English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Fransızca → Türkçe / Solutions

Solutions Çeviri Türkçe

1,088 parallel translation
Personne ne le pourrait si les solutions arrivaient toujours du Ciel.
Bu olayların olmasını o da istememiştir.
C'est vrai, mais les hommes ont des solutions.
Evet öyle ama erkeklerin seçenekleri var.
Nous avons ordre de trouver d'autres solutions.
Bize seçenek bulmamız emredildi.
Dans une quarantaine, les solutions sont extrêmement limitées.
Doktor, bir karantina durumunda seçeneklerimiz çok kısıtlıdır.
Qu'on ne me demande plus de solutions De paroles, d'écrits, de directives
İnsanların benden cevap beklemeyi... tekrar yazmam, lider olmam için yalvarmayı kesmelerini istiyorum.
Pour ce que je sais, on a trois solutions.
Size üç yol önerebilirim.
Il y a toujours d'autres solutions.
Daima bir çözüm vardır.
Nous avons étudié toutes les solutions.
Kaptan, her alternatif araştırıldı.
Il n'y a pas de solutions là-dedans. Et puis...
İşe yarayacak hiçbir şey yok burada.
- ou nous serons à court de solutions.
Beni anlıyor musun? Seni anlıyorum.
On pourrait trouver des solutions ensemble.
Belki birlikte bir çözüm buluruz.
Aujourd'hui, sur cette scène, nous allons chercher des solutions.
Ülkemiz yaşlılarını, daha ne kadar koruyacağız?
Ces solutions ne sont pas acceptables.
İki alternatifte kabul edilemez.
J'ai deux solutions.
İki seçeneğim var.
De ces deux solutions, quelle est la meilleure?
Senin bildiğin tarih veya diğeri. Hangisinin daha iyi olacağını kim söyleyecek?
Ainsi vous parlez des solutions de repli stratégique avec M. Mot?
Demek Bay Mot ile alternatif müdahale stratejileri üzerine tartışıyordunuz.
Il est logique que nous tombions sur les mêmes solutions que vous.
Arada bir de olsa, sizinle aynı sonuçlara varabiliriz.
Discuter des solutions à apporter, trouver un moyen de procéder, faire plus ample connaissance.
Beraber bir şeyler başarmak istiyorsak, önce birbirimizi tanısak nasıl olur?
Oui mais il n'y a pas d'autres solutions que de l'extirper rapidement.
Biliyorum ancak tümörü derhal kesip atmaktan başka bir seçenek yok.
J'ai un sac plein de solutions.
Ve çözümlerle dolu bir çantam var.
J'en ai marre des solutions désespérées... à des problèmes impossibles, créés par d'autres cons.
Başkalarının yarattığı ciddi problemlere umutsuzca çözümler aramaktan sıkılmıştım.
Deux solutions :
Bir seçim şansım vardı.
Si une voiture ne démarre pas, il y a deux solutions :
Bir arabanın çalışmaması için iki sebep vardır :
J'ai plusieurs solutions pour réinsérer... le programme pour les sans-abri.
Amme Hizmetlerine evsizleri eklemek için... bir iki yol buldum.
Deux solutions.
İki seçeneğin var :
"Eliminez toutes les solutions logiques à un problème et c'est la solution la plus invraisemblable qui s'impose".
"Bir sorunun tüm mantıklı çözümlerini bertaraf et - Mantıksız çözüm her zaman doğrudur."
En 38, on avait 2 solutions Le fascisme, pour conquérir le monde et le communisme pour le sauver Vous croyez?
Bana göre, 38 yılı öncesinde, iki seçeneğiniz vardı ya faşist olup, dünyayı fethedecektiniz ya da komünist olup, dünyayı kurtaracaktınız.
Il y a d'autres solutions.
Bazı seçenekler var.
Mais n'est-il pas de mon devoir de vous proposer d'autres solutions?
Ama size önerilerde bulunmak ta benim görevim degil mi?
Les journaux ont rédigé des articles pour proposer des solutions pour faire coexister les humains et les Tanuki..
Gazeteler, insanlarla rakunların birarada yaşamasını öneren makaleler yayımladı.
Non, pas de solutions désespérées.
- Acele kararlar verme.
Et je compte sur vous pour trouver des solutions.
Sanırım bir çözüm bulabiliriz.
Il y a beaucoup de gâchis je trouve des solutions.
Bir sürü şey ziyan oluyor ve bu da iyi değil.
Nous avons le choix entre deux mauvaises solutions.
Bana sorarsanız iki seçeneğimiz var. Her ikisi de kötü.
Ambassadeur Londo Mollari Ici, nous nous attachons à trouver des solutions pacifistes à nos problèmes.
Burası, sorunlarımıza barışçıl çözümler üretmek amacıyla kurulmuştur.
Quand je ferme les yeux, je ne vois que des solutions de tir.
Gözlerimi kapattığımda taktik görüntüler, hedef çözümleri görüyorum.
Dans la vie, il y a souvent des problèmes... et tout aussi souvent, il y a des solutions.
Elaine, hayatta sıklıkla problemlerle karşılaşılır. Ve aynı sıklıkla da problemler çözülebilir.
- J'ai des solutions.
- Endişelenme. Her şeyi ben hallederim.
B'Elanna cherche des solutions qui contournent les procédures de Starfleet.
B'Elanna, bazen sorunlar karşısında çözümler bulabilmek için yıldız filosu protokollerini es geçiyor.
Pour l'instant, je dois trouver d'autres solutions.
Demek istediğim, diğer seçenekleri de düşünmeliyiz.
J'ai pensé à d'autres solutions.
Bütün seçenekleri zaten göz önünde bulundurduk.
- Vous avez deux solutions possibles. Soit négocier avec un homme qui a peut-être autre chose en tête. Soit traiter avec un homme prêt à violer ses propres lois.
Görünüşe göre iki seçeneğiniz var- - ya gizli bir gündem olma ihtimali olan adam ile Pazarlığa devam edeceksiniz, yada kendi kurallarına karşı çıkmaya hazır olan bu adam ile anlaşacaksınız.
Deux solutions guère séduisantes.
Hoş bir seçim olmayacak.
Si nous continuons à improviser des solutions, cela pourrait nous tuer.
Bu çaresizce, çözüm girişimlerine devam edecek olursak kendi çabalarımız büyük ihtimalle bizi öldürecek.
D'accord, on a deux solutions.
Pekala, bunu iki şekilde halledebiliriz :
Bien sûr, il y a d'autres solutions.
Tabii ki, başka yollar da var.
Nos problèmes ont des solutions. D'abord, annuler la livraison.
Sorunlar var ama halledilebilir.
Ce sont des illusions et non les solutions que l'on espère
Bunlar aldatmaca Oyle değiller Onların söz verdikleri yanıtlar
Le Président a deux solutions :
Başkanın iki seçeneği var :
Nous avons d'autres solutions
En azından bize seçenekler sunuldu.
Tu as trois solutions :
Üç seçeneğin var :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]