English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Soap

Soap Çeviri Türkçe

154 parallel translation
Vous savez que la Adams Soap Company... a toujours loué cet emplacement pour l'été.
Adams Sabun Şirketi'nin yaz kampanyaları için hep o mekanı kullandığını biliyorsun.
C'est comme un soap opera, Lenore.
Sanki pembe dizi gibi, Lenore.
Terry Bishop est dans un soap.
Terry Bishop popüler.
J'ai eu un soap.
Bir rol buldum.
Ils t'ont déjà demandé de ne pas dire soap?
Onlara dram dememeni söylediler mi?
Si on dit un soap, Rita nous met une amende de 25 cents.
Rita, dram diyenlerden bir çeyrek dolar ceza alıyor.
Tu m'as aidée pour l'audition de ce soap.
O oyunun seçmelerinde bana yardımcı oldun.
Ah, ce soap!
O dram yok mu?
Ce soap!
O lanet olası dram!
- Soap opera.
- Arkası yarın.
- Je mets un bon soap-opéra.
Bu bir opera değil, Bir uyku ilacı.
Ce n'est pas un soap-opéra, c'est un somnifère.
Sana ne olduğunu söyleyeyim.
Il doit aimer les soap-opéras?
- İzlediği bir dizi olmalı.
"Dinasty" et les Colbys. Ou "All My Children" les soap operas.
Hanedan, The Colbys, All My Children, pembe diziler.
Claudius joue dans un soap, Gertrude joue dans une pub, et Hamlet a un problème psychologique.
.. Cladius pembe dizi rolü için akşamüstleri kayıp.. Gertrude reklam çekimi için bir hafta uğramadı.. .. üstüne Hamlet.. inanabilir misin, psikolojik sorunlarla uğraşmaya başladı..
J'ai pensé... que ça devenait pire qu'un soap-opéra.
Her şey kötü bir pembe dizi hissiyle başlıyordu.
Je laisse ses lettres. Il laisse mon "Soap Opera Digest".
Ben onun mektuplarını okumam, o da benimkileri.
Soap Opera Digest! J'aime mieux que le Reader's Digest!
"Melodram Dizi Özetleri" Favori özetlerimdendir!
Le soap-opéra est très tentant, mais je vais rater des trucs.
Yani, bu pembe dizi olayı güzel bir iş, ama fırsatları kaçırıyor muyum?
J'ai renoncé à un soap pour ca.
Bu rol için bir diziyi geri çevirdim?
Tu plaisantes! Je suis dans un soap.
Dalga mı geçiyorsun, oynadığım sadece pembe dizi.
Le soap, c'est le bas de l'échelle.
- Pembe dizi sadece bir basamaktır.
Soap est ainsi nommé car il n'aime pas se salir les mains dans les affaires louches.
Parmaklarını çorbamdan çek! 'Soap'ı herkes Soap ( sabun ) diye çağırır. 'çünkü elini hiç bir kanunsuz ise bulaştırmaz.
Il y en a 25 qui viennent de moi, Tom, Soap et toi.
Benden 25, Tom, Soap ve senden.
Soap, arrête de jouer les tapettes.
Soap, kıyma makinasi gibi davranmayı bırak.
Soap, si tu as une meilleure idée pour trouver 500 000 £ en quelques jours, préviens-nous.
Soap, önümüzdeki günlerde 500.000 pound kazanmak için daha iyi bir fikrin olursa bilelim.
Oui, tu as raison, Soap.
Doğru... şey, iyi düşünce, Soap.
Soap, il y a quelque chose qu'on devrait savoir à ton sujet?
Soap, senin hakkında bilmemiz gereken birşeyler var mı?
La Paper Street Soap Company.
Paper Caddesi Sabun Şirketi.
T'as peut-être jamais vu un épisode de Soap?
Belki de "Soap" isimli programı hiç izlememişsindir.
Je sais pas... J'ai été un personnage récurrent dans un soap.
Biliyorsun ben bir sanatçıyım.
Maintenant il pense que je ne suis qu'un acteur de soap.
Sadece bir dizi yıldızı olduğumu düşünecek.
Mais tu n'es pas qu'un acteur de soap.
Ama sen sadece bir dizi yıldızı değilsin.
Tu es un acteur de soap aux pieds affreusement petits.
Oldukça küçük ayakları olan bir dizi yıldızısın.
Ton coloc est la star d'un soap!
Oda arkadaşın bir pembe dizi yıldızı.
- Un Soap Award?
- Pembe Dizi Seçme Ödülleri mi?
Les notes SOAP?
- Dosyalar?
Pour un feuilleton j'ai besoin de lecons.
Soap Opera bana ders almam gerektiğini söyledi.
Votre soap? " T'es different.
Küçük pembe dizinizi mi?
Je faisais les mots croisés de TV Soap...
Evde oturmuş Pembe Dizi dergisinin bulmacasını çözüyordum.
Je vais être dans TV Soap!
- Pembe Dizi Dergisinde olacağım!
Shelly fait une interview pour TV Soap.
Benimle pembe dizi dergisi için röportaj yapıyor. Shelly, bunlar da arkadaşlarım.
Tu passeras dans TV Soap, avec ça.
- Evet tabi, bu seni de dergiye sokacak. - Şey, ben..
On demande toujours ça. A part Les Jours de notre vie, votre soap préféré?
- Days of Our Lives dışında en beğendiğiniz pembe dizi hangisi?
[UNCUT] On ne sait jamais ce qui peut arriver quand on joue dans un soap.
- Sen bu işe çok uygunsun. Senin zaten ismin bu! - Evet, biliyorum.
On applaudit No Soap Radio.
Alkışlarınız, No Soap Radio için.
C'est le trophée qui récompense ma carrière dans le soap!
Kaltak! O benim Gündüz Programları Ömür Boyu Başarı Ödülüm!
Il a un soap, "Le sablier de la vie". C'est une niaiserie.
Bir pembe yapıyor, "Zamanın Kumları" Çok saçma bir dizi.
C'est le soap de...
- Bu, Donovan Donaly olan dizisi.
Maryline a épousé un acteur de soap.
Demek ki, Marylin bir dizi aktörüyle evlendi.
C'était un soap à la noix.
Bu şimdiye kadar başıma gelen en harika şeydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]