Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Snack
Snack Çeviri Türkçe
335 parallel translation
Je pense pouvoir en taper deux dans un snack en bas de la rue.
Sanırım sokağın aşağısındaki yemek salonundan bir çift hamburgeri beleşe kopartabilirim.
SNACK
LOKANTA
Je dois le rejoindre à Sycomore Corners à 11 h, au snack.
Sycamore Virajına'a otobüsle gideceğim. Benimle oradaki sosisli sandviççide buluşmasını söyledim.
Vous êtes un snack-bar, oui ou non?
Burada bir yemek büfesi işletmiyor musun?
Ils attendaient Lunn au snack pour le tuer.
Lunn'ı aramak için Henry'nin yemek büfesine gelmişler.
Et si quelqu'un ouvre un snack en face?
Yolun karşısına birisi daha iyi bir yer açar, biz de topu atarız.
alors ils sont entrés dans une des cabanes... qui ressemblée à un snack abandonné.
Neyse, kulübelerden birine girdiler. Orası terk edilmiş bir yemek tezgahına benziyordu.
Ou un snack-bar?
Atıştırmalık büfesi mi?
Snick, snack, snorum!
Suluk, sulak, sunak.
On peut aller au bar snack du coin.
Oh, evet, o harika bir resimdi. O resimde korkusuz ve seksi çıkmışsın.
Le bar snack du coin?
Fotoğrafçı beni iyi yakalamış demek ki.
Comme jouer au solitaire et aller déjeuner au bar snack du coin?
Küçük bir kız için oldukça büyük. - Ne demek istiyorsun? Kesinlikle onun içindeki kadını ortaya çıkarıyorsun.
- Je suis devant le snack-bar.
- Açık büfenin önünde duruyorlar.
t'as à manger ici. ce n'est pas un snack-bar
Yemek faslı çoktan bitti. Burayı dingonun ahırı mı zannettin?
Le Monty Python s Flying Circus est en direct, ce soir, du Grillomat Snack Bar, à Paignton.
Monty Python's Flying Circus yayını canlı olarak Grillomat Snack Bar'dan yapılıyor.
Bonsoir. En direct du Grillomat Snack Bar, à Paignton.
Paignton'da, Grillomat Snack Bar'daki canlı yayından merhaba.
Détendez vos jambes et faites un petit tour au snack-bar.
O yüzden, bacaklarınızı esnetin ve hemen kantine gelin.
Écoute, mon pote, le snack est fermé, le bar est fermé, mes yeux se ferment.
Bak, ahbap! Yemek bolümü kapandı bar kapandı. Benim de gözlerim kapanıyor.
La dernière fois quej ai mangé une dinde, j'étais dans un snack. L'année dernière, moi et les tortues, on mangé du jambon.
.. 2 dolarlık özel fiyatla Horn ve Hardart'da satılıyordu, üç yıl önce.
Je bossais dans un snack en Géorgie.
Bir kafede aşçıydım ben.
allons trouver un snack.
Gidip yöresel yemeklerin tadına bakalım.
Quand tu ouvres un snack-bar, tu dois cuisiner.
Bir büfe açıyorsan, pişirmek zorundasın.
Excellent snack-bar.
- Mükemmel bir açık büfesi var.
Y a un snack à 50 bornes
50 km. Ileride bir lokanta var.
Ca a recommence au snack.
- Ne yapacağı o zaman?
Et les vieux du snack?
- Peki ya yaşlı çift?
Lui, c'est Tennyson. Bien trouvé, pour un cuisinier de snack-bar!
Bir aşçı için ne kadar güzel bir isim değil mi?
C'est souvent que j'ai eu envie de "Miam pour chiot" comme snack.
Tabağımda köpek maması... istediğim çok günlerim olmuştur. İnsanlar köpeklere insanlardan... iyi davranır.
Je grignotais un snack à l'Enfer Galant's Club et un quidam m'a dit que j'avais autant d'esprit qu'une mule.
Dün gece, "Haylaz Cehennem Ateşi Kulübünde" bir şeyler atıştırıyordum, adamın biri benim, bir eşeğin zeka ve bilgeliğine sahip olduğumu söyledi.
Nous sommes au snack-bar à Haruki-ya près de l'échangeur dans le quartier 8.
8.Semt'teki anayolun oradaki Haruki-ya Barı'ndayız.
- Snack ou traiteur?
- Salamlı mı peynirli mi?
- Je pourrais me faire un petit snack.
- Biraz atıştırabilirim.
Bonjour à tous, ici Harry Doyle, pour une nouvelle édition de "Tipi tchatche".
Tekrar Merhaba, sizi wahu manyakları, ben Harry Doyle Bir başka Tippie snack programına daha hoşgeldiniz.
Le circuit de motos, le snack, une bombe devant chez toi...
Motosiklet pisti, sonra akşam yemeği, ve şimdi de evinde bomba.
Plus tard, il a dit à la police qu'il se trouvait au snack du 1er.
Daha sonra polise ikinci kattaki yemek salonunda olduğunu söyledi.
Un jour, aux toilettes d'un snack, j'ai attrapé des hémorroides.
Bir sefer, bir benzin istasyonunda klozete oturduğum için basur kapmıştım.
"et on te donnera un Scooby Snack."
Ve "Bunu yaparsan sana Scooby Atıştırmalığı veririz."
Tu disais pas déjà ça de l'hôtesse du snack?
Bunu daha önce duymamış mıydım? Danny'nin oradaki hostes için?
Est-ce que mes aliments ont joué un rôle dans sa mauvaise santé?
Sağlığının bozulmasının sebebi... -... benim snack ikramlarım olabilir mi?
Il était en train de manger une coupe Chantilly au snack.
Büfede sundae yiyordu.
Au snack. Tu mangeais une coupe Chantilly.
Büfede sundae yiyordun.
Le patron du snack est responsable de ma rupture.
O standın malzemeleriyle kim ilgileniyorsa bana bir ilişkiye maloldu.
Voici quelque 20 mètres plus loin un kiosque qui a le charme d'un snack de plage.
Yaklaşık 20 metre ötede sahil lokantası çekiliğindeki bir büfe göz çarpıyor.
Ça c'est bien, un petit snack tardif.
Evet, aferin sana.
Où est mon Snack Pack?
Sabah çikolatam nerede?
Tu n'as pas besoin de Snack Pack.
Çikolata yemeye ihtiyacın yok.
Tu sais que j'aime le Snack Pack.
Sabahları çikolata yemeyi sevdiğimi biliyorsun.
Je croyais que j'étais ton Snack Pack.
Senin çikolatan benim sanıyordum.
Lunn dînait au snack tous les soirs?
- İsveçli yemeğini her akşam büfede mi yerdi?
On trouve toujours un Snappy Snack Shack.
Sherwood, Ohio. Her zaman hızlı aperatif yemek yapan yerler olmuştu.
Celui d'une hôtesse de snack!
Danny's diye bir yerin sahibini.