English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Sensible

Sensible Çeviri Türkçe

3,643 parallel translation
Il est dans la salle de repos, et c'est pourquoi vous ne vouliez pas que je prenne un soda, car je suis le problème familial sensible que vous avez.
O dinlenme odasındaydı ve siz o yüzden girip sodamı almama izin vermediniz. "Çünkü hassas aile meselesi" bendim.
On veut un homme qui est intelligent et sensible et compréhensif.
Zeki, hassas ve şefkatli bir erkek isteriz.
Sois juste ton doux, intelligent, et sensible toi-même.
Git oraya ne kadar şeker, zeki ve hassas biri olduğunu göster. Tamam. Sağ ol Holly.
Tu n'es pas sensible à la musique de la parade nuptiale.
Çiftleşme dansının melodisine alışkın değilsin.
Je suis très sensible aux épices.
Ben baharata karşı çok hassasımdır.
On, on a juste besoin d'etre très sensible.
Daha hassas yaklaşmamız lazım.
Sensible, Dr.Grey?
İçiniz mi kalktı, Doktor Grey?
Pourquoi suis-je si sensible?
Niye bu kadar hassasım ki?
C'est pour ça qu'ils ont rien dit de sensible.
Neden gerçekten zarar verecek bir şey yapamadıklarını açıklıyor.
Il est tout féroce à l'extérieur et sensible à l'intérieur, et il a cette petite bouille si mignonne!
Dışarıdan baktığında çok sert ama içi o kadar yumuşak ki. Ayrıca küçücük ve öyle sevimli bir yüzü var ki.
Antonio était un sujet sensible au bureau, ok?
Antonio ofisteki hassas bir konuydu, tamam mı?
M. Jane, c'est une période très sensible. Ouai, ce sont justes des ados. Ils s'en remettrons.
Bay Jane bu çok hassas bir an.
Une âme sensible qui maintenant ressent de profond remord pour avoir parler si durement.
Bu kadar sert konuştuğu için şu an derin bir pişmanlık duyan hassas bir yürek.
C'est quelque chose de sensible.
- Hassa bir işlem.
Les amies de Bree Van de Kamp vous diront qu'elle est honnete, integre et sensible.
Bree Van de Kamp'ın arkadaşları size, onun dürüst, doğru ve tutkulu bir kadın olduğunu söyleyecekler.
Ce qu'à dit à Aylin a vraiment touché une corde sensible, parce que c'est une de mes grandes insécurités.
Aylin sinirlerimi bozdu, çünkü zaten kendime güvenmiyordum.
Parce les dépenses de la carte de crédit du chef de la police sont un sujet sensible pour la presse, et que je préfère le garder entre nous.
Çünkü amirin kredi kartındaki harcamaları medya bilmemeli. Bu odanın dışına çıkmasın istiyorum.
Je vous laisserai utiliser mon équipement ultra-sophistiqué Et une fois que vous aurez collecté assez de données pour déchiffrer le signal nous ferons ensemble, tous les deux, une déclaration au monde entier. Ce récepteur est suffisamment sensible.
Sana buradaki en gelişmiş ekipmanlarımdan kullandırtacağım ve sinyali deşifre edecek kadar yeterli bilgi toplayınca dünyaya bu olayı ikimiz beraber bildiririz.
De retour en Corée, je suis une femme sensible et câline.
Kore'de yılışık biri olarak tanınırım.
Ca pourrait l'affecter émotionnellement. Masahiko est quelqu'un de sensible.
Masahiko'yu duygusal olarak etkileyebilir, o çok hassas bir çocuk.
Tout ce que je peux dire pour vous convaincre c'est qu'il s'agit ici d'un propriétaire qui est... comment dire... très sensible.
Bunu önermek için tek söyleyebileceğim şey sahibinin, nasıl desem yumuşak başlı oluşu.
Essaye d'être un peu plus sensible.
Hassas falan ol.
Quoi, je ne peux pas avoir un côté sensible?
- Ne, duyarlı bir yanım olamaz mı?
Il est beaucoup plus sensible que ce que je pensais.
Düşündüğümden çok çok daha hassas galiba.
Il est sensible au bruit et à la lumière.
Ayrıca ışığa ve sese karşı da hassas olmalı.
Le sujet est sensible pour vous, alors j'ai inventé pour vous épargner.
Bu konuda çok hassasın, bu yüzden arkadaşın olabilmek için bunları söylemekten kaçındım.
Je savais que le décès de votre patient était un sujet sensible, je...
Hastanın ölmesinin hassas bir konu olabileceğini biliyorum, ben sadece...
Euh, il était très sensible à la lumière.
Işığa duyarlıydı.
Aucune raison, Je suppose, mais... il était très sensible à la situation du peuple Afghan.
Sebebi yok, sanırım ama... Afganistan haklının durumuna üzülecek kadar anlayışlı biriydi.
Assez sensible pour trahir son pays?
Kendi ülkesine ihanet edecek kadar anlayışlı? Hayır.
Je viens d'un quartier sensible.
Ben sokaklardanım.
Depuis quand tu es si sensible?
Vay! Ne zamandan beri bu kadar hassassın?
Comme tu es sensible.
Evet, çok duygusalsın.
C'est assez sensible ça?
Bu nasıl, duyarlı mı?
Je suis sensible aux pertes de la communauté.
Toplumun kaybına karşı duyarlı oluyorum.
Établissement d'information sensible compartimenté.
Gizli bölümlendirilmiş bilgi tesisi.
Le verrou de glace est très sensible.
Mercek tekrar kilitlenebilir, çok hassas.
- Désolée, c'est un sujet sensible ici.
Üzgünüm. Tesisat burda hassas bir konudur.
Je ne pense pas t'avoir déjà vue être sensible et sérieuse comme ça.
- Seni hiç böyle duygusal ve ciddi görmemiştim.
Je suis vraiment un gars sensible.
Ben gerçekten duygusal biriyim.
Sensible, mais fort?
- Duygusal ama güçlü mü?
alors c'est quoi ton style, laconique mais avec de la compassion, sensible mais fort?
Senin söyleme tarzın nedir, kısa ama merhamet dolu mu... - duygusal ama güçlü mü?
Et je veux quelqu'un qui sera sensible a ce qu'il se passe.
Ve yaşadığın şeylere duyarlı olacak birini istiyorum.
Je sais, je suis grand mais je suis sensible.
Tamam, koca adamım ama benim de duygularım var.
Ne sois pas si sensible!
Bu kadar duygusal olma.
Vous ne devriez pas être aussi sensible, Watson.
Bu kadar hassas olmamalısın, Watson.
Je suis sensible à votre idéalisme naïf, mais vous ignorez la réalité.
Masumane görüşlerinize saygı duyuyorum. Ama olayın olası sonuçlarını hesaba katmıyorsunuz.
Son air de personne froide et logique est une façade qu'elle s'est créée pour protéger son esprit qui est en fait très sensible
Soğukkanlılığı ve mantıksal tutumu, hassas psikolojisini etkilememesi için bir koruma mekanizması oluşturuyor.
Tu n'es pas trop sensible comme certains.
.. tarafını seviyorum.
Je veux dire, évidemment l'affaire est sensible.
Belli ki, bu dava çok hassas.
Il est plus sensible que la plupart des gens.
Tam tersi hâlbuki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]