Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Rosetta
Rosetta Çeviri Türkçe
108 parallel translation
Madame Rosetta dort!
Bayan Rosetta uyuyor.
Tout ce travail pour rien.
Olan Rosetta'nın mutfağına oldu.
Rosetta!
Rosetta!
Bois, mon trésor.
Lütfen Rosetta. biraz su içmeye çalış.
S'il arrivait quelque chose à Rosetta, je serais capable de tuer.
Rosetta'ya bir şey olsaydı, birisini öldürmüştüm.
Regarde comment on fait.
Bak böyle yapıyorsun Rosetta. Bak.
Excuse-moi, Rosetta.
Kusura bakma Rosetta.
Une goutte pour Rosetta et à moi.
Bir yudum da Rosetta'ya ve bana.
La dote de la petite était dans l'armoire.
Rosetta'nın çeyizi dolaptaydı.
- On va rentrer chez nous.
- Eve geri dönmeye karar verdim Rosetta.
Si Rosetta tombe malade j'irai la chercher avec un couteau.
Eğer Rosetta hastalanırsa, bir bıçak alır gelirim o zama unu görürsün!
Si Rosetta nous voyait, on aurait bonne mine.
Rosetta bizi görmüş olsaydı, güzel bir resim çektirirdik.
Ciao, Rosetta.
- Hoşça kal Rosetta.
Ciao, Rosetta.
- Hoşça kal Rosetta. - Güle güle.
Rosetta, tu as vu?
- Rosetta. - Ne var? - Gördün mü?
Assez, Rosetta, assez.
Kes şunu Rosetta, lütfen.
Arrête, Rosetta, arrête.
Gel tatlı meleğim.
Arrête Rosetta.
Lütfen Rosetta, lütfen...
Rosette!
Rosetta!
J'arrive.
Rosetta, geldim!
Et la superbe starlette mexicaine, Rosetta Nixon, joue la chef des bombardiers, dont la passion pour les oiseaux de mer finit en tragédie.
Sansasyonel Meksikalı yıldız Rosetta Nixon bombardıman uçağının komutanı. Deniz kuşu tutkusu trajediyle bitiyor.
Parmi elles, on trouvait des images de la pierre de Rosette... et des portraits de ceux qui vivaient au milieu de ces vestiges.
Arasında Rosetta Taşı denen bir şeyin resimleri ve firavunların harabeleri arasında yaşamış insanların portreleri vardı.
L'un d'eux crut déchiffrer la pierre de Rosette en un clin d'oeil.
Rosetta Taşı'na bakan araştırmacılardan biri, bakar bakmaz olayı kavramıştı.
Voici une réplique exacte de la pierre de Rosette.
Bu Rosetta Taşı'nın tam bir kopyasıydı.
L'originale fut découverte en 1 799... par un soldat français qui travaillait... dans la ville de Rashid, sur le delta du Nil... ville que les Européens, qui refusaient d'apprendre l'arabe... appelaient "Rosette".
Orjinali 1799 yılında, Nil Deltası'ndaki Raşit kasabasının sağlamlaştırılmasında çalışan bir Fransız askeri tarafından bulunmuştu. Arapça öğrenmeye tenezzül etmeyen Avrupalılar,... bu taşa "Rosetta" adını vermişlerdi.
Champollion, qui était linguiste, savait lire le grec ancien... et il découvrit que l'inscription de cette pierre... commémorait le couronnement du roi Ptolémée V Epiphane... au printemps de l'an 196 avant J.C.
Müthiş bir dilbilimci olan Champollion Eski Yunancayı okuyabiliyordu ve söz konusu Rosetta Taşı'nın M.Ö. 196 yılının baharında,... Kral V. Batlamyus Epiphanes'in taç giyme töreni dolayısıyla yazıldığını anlamıştı.
Heureusement, Champollion avait une autre pierre... un obélisque qui provenait des fouilles du temple de Philae... sur lequel étaient gravés... des cartouches représentant l'équivalent en hiéroglyphes... d'un autre nom grec...
Şans eseri, Champollion ikinci bir çeşit Rosetta Taşı benzeri bir dikili taşla Philae Tapınağı denen bir yerde karşılaşmıştı ve bunda Yunanca yazılı bir kalıbın hiyeroglif yazısındaki karşılığını saptamış bulunuyordu :
Existe-il une sorte de pierre de Rosette cosmique?
Yıldızlararası bir Rosetta Taşı var mıdır?
Je suis venu apprendre à faire des rosettes.
Rosetta ekmeği nasıl yapılıyor diye bakmaya gelmiştim.
C'est une pierre galactique de Rosette.
Bir galaktik Rosetta taşı.
Rosetta...
Rosetta!
Rosetta, qu'est-ce que tu fais, mon amour?
Rosetta, ne yapıyorsun, tatlım?
Rosetta Scovella.
Rosetta Scovella.
Pas comme Rosetta.
Rosetta da yapmadı.
Rosetta, Rosetta, viens!
Hadi gel artık!
Mme Rosetta Dial?
Bayan Rosetta burada mı?
Je suis Rosetta.
Ben Rosetta, Henri.
Si seulement... ils ne me faisaient pas si peur...
Keşke onlardan bu kadar korkmasaydım, Rosetta.
Ce que vos oeillères vous ont caché, c'est que le base-ball est la clé de la vie. La pierre de Rosette, en quelque sorte.
Beysbol hayatın anahtarı, adeta bir Rosetta taşı olduğunu görmeyi beceremiyorsun.
Attends donc, Rosetta!
Bir dakika! bekle!
Je payerai les factures! Rosetta!
Hesapları toplamam lazım!
- Giorgio, Rosetta, come state?
- Giorgio, Rosetta, nasılsınız?
Simplement je n'arrive pas à trouver la Pierre de Rosette.
Sadece Rosetta Stone'u bulamıyorum.
Peut-être qu'il ne sait rien... mais il est peut-être la pierre de Rosette qu'il nous faut.
Sahtekar olabilir doktor veya aradığımız Rosetta taşı olabilir.
Même avec la Pierre de Rosette, des centaines d'égyptologues ont mis 17 ans à déchiffrer les hiéroglyphes.
Rosetta'nın taşına kadar... Mısır bilimcilerinin hieroglifleri deşifre etmesi... 1 7 yıl sürmüştü.
C'est passé.
- Bitti artık Rosetta.
Assieds-toi.
Rosetta, otursana.
On y récoltait que des cailloux.
- Rosetta'yı duyuyor musun?
Rosetta est une sainte.
Rosetta bir azize.
Viens là, ma chérie.
Gel buraya Rosetta.
Vite, Rosetta!
Acele et Rosetta!