Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Relatives
Relatives Çeviri Türkçe
85 parallel translation
Les questions relatives à une affaire jugée sont interdites.
Kapanmış davaya ilişkin soruların sorulması yasaktır.
Monsieur Milliken, avez-vous reçu de vos lecteurs des lettres relatives à ce procès?
Bay Millikan gazetenize, bu haberi yaptıktan sonra tepki mektupları geldi mi?
Le fait est que j'ai, dans mes dossiers privés, assez de preuves relatives à des bâtiments publics, des contrats routiers, des projets de ports et d'usines, pour nous mettre, vous, le procureur, moi
Sizi, kendimi ve vekillerin 3'de 2'sini önümüzdeki 20 yıl boyunca parmaklıkların arkasında tutacak kadar dosyamda kanıtım var.
Les 1 res archives relatives à Anton Karidian datent d'il y a 20 ans.
Anton Karidian'la ilgili son 20 yıldan daha önceki döneme ait kayıt yok.
Demain, ils vous poseront des questions... relatives à vos expériences.
Yarın muhtmelen sizi görüşmeye çağıracaklar. Deneylerinizle ilgili sorular soracaklar.
Première preuve de votre bonne foi : où en sont vos expériences relatives au missile Gamma 5?
Öncelikle, bir iyi niyet göstergesi olarak kurul sizden Birleşik Devletler'de Gamma Beş olarak bilinen füzenin gelişimini anlatmanızı istiyor.
Affichage de toutes les données relatives à l'orage.
Son iyon fırtınası ile ilgili tüm bilgileri çıkar.
Vous devez laisser le M-5 procéder à cette approche, à la mise en orbite et à l'analyse des informations relatives à l'équipe au sol.
M-5'in yörünge tespitine uymalısınız, ve sonrada iniş ekibi tavsiye verilerini analiz edişine.
Puis l'accusé a fait des commentaires déplacés sur le corps de Mlle Strang, des remarques pas du tout légales, relatives à de la détente, puis il a mis sa robe par dessus sa tête et s'est mis à gémir.
Davalı daha sonra Bn. Thang'in bedeni hakkında yorum yaparak eğlence hakkında pek yasal olmayan çeşitli ifadelerde bulunup cüppesini başına geçirerek inlemeye başlamıştır.
Des informations relatives au hold-up de Tres Cruces : il y a 3 morts et un blessé grave :
Sorun ne o zaman? Programımızı önemli bir bilgi ile kesmek zorunda kalıyoruz. 3 kişinin öldüğü ve bir memurun durumunun hala ciddi olduğu bilinen
Les relances indiqueront les valeurs relatives de chaque jeu.
Elbette. Bahisler her elin gücünü gösteriyor.
Je ne répondrai pas aux questions relatives à quelqu'un d'autre.
Başka herhangi biriyle ilgili sorulara cevap vermeyeceğim.
SIÈGE DU FBI WASHINGTON, DC Agent Scully, l'agent Mulder avait-il pour mission d'enquêter sur des affaires relatives à l'évacuation de Townsend, Wisconsin?
Ajan Scully bilgilerinize dayanarak bize söyleyin, Ajan Mulder'ın Wisconsin, Townsend kasabasının tahliye edilmesiyle ilgili konuyla bir ilişkisi oldu mu?
Toutes choses étant relatives.
Her şey görecelidir.
En conséquence, n'avons-nous pas appris à vivre ensemble dans une paix et une harmonie relatives?
Şimdi buna rağmen, sonuç olarak barış ve karşılıklı uyum içinde bir arada yaşamayı hâlâ öğrenemedik mi, ha?
En particulier celles relatives à Mr Wickham, qui si elles étaient vraies, seraient en effet très graves, mais elles sont totalement sans fondement, et que je ne puisse réfuter qu'en mettant sous vos yeux le récit de ses relations avec ma famille.
Özellikle de Mr Wickham'la ilgili olanlara, Doğru olsaydı çok üzüntü yaratacak olan tamamıyla asılız bu suçlamaları, ancak ailemle olan ilişkisini açıklayarak çürütebilirim.
Transférez les données relatives au Mont Asama de Balthasar à Melchior. Un voyage scolaire?
Balthasar dan Melchior a Mt.Asama nın incelenmiş görevini en kısa sürede aktarın.
Il y a 6427 entrées dans la base de données relatives à ce sujet.
Veri bankasında bu konuyu karşılaştırmak için 6.427 giriş var.
Le programme est mis au point à partir de proportions relatives.
Bilgisayar göreceli oranların matrisi üzerine inşa edilen bir programı çalıştırıyor.
Pour les questions relatives à la guerre, adressez-vous à moi.
Savaşla ilgili konularda benimle konuşmalısın.
Les densités relatives.
Nispi yoğunluklar...
On a consulté les notes des enquêteurs relatives à l'article 32 et celles du dèpartement d'Etat sur le Yèmen.
İlk olarak madde 32 araştırmacılarının Yemen üzerine alınmış tüm notlarını topladık.
Malheureusement, il se trouve que c'est mon patron... le rédacteur en chef Daniel Cleaver, et pour diverses raisons un peu injustes... relatives à la fête de Noël de cette année... je soupçonne qu'il ne fantasme pas sur moi.
Ne yazık ki, söz konusu kişi patronum yani baş editör Daniel Cleaver ve ben onun bu yılki Noel partisiyle ilgili hayallerinde çeşitli haksız nedenlerle yer almıyorum.
Il y a quelques lignes dans le manuscrit relatives à cette chose qui doit naître que je n'ai pas encore complété.
Bu doğacak olan şeyi belirli şekilde anlatacak birkaç Nyazian sözcüğü var ama henüz onları tamamlamadım.
J'ai vos résultats du test dactylo et toutes les données relatives à... enfin, à votre parcours, vos compétences et...
Gereken bütün veriler de... Özgeçmişinizle birlikte... ve... Becerileriniz... ve...
Applaudissez The Miami Relatives.
Miami Akrabaları'nı alkışlayın lütfen!
Laissez-nous accéder à votre base et aux informations relatives au Stargate.
Bir ekibimizin üssünüze ve geçit ile ilgili her bilgiye erişimine izin verin.
Donne-moi les données relatives aux jambes de la victime.
Kurbanın bacaklarıyla ilgili bilgileri verir misin?
Là-dedans, il y a toutes les informations relatives au projet.
İşte. Projeyle ilgili tüm bilgi burada.
Mais après avoir vérifié qu'il n'y avait pas de monstres... d'insectes et d'autres choses relatives à l'espace...
Canavarları, böcekleri ve diğer uzayla alakalı şeyleri kontrol ettikten sonraydı.
Je vais vous poser quelques questions relatives à l'enquête, et ensuite, on vous permettra de vous isoler pour pouvoir vous recueillir.
Sormam gereken birkaç soru var. Sonra sizi üzüntünüzle baş başa bırakacağım.
par le shérif Bullock un peu plus tôt dans la journée a rendu au shérif le matériel et la décoration relatives à sa charge.
Al Swearengen... önce Şerif Bullock'tan temiz bir dayak yedi... sonra da ona... şeriflik tabancasını ve nişanını geri verdi.
Toutes les conditions sont relatives.
Tüm durumlar görecelidir.
Il s'agit d'un principe physique unissant notre comprehension des forces fondamentales de la nature dans une unique équation qui s'applique à toutes les questions relatives à la vie sur terre.
Bir fizik ilkesi Dünyadaki yaşam hakkındaki her soruya uygulanabilir tek bir denklem içine doğanın temel güçlerinin bilgilerini birleştirme.
Etant donné les hauteurs relatives, l'angle de l'impact ne correspond pas.
Bu duruma uygun göreceli yükseklik ve vurma açısı tutmuyor.
Nous avons un problème. Ce fichier devait contenir toutes les données relatives à l'enquête sur le meurtre mais de grosses parties du dossier personnel du docteur Varrick ont été effacées.
Bu veri dosyasında davayla ilgili bütün bilgilerin olması gerekiyor ancak Dr. Varrick'in kişisel kayıtlarının bir çoğu silinmiş.
Voici toutes les caractéristiques relatives aux Blancs, j'en ai peur.
Ve bunlar, dostum, beyazlara özgün özelliklerdir.
M. White nous avons un ordre de la cour pour examiner cette voiture pour trouver des preuves relatives au meurtre de Charlotte Danville.
Bay White, bu arabayı incelemek için mahkeme emrimiz var... Charlotte Danville'in cinayet soruşturması ile ilgili olarak.
Des lois relatives au mariage? Je suis du métier.
Çalıştığım nikah kilisesinin bulunduğu eyaletin nikah kanunları konusunda mı?
En devinant où se trouvait les informations relatives au projet Brutus se trouvaient, et qui pouvaient y avoir un accès.
İkisinin Brütüs programında olmalarını ve bu bilgilerin yerini ve bu bilgiye kimlerin ulaşabileceğini bulduk.
Et Bien! ... Voila une preuve solide que toutes les choses sont relatives.
Eğer bu durum size bir şey anlatıyorsa o da her şeyin göreceli olduğudur.
Il y a une raison pour laquelle nos bibliothèques regorgent de solutions relatives à l'énergie solaire, à la production durable de nourriture, aux transports, au changement des méthodes de production et à la mise en place d'une économie durable qui respecte la planète. Nous manquons d'autorité...
Çözümleri ve yiyeceklerimizi sürdürülebilir yollarla üretebilmemizi ulaşım ve üretim yöntemlerinin değiştirilmesini, gezegene saygı duyan sürdürülebilir bir ekonomi sisteminin faaliyete geçirilmesini yasalara dönüştürebilecek yetkilerden yoksunuz.
Il y a aussi certaines questions très graves relatives à la non-divulgation, comme vous le savez bien.
Bunlar ayrıca gizlilik anlaşmasına göre ciddi hususlar biliyorsunuz.
"Si je donne une sentence vous donnant une liberté provisoire, ce serait conditionné par le fait que vous n'essayiez pas de vous échapper ou de vous cacher ou d'éviter de futures poursuites judiciaires relatives à cette procédure? ... " Oui. "
"Eğer size bir geçici adli serbestlik belgesi verirsem bunun kaçmayacağınız ya da saklanmayacağınız veya bu konuyla ilgili olarak daha sonraki adli işlemleri önleme girişiminde bulunmayacağınız esasına dayanmasını kabul ediyor musunuz?" - "Evet."
Je voudrais l'accès aux informations relatives à cette adresse.
Bu adresle alakalı elinizdeki nüfus kayıtlarına ulaşmak istiyordum. Hayır.
On s'en tient aux accusations relatives aux œuvres de charité du sénateur Davis.
Bu dava Senatör Davis'in kar amacı gütmeyen dernekleriyle ilgili suçlamalarla kısıtlı.
Ce programme relie les preuves relatives aux crimes de gangs en un minimum de temps par rapport à nous.
Bu program, çeşitli zamanlarda işlenmiş çete suçlarını kanıtlarla ilişkilendiriyor ve bize yol gösteriyor.
Rayons à vélocités relatives.
Işınlar, ışık hızına yakın hızda.
C'est impossible, vous le savez bien, étant donné les tailles relatives de nos armées, de nos ressources.
Bu imkânsız. Ordumuzun, kaynaklarımızın boyutuna bakarsanız bunu anlarsınız.
Le porte-parole de Culp Belling a nié tout rapport entre ce retard et les prédictions d'un médium relatives à des malformations dues à la crème.
Bir şey değil.
Êtes-vous venus me poser d'autres questions relatives à la paléontologie?
Selam.