Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Salim
Salim Çeviri Türkçe
2,243 parallel translation
Bon voyage, comme on dit.
Her şey için sağ ol. Sağ salim git.
Rentre avec tous tes doigts.
Hayatım, sağ salim dön.
Je n'abandonnerai pas avant d'avoir sauvé Belladonna.
Belladonna sağ salim kollarımda olana dek durmayacağım.
Pas contre, demain, si on libère les otages vivants, ils sauront exploiter l'événement.
En azından yarına kadar. Eğer rehineler sağ salim bırakılırsa fırsattan istifade edecekler.
C'est mon devoir de libérer ces otages.
Görevim rehineleri sağ salim çıkarmak.
Adam va s'en sortir OK?
Adam sağ salim çıkacak.
Et merci de l'avoir ramené entier.
Onu buraya sağ salim getirdiğimiz için rica ederiz.
On la ramène entière à son père, ensuite on s'occupera des ravisseurs.
Onu sağ salim ele geçirmeliyiz. Onu esir alanları daha sonra düşünürüz.
Et ici, à la bataille de Mirbat, son frère Salim a été blessé puis tué.
Buradaysa kardeşi Selim... Marbat Savaşı'nda yaralandı ve öldü.
Il s'appelait Salim Bin Amr.
Adamın adı Selim bin Amr'di.
Je vais te regarder monter les escaliers. Juste pour être bien sûr que t'es correcte.
Sağ salim vardığını görmek için sen çıkana kadar bekleyeyim.
J'espère que ce vol passera vite et qu'on arrivera sains et saufs.
Umarım uçuş çabucak biter ve oraya sağ salim varırız.
Rendons-nous à la partie en un seul morceau, d'accord?
Maçı izlemeye sağ salim gidelim, ne dersin?
Tu as survécu à une attaque quand tu étais dans les entrailles.
Rahimdeyken bir saldırıdan sağ salim çıktın.
Je vous raccompagne à votre porte, c'est tout.
Sağ salim eve girdiğinizi görmek istiyorum, hepsi bu.
Quand ce sera fini, je serai là.
Sağ salim çık da, ben bekliyor olacağım.
Envoie-moi un message pour me dire que tu es bien rentré.
Eve varınca mesaj at. Eve sağ salim döndüğünü bileyim.
Rentrez à la maison vivant!
Eve sağ salim varın.
Même si nous atteignons le territoire allemand il ne sera pas facile de rentrer à la maison
Alman topraklarına sağ salim varsak bile eve dönmek hiç de kolay olmayacak.
Tu crois qu'on peut vraiment y arriver?
Gerçekten eve sağ salim varabilir miyiz?
Promet-moi d'y arriver
Sağ salim döneceğine bana söz ver.
Il doit rentrer vivant.
Evine sağ salim dönmeli.
Si nous ne pouvons permettre son retour, quelle est notre utilité?
Evine sağ salim dönmesine yardımcı olamıyorsak, ne işe yararız?
Nous ne remonterons pas une piste avant que votre fils soit en sécurité.
Bay Lindbergh, oğlunuz sağ salim annesinin kollarına dönmeden ipuçlarının üstüne gitmeyeceğiz.
- Ramène-nous vivants.
Gösteri başlıyor. - Sağ salim eve dönmemizi sağla.
Maintenant, Bart, je veux que tu guides ton père en toute sécurité à travers ces cactus.
Bart, senden babanı kaktüslerin arasından sağ salim geçirmeni istiyorum.
Faut d'abord sortir d'ici vivants.
Burada bir işe yaramazlar.. Yani bunları buradan sağ salim çıkarabilirsek belki kıymetlenir.
Avant demain matin.
Yarın sabah güneş doğana kadar yatırırsanız, kız sağ salim eve döner.
Non, tout le monde doit savoir que vous êtes à Miami et en sécurité.
Herkes sağ salim Miami'de bulunduğunu bilmeli.
Non, je pense qu'il vient de nous donner un moyen de le sortir de là vivant
Hayır, bence bize onu buradan sağ salim çıkartmak için bir fikir verdi.
On espère te revoir en bas. " OK vieux, amuse-toi bien.
"Tamamdır, kolay gelsin, umarım aşağıda sağ salim görüşürüz."
Il veillera sur vous jusqu'à votre arrivée.
Oraya sağ salim gitmene yardım edecek.
Parce que s'il ne revient pas sain et sauf, je petit-déjeunerai vos couilles avec mes Kellogg's.
- Çünkü onu sağ salim geri getirmezseniz, yarın kahvaltıda gevrek yerine sizi çiğ çiğ yerim.
Je vais appeler Terry, lui dire que tu es sain et sauf, ok?
Terry'yi arayıp sağ salim geldiğini söyleyeyim.
Je vais appeler Terry et lui dire que tu vas bien.
Terry'yi arayıp sağ salim geldiğini söyleyeyim.
Quand je pars de chez moi le matin, je ne suis pas sûr d'y revenir sain et sauf.
Ülkenin başka bir savaşa daha girmesinden endişeleniyorum. Sabah evden çıktığımda, akşam geriye sağ salim dönüp dönmeyeceğimi bilmiyorum.
J'ai fait sortir les gens saufs de la clinique, n'est-ce pas?
Herkesi klinikten sağ salim çıkartmadım mı?
C'est un plaisir de te savoir saine et sauve, petite Ahsoka.
Seni sağ salim görmek güzel, küçük Ahsoka.
Je me tire, cet immeuble porte la poisse!
Bu uğursuz binadan sağ salim çıkarım umarım.
Tu ne peux pas simplement accumuler les choses comme ça et t'attendre à t'en tirer indemne.
Şeyleri böylesine rahatça üst üste yığıp sonra da sağ salim sıyrılmayı bekleyemezsin.
- Bon voyage.
- Sağ salim dönün.
On est ok pour le retrait, et on va tenter de ramener tout le monde sain et sauf.
Haklısın. Çekilme konusunda hemfikiriz, herkesi sağ salim getirmeye çalışacağız.
Bon retour chez en vie.
Buna cevap vermem gerek. Sağ salim hoş geldiniz.
Je voulais simplement m'asurer que vous étiez bel et bien revenu.
Sağ salim geri döndüğünden emin olmak istedim.
Écoutez-moi. Ramenez-la-moi en vie.
.. onu sağ salim geri getireceksin.
Maintenant que je vais au lit, Que le Seigneur protège mon âme du Malin, Qu'Il garde mes rêves cette nuit Et me réveille au petit matin.
Yatıyorum şimdi uykuya, ruhum için ediyorum Tanrıya dua çıkarayım geceyi sağ salim, uyanayım sabaha huzurla.
On est très fiers de toi.
Sağ salim döndün ve hepimiz seninle gerçekten gurur duyuyoruz.
Vous avez ma parole d'honneur que vous les retrouverez bientôt.
Yakında sağ salim bir araya geleceksiniz. Size şeref sözü!
On ramènera Peter sain et sauf.
Peter'ı evine sağ salim getireceğiz.
- Ramène-le-moi.
- Onu bana sağ salim geri getir.
Nous nous en sortons bien.
Bu geceyi sağ salim atlatmamıza çok sevindim.