Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Proposition
Proposition Çeviri Türkçe
3,736 parallel translation
Monsieur, on aimerait vous faire une proposition.
Bayım, sizinle bir anlaşma yapmak için konuşmak istiyoruz.
Il a accepté ma proposition des jeux de l'amitié indo-Pakistan.
Benim Indo-Pak dostluk oyunları teklifimi kabul etmiş.
Ce n'est pas une proposition.
Pekala, bu bir seçenek değil, Lacy.
Tu penses quoi à propos de la proposition de Kamil?
- Kamil'in teklifine ne diyorsun?
Une proposition comme celle-ci ne peut se refuser.
Bu reddedilemeyecek bir teklif.
J'ai une proposition pour toi!
Sana teklif aldım.
à ta proposition horizontale, ce qui a dû te traumatiser.
Bu da beni olaydan sıyrılan kişi yapar.
J'ai une proposition à te faire.
Sana bir teklifim var.
Et c'est pourquoi nous ici au MIT aimerions vous faire une proposition très inhabituelle.
Ve bu yüzden, sana MIT'te, hiç beklenmeyen bir teklif, sunmak istiyoruz.
Ce que je te demandais c'était ton aide pour comment faire ma proposition.
Senden istediğim nasıl yapacağıma yardımcı olman.
Irwin m'a fait une proposition.
Irwin bana bir teklif sundu.
Quoique ce n'est pas la proposition que je pensais que vous auriez à l'esprit.
- Böyle bir teklif alacağım aklıma gelmemişti.
Je suis honorée par votre proposition.
- Teklifiniz beni onurlandırdı
[EN LANGUE TSIGANE] Je suis venu avec une proposition.
Buraya bir teklifle geldim.
Ce n'est qu'une proposition, mais ça me semblait important, de prendre en compte les exigences d'un public, avide de nouveautés, et...
Aslında bu sadece bir öneri. Şunun zaruri olduğunu düşünüyorum ama. Yeni akım oyunlarına meraklı izleyici kitlesini de...
Et ma proposition, alors?
Tiyatro önerim hakkında ne düşünüyorsun?
Il veut me faire une proposition pour sortir Massimiliano de ses ennuis.
Sözüm ona Massimiliano'yu temize çıkaracak bir teklifi varmış.
Quelle proposition?
- Ne teklifi?
J'ai une proposition pour vous.
- Sana bir teklifim var.
J'ai une bonne proposition pour toi.
Senin için güzel bir anlaşma yaptım.
J'espére que vous aimerez ma proposition, sincèrement, Elizabeth.
Umarım kurul teklifimi kabul etmiştir. Saygılar, Elizabeth. "
Merci pour la proposition, mais Shirley veut me parler.
Teklif için sağ ol, ama Shirley konuşmak istiyor.
Donc ma proposition est acceptée?
Yani benim teklifim mi kabul ediliyor?
9 fois sur 10, je suis ravi d'accueillir la proposition.
10 kere istesen, 9'unda memnuniyetle karşılık veririm.
Ont-ils fait une contre-proposition?
- Karşı teklif mi gelmiş?
Après j'ai dit non, il a pris sa proposition à la commission.
Ben hayır dedikten sonra teklifini kurula sundu.
C'est une proposition?
Bana uygunsuz bir teklifte mi bulunuyorsun?
Une proposition à discuter.
Tartışılması gereken bir teklif.
Quelle proposition?
Ne teklifi?
Une proposition de mariage.
Evlilik teklifi.
Je savais que tu penserais à ma proposition, je ne voulais pas rater l'occasion.
Teklifimi düşüneceğini biliyordum. Tekneyi kaçırmak istemedim.
Pour que tu saches que je suis réel et que ma proposition est solide.
Çünkü ciddi olduğumu bilmeni istedim ve teklifimin içinde bir teklifim daha var.
Eh bien, il a quelques photos de toi faisant ta proposition à Tribeca. - Quoi?
Tribeca'da bana evlenme teklif ederken çekilmiş birkaç karen var.
Maintenant, notre dernier sujet est une proposition de Kristina Braverman à propos du retour du distributeur qui était là l'année passée.
Şimdi son gündem maddemiz Kristina Braverman'ın geçen yıl burada olan satış makinelerinin geri getirilmesine dair teklifi.
Doc voilà ma proposition.
Bu yüzden benim teklifim bu.
Ed veut accepter la proposition de cette jeune nana mais je vais choisir Bill McKendree.
Ama ben de benim adam Bill Mckendree ile gitmek am Ed, bu genç babe adlı önerisi ile gitmek istiyor.
As-tu au moins jeté un œil à la proposition de cette femme?
Bile bu kadının önerisine baktınız mı?
Je ne sais même pas si c'est sa proposition.
Onun önerisi ise bile bilmiyorum.
Faîtes une contre proposition.
Karşı öneri yap.
C'est lié à votre proposition?
Çevresel teşebüsünüz ile mi alakalıydı?
Bien que je n'aie pas pu présenter mon projet à la conférence, ça n'a fait que renforcer ma volonté de faire avancer cette proposition historique.
Her ne kadar çevre konferansında şahsi teşebbüsümü anlatamamış olsam da bu durum yalnızca bu önemli tüzükte ileriye yol almak için duyduğum azmi kuvvetlendirdi.
Père. Je suis désolée mais refusez cette proposition.
Baba özür dilerim ama reddetmeni isteyeceğim.
J'ai une proposition.
Bir önerim var.
Vous permettez que je soumette une proposition marketing?
Bir pazarlama önerisi sunabilir miyim?
Est-ce que vous avez cru que c'était une gentille proposition?
Ses tonum sana, bunu öneriyorum gibi mi geliyor?
J'augmente n'importe quelle proposition de 50 %.
Kadro doldu.
Quel est votre proposition?
Rakamın nedir?
- On a décliné leur proposition. - Merci!
Onunla konuştuk ve teklifi geri çevirdik.
Je la veux tellement. J'ai une proposition.
Acayip istiyorum Hope'u.
C'est une simple proposition.
Sadece bir öneri bu.
heu, non, je ne... ( bégaiements ) Nous ne faiblissons pas. Vous devez me soumettre une proposition formelle pour demain midi
Hayır, ben - Düşmüyoruz.