English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Sigil

Sigil Çeviri Türkçe

102 parallel translation
Raconte quand il lui dit : "Couille avariée".
Onlara Terrance'in Philip'e pislik dolu bir sigil dedigini anlat!
- C'est pour les verrues.
- O siğil için.
des oreilles d'âne, l'œil torve, le nez cassé et une grosse verrue sur le menton.
Koca kulakları, bir gözünün üstünde yara izi, kırık bir burunu, çenesinde de bir siğil vardı.
La colonne était pleine de cloques.
Kolda yaklaşık 10. 000 siğil olmalıydı.
Et on ne retrouva qu'un remède pour les verrues... et un gros testament.
Geriye kalan her şey, kimi siğil ilaçları dışında kocaman, devasa bir vasiyetti.
Bien mélangés, ces dangereux ingrédients... dissolvent les verrues.
Doğru şekilde karıştırılan, bu tehlikeli malzemeler dünyanın en iyi siğil yok edicisini oluştururlar.
- La. - Un poireau.
- Siğil.
- Un poireau? Ooh!
- Siğil mi?
Et qu'il allait m'exclure de sa vie comme si j'étais une verrue indésirable.
İstenmeyen bir siğil falanmışım gibi... beni hayatından çıkarıp atacakmış.
Va te laver avant d'avoir des verrues.
Bana dokundu. Git yıkan! Her tarafın siğil dolacak.
- Fais-lui tirer la langue.
- Suratına siğil koy!
- Maladies, verrues, politiciens. - Tu as déjà dit ça.
- Ağrı, acı, siğil, politikacılar.
Sale face de crapaud, va!
Seni koca, çirkin, siğil suratlı.
- AnatoIy avait...
- Kont Anatoli - Siğil.
Non, c'est pour les verrues.
- Hayır, o siğil içinmiş.
"Retirez les verrues au laser." Oh, c'est le futur.
"Laserle siğil yok etme." Gelecek burada.
Je risque d'avoir des verrues.
Siğil kontrolü yaptırsam iyi olacak.
Mlle Brown, avez-vous eu des verrues génitales?
Bayan Brown jenital siğil mi geçirdiniz?
S'il fallait retenir quoi que ce soit de l'Histoire, c'est que celle de l'Homme est remplie de mort et de torture, et de bûchers pour sorcières, à cause d'une simple verrue.
Eğer tarih bizlere bir şey öğretseydi, sadece yüzünde siğil olduğu için cadılık suçlamasıyla ölesiye işkence yapılıp yakılan insanların hikayesi olurdu bu.
Ça donne des verrues.
Bunların siğil yaptığını bilmiyor musun?
Meg, t'as une verrue.
Meg elinde siğil çıkmış!
Tu es trop moche pour être une verrue. L'argent de l'assurance maladie.
Çünkü siğil olmak için çok çirkinsin.
Tu vas te faire pousser des verrues.
Titremeyi kesmezsen vücudunda daha fazla siğil çıkacak.
Des verrues, c'est ça?
Siğil değil mi?
C'est vrai, tout ce qui est commun, même un rhume, j'évite.
Evet, "W" bileşiği bile kullanmıyorum. Siğil çıkarsa durumu kabulleniyorum.
Sa verrue est fausse.
Bu siğil sahte! Allah belanı versin!
- C'est dégoûtant, toutes ces excroissances...
- İğrenç. Üstü siğil dolu.
UVA sans succès.
Neutrophenia neden olur. Siğil gibi lezyonlar.
Le rendu, la queue de renard en technicolor.
Doktor... ne doktoru? Cilt, siğil, hayvan?
Au début, je le trouvais casse-patte, il est apparu... comme une verrue qu'on veut enlever jusqu'a ce qu'on réalise... que ca fais partie de vous.
Önce bir baş belası olduğunu sandım, elimde büyüdü, hep kurtulmak istediğin, ama sonradan anladığın bir siğil gibi.
J'ai une verrue au mollet gauche.
Sol baldırımda bir siğil var.
Le mot est "verrue".
Ona ben değil, siğil derler!
Elle n'a plus de verrues du tout maintenant.
Artık yüzünde hiç siğil kalmadı.
Vous saviez que Raspoutine avait une verrue sur le pénis? - Quoi?
Rasputin'in penisinde bir siğil olduğunu biliyor muydunuz?
Comme une verrue ou un oignon.
Siğil gibi mesela. Ya da nasır.
Les petits se lèchent entre eux et Harry a une verrue humide sur l'orteil.
Ufaklıklar gene birbirlerini yalıyor ve Harry'nin ağzının kenarında akıntılı bir siğil var.
Et elle connaît le sort qui permet de donner des verrues.
İnsanda siğil çıkarma lanetini biliyor.
Aussi choquant que ça puisse paraître, Je n'aime pas vraiment la crème anti verrues, ni dire aux vieux de 80 ans quelles couches fuient le moins.
Sana şaşırtıcı gelebilir ama siğil kremlerini raflara yerleştirmekten ve 80 yaşındakilere hangi bezin en az akıttığını söylemekten pek de hoşlanmıyorum.
Viens nous chercher, vantard pustuleux!
Öyle mi? O hâlde gel ve bizi yakala, seni siğil torbası.
Que je dois me faire enlever une verrue sur la bite aurait été mieux.
Aletimde koca bir siğil çıktığını ve onu aldıracağını söylesen daha iyiydi.
Mon mari, Miguel, avait une verrue sur la main.
Kocam Miguel'in elinde siğil çıkmıştı.
Elle l'a touchée. Le lendemain, elle avait disparu.
Ona dokundu ve ertesi gün siğil yok oldu.
D'abord, j'avais une périostite tibiale, un ménisque tordu et une verrue au pied.
İlk olarak bende bacak atelleri, menisküs yırtığı ve siğil vardı.
Deuxième étape : répandre la rumeur que cette boutique de comics vous donne des verrues génitales.
Bu çizgi roman dükkânının cinsel organda siğil çıkarttığı ile ilgili dedikodu yay.
Une tache de vin, ou bien une verrue.
Çıban olur, siğil olur, fark edilmeyecek şeyler işte.
Ouais, super, comme une verrue toute moche.
Tabi ya, penisinde çıkan siğil kadar harika.
Je shooterais bien ta bite mais mon pied choperait l'herpès.
Aletini şu an tekmelerdim ama ayağımda siğil çıkabilir.
Nous sommes amis, alors, tu ne vas pas devoir passer par... des verrues génitales, ou des trucs avec du pus...
Yani arkadaşız ve benden kasık biti ya da siğil filan gibi akıp irin çıkaracak bir şeyler kapmazsın.
Il a des verrues sur ses parties génitales.
Aletinde siğil var.
Regarde, un autre rien que pour toi... verrues anales.
Şuna bak. Tam sana göre, genital siğil.
Et on a utilisé un préservatif, et je me fait suis vacciné contre les HPV l'année dernière, donc, tu vois, on n'a pas besoin de parler des MST.
Prezervatif de kullandık ve geçen yıl HPV aşımı da yaptırdım. Yani siğil, uçuk ya da bel soğukluğu gibi hastalıklardan da bahsetmemize gerek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]