Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Servant
Servant Çeviri Türkçe
670 parallel translation
L'humble servant fut très chanceux d'avoir trouvé la solution.
Mütevazilik olayı çözmede şans kazandırıyor.
J'arrive chez les fous et je vois un des Park de Boston servant des petits fours, j'ai bien le droit de m'interroger.
Boston'lu Parkes'lardan birini aperatif servis ederken görünce... sanırım biraz merak maruz görülebilir.
Et ensuite Morphée, le dieu des songes, recouvre tout de son manteau de noirceur, alors que Diane, se servant de la lune comme d'un arc, décoche une flèche de feu qui sème le ciel d'étoiles.
Ve sonra, uyku tanrısı Morpheus, her şeyi gece pelerini ile örtüyor, ve Diana, yeni ayı yay olarak kullanarak, gökyüzünü yıldızlarla bezeyen ateşten bir ok fırlatıyor.
Il s'est ruiné le cœur en servant de cobaye sur les vols à haute altitude.
Çok yüksek uçuslarda kendini kobay olarak kullanïp kalbini mahvetti.
Deux de vos hommes ont été tués en servant leur pays... comme moi!
İki adamınız öldürüldü. Benim gibi ülkelerine hizmet eden cesur adamlar.
Entre la Nouvelle-Orléans et Charleston, j'ai travaillé comme servant, comme marin.
New Orleans-Charleston arasında işçi ve denizci olarak çalıştım.
Shep HuntIeigh, mon chevalier servant à l'université.
Shep Huntleigh. Kolejdeki son senemde onun broşunu takardım.
Tout en servant votre cause, vous avez servi la cause du Roi.
Hikaye bu gece çok iyi işledi. Kral adına iyi bir iş yaptın.
Spécification : Steven Maryk, Lt. de réserve, servant à bord du USS Caine a, le 31 juillet 1944, relevé le capitaine Queeg de plein gré et sans autorisation.
Steven Maryk, Yüzbaşı, Birleşik Devletler Donanmasına ait Caine gemisinde görev yaparken, 31 Temmuz 1944, tarihinde Binbaşı Queeg'i bilerek ve isteyerek görevinden almıştır.
Une échoppe servant de boîte aux lettres.
Posta adresi olarak kullanılıyor. - Parayı göndermedin.
Miss McCardle, allez-vous appuyer sur ce bouton, ou faut-il que je vous prenne à bras pour défoncer cette porte en me servant de vous comme bélier?
Şu düğmeye basın..... yoksa kapıyı kırarım!
Comme il semblerait qu'il soit introuvable, je ne vois pas d'autres solutions que d'appeler la plus haute autorité de l'armée, commandant tous les soldats servant le drapeau américain, j'ai nommé le président des États-Unis.
Kim olduğunu bu şekilde tespit edemediğimize göre, bir tek isim dışında başka seçeneğim kalmadı... Amerikan bayrağı altında hizmet veren bütün askerlerin komutanı. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı.
Des femmes maquillées servant des idoles sculptées.
Süslü görüntüleriyle hizmet veren boyalı kadınlar.
Je croyais être sur la bonne voie en servant Dieu.
Tanrı'ya hizmet etmek için burada olduğumu sanıyordum.
Ne voyez-vous pas qu'en servant Achab, nous partageons son blasphème?
Fakat Ahab'a hizmet etmekle onun günahına ortak olduğunuzu görmüyor musunuz?
Comme le diable peignant nos roues de rouge... et se servant de sa queue, comme d'un pinceau!
Şeytan'ın tekerlekleri, kuyruğunu fırça olarak kullanarak kırmızıya boyaması gibi mi?
Comme un ventriloque se servant de ta bouche,
Sen değilsin konuşan ; bir vantroloğun kuklası sanki.
En me servant de Pyewacket.
Büyü yaptım. Pyewacket'ı kullandım.
Vous croyez qu'un singe habillé peut faire un chevalier servant.
Maymuna kıyafet giydirip onu kavalyeniz yapabileceğinizi sanırsınız.
Comme les Turcs ils portaient fez et sandales. Même nourriture... Se servant d'ânes pour les fardeaux.
# Türkler gibi fes ve çarık giydiler... #... aynı yiyeceği yediler... #... birlikte sıkıntı çektiler... #... yük işlerinde, ulaşımda eşekleri kullandılar.
De quoi envoyer en prison ton chevalier servant.
Gezgin şövalyeni parmaklıklar ardına gönderebilirdim.
Servant actuellement sur l'Enterprise.
Riley, Kevin. şu anda U.S.S. Enterprise'da görevli.
Non. Elle essaie juste de survivre en se servant de ses facultés naturelles.
Başka formlara girme yeteneği kullanarak hayatta kalmaya çalışıyor.
Je suis le servant de Mademoiselle.
Kajii ailesi mensubuyum. Hanımım burada mı?
Donc, vous m'avez menti, en me servant toutes ces salades.
Demek o süslü püslü sözlerinle bana yalan söyledin.
J'ai pris la liberté d'arranger quelque chose avec le collège... en me servant de l'arbre généalogique de ma propre famille comme couverture.
Ben de kendi soy ağacımı araştırma mazeretiyle, bu konu üzerinde çalışma cüretinde bulundum.
Billie Jean King mangé en deux sets secs. Laver complètement étouffé après le gain du premier set. Et Pancho Gonzales, servant comme jamais, avec de superbes volées et des retours décisifs en revers, a été sucé à travers le filet lors de la balle de match, et entièrement avalé en tout juste deux minutes.
Billie Jean King düz setlerde yem oldu Laver ilk seti aldıktan sonra pestile çevrildi Pancho Gonzalez voleleri ve ters vuruşlarıyla mükemmel servisler atarken ağdan emilip iki dakikada yutuldu.
En servant sur Stratos, Vanna est restée longtemps à l'abri du gaz.
Stratos'un bir üyesi olarak Vanna, uzun süre gaza maruz kalmadı.
On ne peut pas dépenser 2 millions pour des machines servant à peine.
On yılda bir kullandığın ekipman için milyon dolarlar harcayamazsın.
Le combat des sapeurs américains aidés des Grecs et des Australiens, étonnant le monde en se servant de bulldozers comme bazookas et de baïonnettes comme bazookas... balles.
Sam Amcanın istihkamcıları Yunanlılarla, omuz omuza savaşıyor. Anzaklar... buldozerleri bazuka olarak kullanıp dünyaya savaş öğretiyorlar, süngüleri bazuka gibi, kurşunları...
Les leviers servant à lancer les torpilles, précises jusqu'à 35 mètres.
Torpillemek için, 36 metre menzilli manivela kolları.
Saviez-vous qu'il est le cavalier servant de Marian?
Bilmiyor musun, o Marian'ın kavalyesi.
tout en servant ton pays, tout comme Nathan Hale.
dimdik yürüyeceksin, tıpkı Nathan Hale gibi.
Les lumières servant ø éclairer la piste sont tournées vers le hangar.
Bölgede kullanılan projektörler, hangarı aydınlatmak için döndürüldü.
Elle essaie juste de survivre en se servant de ses facultés naturelles.
Başka formlara girme yeteneği kullanarak hayatta kalmaya çalışıyor.
- Ton chevalier servant vient d'arriver.
- Sanırım erkek arkadaşın geldi.
Au coin de la Neue Wilhelm Strasse et de l'Unter den Linden se trouve une taverne servant plus de 900 sortes d'alcools, surnommée le "Cochon noir", qui attire les écrivains.
Neue WilhelmstraBe ile Unter den Linden'in köşesinde 900 çeşitten fazla likör sunan ve yazarların buluşma yeri olan Kara Domuz isimli bir taverna.
Et qu'il devrait avoir l'œil sur les atouts, tout en servant à boire.
Bir de, şarap servisi yaparken kozlara şöyle bir göz atacaktı.
Les animaux servant aux tests sont ici.
Bütün deney hayvanlarımız da burada.
- Je me les suis fait en te servant.
- Sana hizmet ederken dost-düşman oldular.
- Le matin, le padrone envoyait un servant pour nous ouvrir les portes.
Şafağa dek hayvanlar gibi kilit altındaydık. - Sonra?
Un servant entre discrètement avec deux verres de vin Marsala. Du Marsala, mon cul. Je veux du champagne.
İpek geceliklerimizle radyo dinlerken bir hizmetçi iki bardağa bizim için Marsala şarabı dolduruyor...
Hourra, mon chevalier servant arrive!
Yaşasın! Hayranım geliyor!
Pavel Chierbouk. Notre voisin, chevalier servant, hôte et créditeur
Pavel Petrovich Shcherbuk, komşumuz, süvari, misafir ve alacaklımız.
premièrement, Delta a enfreint les règles de recrutement en servant de l'alcool aux bizuts, et en dehors des heures légales.
Birincisi, Delta Evi, üyelik başvurularının yapıldığı hafta... brinci sınıf öğrencilerine alkollü içki ikram ederek... üyelik kurallarını bilerek ihlal etmiştir. Hem de bu işi... belirlenen alkol saatlerinin dışında yapmıştır.
L'autre moitié servant de garantie.
Kendi yarısını teminat olarak koyuyor.
Vous rappelez-vous de l'ARN... cet acide nucléique servant de messager cellulaire... qui transporte l'information génétique hors du noyau?
RNA'yı hatırlıyor musunuz? Nükleik asitleri mesajcı olarak kullanarak, genetik kodu hücre nükleusundan dışarıya taşıyordu.
Tu es son chevalier servant?
Yoksa onun jigolosu musun?
J'ai travaillé dur pour en arriver là où je suis et je ne suis pas devenu capitaine d'un vaisseau Vogon simplement en servant de taxi pour de nombreux profiteurs.
Olduğum yere gelmek için çok çalıştım ve yozlaşmış beleşçilere taksi servisi sunmak için kaptan olmadım.
On appelait ce sac le "Chevalier Servant".
Kadınların Koruyucusu derdik.
En les servant.
Onları nasıl durdurmayı plânlıyorsun?