English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Seattle

Seattle Çeviri Türkçe

2,421 parallel translation
Tu fais quoi à Seattle?
Seattle'da ne yapıyorsun?
L'hôpital Seattle Grace Mercy West.
Seattle Grace Mercy West Hastanesi.
Voici Seattle Medical :
İşte başlıyor...
le chemin de la guérison.
SEATTLE TIP MERKEZİ İYİLEŞMEYE GİDEN YOL
Aujourd'hui, je retourne à Seattle Grace pour une inversion de colostomie.
Bugün, kolostomi ameliyatım için Seattle Grace'e dönüyorum.
À suivre dans Seattle Medical.
Az sonra Seattle Medikal'de "...
- Que fait-il à Seattle?
- Seattle'da ne işi varmış ki?
Il n'est pas ici.
- Seattle'da değildi.
Je suis infirmière à Seattle Pres. Ça va aller, mon chéri.
Seattle Papaz Evi'nde hemşireyim.
- La mère du gamin est infirmière - à Seattle Pres. - Faisons un jeu.
Hem bu çocuğun annesi Seattle Presbyterian Hastanesinde hemşire.
Dans un hôpital à Seattle.
Seattle'da bir hastanedeyim. İsmini bilmiyorum.
Je serai Mike de Seattle que la mauvaise saison de Marshawn Lynch rend malade.
Ama Wallace'ı öne koymuştunuz. Klasman kölesi. Klasman kancığı.
- Le badminton. Le sport? C'était son organisme de charité favori.
Seattle'dan Nate Burleson'ın bu seneyi çıkaramayacağına üzülen Mike olarak arayacağım.
C'est vous qui avez rendu plus difficile le voyage de Seattle à Cleveland que le voyage sur la Lune. Ça n'incite pas à la confiance.
Ne de olsa Seattle'dan Cleveland'a ve aya uçmak pekte güven telkin etmiyor.
- Seattle.
- Seattle.
Médiocrité transcendantale Le public de Seattle emballé par Harrison
Ravi'nin gösteriyi açtığını ve George'un... sesinin kısıldığını hatırlıyorum.
- Un arrêt court qui joue à Seattle.
Kısa alan tutucusu. Seattle'lı bir kısa alan tutucusu.
Les Mariners de Seattle remportent les deux matchs de cette série.
Seattle Mariners, bu serideki iki maçı da kazandı. Üst üste on maç kazandı.
13 victoires, 3 défaites.
Seattle 13 maç kazandı, 3 maç kaybetti.
J'ai déménagé à Seattle.
Seattle'a taşındım.
- Le meilleur hamburger à Seattle.
- İnsanlar kaliteli yapımları...
- Les gens aiment écouter...
- "Seattle'ın En İyi Hamburgeri."
KCMU. Le rapport rock sur Seattle.
KCMU Seattle'ın kasıp kavrulduğuna dair bir rapor.
À vrai dire, il y a toujours eu une bonne scène musicale à Seattle.
Gerçeği söylemek gerekirse, Seattle'da hep büyük olaylar olmuştur.
À Seattle, n'importe quel soir, je tombais souvent sur Stone et Jeff qui se rendaient à des concerts.
Seattle'da herhangi bir gece canlı müzik dinlemek için dışarı çıktığınızda Stone ve Jeff'le karşılaşmamanız neredeyse mümkün değildi.
Il y avait des dizaines de groupes à Seattle, mais tout le monde se connaissait.
Seattle'da onlarca grup vardı, ama hepsi birbirlerini biliyordu ve herkes
Si mon père et moi n'avions pas eu une relation aussi tumultueuse, j'aurais sûrement quitté Seattle.
Eğer o dönem babam ile o kadar tartışmalı bir ilişkim olmasaydı büyük ihtimal Seattle'ı terk etmiştim.
J'ai l'impression d'être la nouvelle attraction à Seattle. Et ça risque de durer un moment.
Seattle'da kendimi yeni çocuk gibi hissediyorum ve bir süre için böyle olacağım.
J'avais réalisé le film "Say Anything..." J'avais hâte d'en tourner un autre à Seattle et d'y incorporer cette musique que j'adore.
Say Anything " adlı filmi çekmiştim, ve bir sonraki filmimi burada Seattle'da çekmek için sabırsızlanıyordum.
Tabitha Soren pour "MTV News". Pearl Jam va devenir le deuxième groupe de Seattle en un mois à se hisser en tête des meilleures ventes Ia semaine prochaine.
Pearl Jam önümüzdeki hafta bir ay içerisinde Billboard pop albümleri listesine ilk sıradan girecek olan ikinci Seattle grubu.
Une jeune fille était devant sa maison, Andy Rooney "60 Minutes" - 17 avril 1994 en larmes, et a dit :
Bir genç Seattle'daki evinin önünde durup yüzünde yaşlarla şunu demiş,
Pearl Jam reste le seul grand groupe de rock à boycotter Ticketmaster.
Pearl Jam önemli rock grupları arasında yalnız kalıyor bu rock grupları boykotunda Seattle'Iı bu gruba katılabilirlerdi ama hiçbir zaman katıImıyorlar.
J'ai emménagé à Seattle en 1983. Tout ce que je voulais, c'était vivre dans une grande ville où je trouverais des gens qui me ressemblaient, un accès à la culture, à des concerts de punk
1983 yıIında Seattle'a taşındım, ve o noktaya kadar tüm yapmak istediğim daha büyük bir şehirde yaşamaktı çünkü orada bana benzeyen insanlar vardı daha fazla kültür ve bir punk-rock gösterisi vardı.
J'ai galéré, j'ai connu tout ça. J'ai arrêté la musique pendant un moment, je suis retourné à Seattle.
Böyle bir süreçten geçerek çabaladım, çalmayı bir süreliğine bıraktım,
Pour moi, c'était fini.
Seattle'a döndüm ve Yapamıyorum, benden bu kadar dedim. "
On revenait de chez ma tante, à Seattle.
Seattle'daki halamı ziyaretten dönüyorduk.
J'ai quitté Seattle, mes amis, tout ce que j'aime, pour être là.
Seattle'dan ayrıldım, arkadaşlarımdan ayrıldım, yanında olabilmek için sevdiğim her şeyden vazgeçtim.
Il a manqué sa mission à Seattle.
Seattle'daki görevini yerine getirmemiş.
Vous êtes parti en fumée à Seattle.
Seattle'da duman gibi iz bırakmadan yok oldun.
Et j'ai tout quitté pour ce crétin.
Sonra o pislik için Seattle'a taşındım.
Seattle.
Seattle.
Elle est à Seattle.
Terry Seattle'a uçtu.
Le lendemain, il a commencé à faire du bénévolat dans un asile de nuit à Seattle.
Film çıktıktan sonraki gün Seattle'daki barınağa zaman ayırmaya başladı.
Jessie est la star et quaterback de nos plus grands rivaux, les Seattle Mist.
Jessie bizim baş rakibimiz olan Seattle Mist'in takım kaptanıdır.
Touchdown Seattle, et Jessie Carver celèbre ca avec sa signature et sa dance dans la zone d'en but.
Seattle gol attı, ve Jessie Carver bunu kendine has kışkırtıcı dansı ile kutluyor.
Uh, Seattle, Reno et... tu avais 6 ans.
Seattle'a, Reno'ya ve sen sadece altı yaşındaydın.
Tommy peut bien rapporter le Space Needle de Seattle, je suis juste heureux de le revoir enfin.
Anne, Tommy Seattle'dan oranın yaka iğnesini getiriyordur belki. Onu boşver, sonunda geldiği için çok mutlu oluyorum.
Et vous savez pourquoi?
- Ama Seattle Grace'de bu merkezin olmadığını da hesaba katarsak peki neden bizde olmadığını biliyor musunuz, Dr. Bailey?
Je m'appelle Cameron Crowe.
Ben Cameron Crowe, 80'lerin ortalarında Seattle'a ilk taşındığımda
Je travaillais dans la presse musicale quand je suis arrivé à Seattle au milieu des années 80.
Rock gazetecisiydim.
C'est ta mère qui a décidé de venir...
Annen arabaya atlayıp Seattle'a gelmeyi karar...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]