a forgé son gantelet, comme il a forgé les chaînes de Prométhée.
Herkül'ün zırh eldivenleri Hephaestus tarafından yapıldı. Yani Prometheus'u bağlayan zincirlerde.
Celui qui brise les chaînes avec cette épée...
Yani eğer Prometheus'un zincirlerine şu kılıçla vurulursa...
Ils doivent d'abord libérer Prométhée.
Prometheus serbest kalana kadar birşey yapamazlar.
Ta seule chance de survie est d'économiser tes forces.
- Hayır! Eğer Prometheus serbest bırakılana kadar başarmak için bir şansın olacaksa... bu dinlendiğinden dolayı olacaktır.
Pourquoi crois-tu que je t'ai envoyée chez cet oracle pour Prométhée?
Eğer bir gün Prometheus tutsak edilirse, sence neden sana hangi kahini gidip görmen gerektiğini söyledim.
Je vais libérer Prométhée.
Ben Prometheus'u serbest bırakacağım.
J'en venais à Prométhée.
Tam da Prometheus'a gelmek üzereydim.
Je sais tout de Prométhée!
Prometheus hakkındaki her şeyi biliyorum!
Elle montre que vous étiez sergent d'artillerie sur le Prometheus.
Prometheus'un topçu çavuşu olduğun yazıyor.
Le Prometheus?
"Prometheus" mu?
Prométhée a apporté le feu des dieux.
Prometheus tanrıların ateşini getirdi. O- -
Ce Prometheus fut le premier vaisseau qui rencontra les Minbaris... il y a 15 ans environ.
Bu Prometheus bundan 15 yıl önce Minbarilerle ilk teması kuran gemiydi.
Le Prométhée.
Prometheus.
Et la situation sur le Prométhée me met mal à l'aise.
Ve Prometheus'ta kendimi rahat hissedebileceğimi sanmıyorum.
Vaisseau de la Fédération Prométhée.
Bu gemi, Federasyon Yıldızgemisi Prometheus. ( ÇN : Koçum benim Prometheus.
Prototype expérimental. Conçu pour des missions interstellaires.
USS Prometheus- - derin uzay taktik görevleri için dizayn edilmiş deneysel bir prototiptir.
Le Prométhée est un prototype expérimental. Et moi aussi.
Prometheus deneysel bir prototip, ve bende öyleyim.
Le Prométhée est un prototype.
Prometheus bir prototip- - çok gizli.
L'oiseau de guerre T'Met appelle le Prométhée.
Konuşan, Savaş Kuşundan T'Met, Prometheus'u arıyor.
- lci le Prométhée.
Konuşan Prometheus.
Prométhée, terminé.
Prometheus tamam.
Prométhée aux vaisseaux de Starfleet. Répondez.
Prometheus'dan, herhangi bir Yıldızfilosu gemisine.
Les Romuliens ont brouillé les fréquences de communication.
Prometheus... İşe yaramıyor. Bizi duyamıyorlar.
Bienvenue sur le Prométhée, messieurs. ll était temps.
Prometheus'a hoş geldiniz beyler. Tam zamanı.
- lls s'étaient emparés du Prométhée.
Gittiğim gemi Prometheus'u ele geçirmişlerdi.