English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Senpaï

Senpaï Çeviri Türkçe

123 parallel translation
J'en informerai Mlles Katsuragi and Akagi.
Katsuragi-san ile Akagi-senpai'ye söylerim.
Pr Akagi!
Senpai...
Ritsuko!
Senpai!
C'était la petite amie de Higurashi Senpai, et c'était lui qui avait fait part de sa disparition.
Mai, kaybolmuştu. Onu bulmak istiyorduk.
C'est en 2ème année d'école primaire... que Mai a rencontré Higurashi-Senpai à son job à mi-temps et ils sont sortis ensemble.
Liseye geçtiğimizde Mai part - time çalıştığı işte Wataru ile tanıştı ve ikisi çıkmaya başladı.
En fait, Senpai...
Tuhaf...
Depuis que Mai avait disparu il y a un mois... Higurashi-Senpai avait passé chaque jour à la chercher.
Mai kaybolalı bir ay olmuştu ama yine de Wataru her gününü onu aramakla geçiriyordu.
Je voulais faire ce que je pouvais pour aider Higurashi-Senpai.
Onu yardım etmek istiyordum.
Senpai.
Wataru.
Senpai!
Wataru?
Senpai!
Wataru!
Higurashi Senpai, sortons d'ici!
Wataru, çık buradan.
Senpai!
Wataru.
Senpai?
Wataru?
Mais pourquoi Higurashi Senpai voulait tuer Mai?
Peki Wataru neden Mai'yi öldürmek istedi?
Je suis désolée, Sempaï!
Kusura bakma, Senpai. [ Senpai :
Sempaï, tu ne devrais pas faire confiance aux gens si facilement.
Senpai, çok çabuk güvenmemelisin.
Je paris... qu'elle a été tué Yoko-Senpai...
Sanırım öldürülmüş Yoko Senpai...
Yoko-senpai a recu un appel de son propre cellulaire.
Yoko-senpai telefonla aranmış. Hem de kendi telefonundan.
C'est partit du téléphone de Rina, et ça a appelé sur le téléphone de Yoko.
Rina'nın cep telefonundan Yoko Senpai'nin cep telefonunu aramış.
Bah, que j'ai failli embrasser Hachimaki.
Söylemeye çalıştığım, öpüştük sayılır. { \ 3cHFFFFFF } { \ pos ( 200,30 ) } Not : Senpai kelimesi, ( - senpai ) şeklinde kullanıldığında saygı ifade eder.
Shirakawa-senpai!
Shirakawa-senpai!
Senpai, dépêche toi!
Reno, acele et!
Senpai!
Reno!
Senpai!
Senpai!
Nous sommes du club des volontaires.
Konno-senpai, bizler gönüllüler kulübündeniz.
Dis-moi, toi et Kousuke êtes tout le temps ensemble, non?
Son günlerde, siz ve Kousuke-senpai sürekli birliktesiniz, haksız mıyız?
Kousuke a dit :
Kousuke-senpai demiş ki...
Et après Kousuke a dit qu'il ne sortait pas avec toi!
! Daha sonra Kousuke-senpai sizinle çıkmadığını söyledi!
Kousuke!
Kousuke-senpai!
Makoto!
Konno-senpai!
Je ne comprends pas de quoi tu parles, Rin!
Ne demek istediğini anlamadığımı söyledim, Toshaka-senpai.
Shirô, je serai dans la cuisine.
Senpai, mutfağı bir süreliğine alıyorum.
Ce n'est rien. Je te fais confiance, moi aussi.
Sorun değil, ben de sana güveniyorum, Senpai.
Bonjour, Shirô.
Günaydın, Senpai.
C'est grâce à tes conseils.
Çünkü bana sen iyi öğrettin, senpai.
- De quoi peut-il bien s'agir?
Ne oluyor olabilir, senpai?
Mademoiselle Fujimura... Shirô a vraiment toujours été comme ça?
Senpai çocukluğundan bu yana hep böyle miydi?
Shirô... Ça va aller?
Senpai, sen iyi misin?
Bonjour, Shirô.
Ah, günaydın, Senpai.
Saber et toi, vous vous entendez vraiment bien.
Senpai ve Saber-san iyi anlaşıyorlar değil mi?
Shirô, tu n'as pas faim?
Senpai, iştahın yok mu?
Shirô... C'est vrai?
Senpai, bu doğru mu?
Toi aussi, Shirô?
S-senpai, sen bile...
Shirô? Le repas est prêt.
Senpai, kahvaltı neredeyse hazır.
D'accord...
Peki, Senpai.
- Shirô? Ta main... - Tiens?
Senpai, elin...
- Passez une bonne journée.
Tamam. İzninizle, senpai.
Mais Mlle Fujimura te l'a demandé à toi, non?
Fujimura-sensei, bunu senin yapmanı söylemedi mi, Matou-senpai?
- Bonjour.
Senpai
On va le présenter à l'Aîné.
O Senpai ile buluşacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]